Karaçelebizade Abdülaziz Efendi

Karaçelebizade Abdülaziz Efendi

1592 yılı sonlarına doğru Bursa’da doğdu. Köklü Osmanlı ulema ailelerinden biri olan Karaçelebizadelere mensuptur. Babası Rumeli kazaskerliği de yapan Hüsameddin Efendi’dir.

1598 vefatı üzerine yetim kaldı. Müderrislik, kadılık, Anadolu ve Rumeli kazaskerliği yapan ve Zuhûrî mahlasıyla şiirleri bulunanabeyi Mehmed Efendi’nin yanında yetişti. Hoca Sadeddin Efendi’nin oğlu Mehmed Efendi’nin kızıyla evlendi ve Şeyhülislam Sunullah Efendi’den mülazemet alarak çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 1617’de Kalenderhane medreselerine ve 1619’da Sahn-ı Seman medreselerinden birine müderris olarak tayin edildi. Şubat 1621’de Bursa Sultaniye ve aynı senenin Kasım ayında Edirne Selimiye Medresesine nakledildi. 1623’te İstanbul’da Hâkaniyye-i Vefa Medresesi müderrisliğine getirildi.

I. Mustafa zamanında ciddi bir ulema tepkisi olan Fatih Cami olayına katılması sebebiyle, Bursa’da Molla Hüsrev Medresesi müderrisliğine tayin edilmek üzere İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Birkaç ay sonra IV. Murad’ın tahta geçmesi üzerine affedilerek İstanbul’a geldi ve Süleymaniye medreselerinin birine tayin edildi. 1624’te Yenişehir kadılığına gönderildi. Kısa süre kaldığı bu görevden iki yıl sonra Mekke kadısı oldu. Görev süresini tamamlayarak İstanbul’a dönüşünün ardından Edirne kadılığı payesini aldı. 1634’te İstanbul kadılığına getirildi.

IV. Murad, Lehistan seferi için Edirne’de bulunduğu sırada İstanbul’da meydana gelen yağ darlığı Abdülaziz Efendi’nin narh hususunda gösterdiği katı tutumuna bağlandı ve Kıbrıs’a sürüldü.

brıs’ta bir buçuk yıl kaldı; 1636’da, Abdülaziz Efendi’nin bazı devlet ricalinin girişimleri sonucu İstanbul’a dönmesine izin verildi. IV. Murad’ın ölümüne kadar resmî görev alamadı. Vaktini eserlerinin telifiyle geçirdi.

IV. Mehmed’in cülûsunun arkasından 9 Ağustos 1648’de fiilen Rumeli kazaskerliğine getirildi. Bu görevde iken Ravzatü’l-ebrâr adlı kitabını IV. Mehmed’e takdim ederek padişahın iltifatına mazhar oldu. Şeyhülislam Hoca Abdürrahim Efendi’nin azlinden sonra, arasının iyi olmadığı Kösem Sultan’ın tesiriyle çok arzu ettiği şeyhülislamlık makamına geçemeyince hayal kırıklığına uğradı ve fıkha dair el-Kâfî adlı eseri bizzat sultana takdim ederek Rumeli kazaskerliğinin yanı sıra şeyhülislamlık payesinin kendisine verilmesini sağladı. Gerek Kösem Sultan gerekse bazı vezirlerle olan anlaşmazlığı sarayda yapılan bir toplantıda gün yüzüne çıktı. Bunun üzerine 1649’da Rumeli kazaskerliğinden azledildi. Tırnova ve Sahra kazaları kendisine arpalık olarak verildi. Ertesi yıl arpalıkları Mihaliç ve Kirmasti olarak değiştirildi. Bahai Mehmed Efendi şeyhülislamlıktan azledilince Kösem Sultan’a rağmen Bektaş Ağa’nın yardımıyla 1651 senesinde meşihat makamına kavuştu.

Dört ay kadar süren şeyhülislamlığı zamanında eski teşrifat âdetlerini uygulamaya koydu, müderrislerin tayininde hassasiyet gösterdi, vakıfların düzenlenmesi için çalışmalar yaptı. Meydana gelen bazı karışıklıklar bu işleri tamamlamasını engelledi. O sırada Kösem Sultan’ın öldürülmesinin ardından çıkan karışıklıkta 1651’de azledilerek Sakız’a sürüldü.

Sakız’da sürgünde bulunduğu sırada saraya son derece hürmetkâr olduğunu bildiren mektuplar yazdı. Bunları devletin yüksek katlarındaki tanıdıklarına gönderdi, padişah için doksan beyitlik bir terkibi bent kaleme aldıysa da bu şiir ve buna benzer gayretleri affedilmesine yetmedi. Daha sonra Ege denizinde çıkması muhtemel bir savaş tehlikesi yüzünden 1652’de, yerine bir naip bırakmak suretiyle Bursa’ya gelmesine izin verildi. 11 Ocak 1658 tarihinde, Bursa’da vefat etti.

Eserleri:

1) Ravzatü’l-ebrâri’l-mübîn bi-vekāyii selefii mâziyye ve’l-ahbâr

2) Zeyl-i Ravzatü’l-ebrâr

3) Süleymannâme

4) Zafernâme

5) Mir’âtü’s-safâ

6) Fevâyihu’n-nebeviyye fî Siyeri’l-Mustafaviyye

7) Gülşen-i Niyâz

8) Münâcât

9) Nefehâtü’l-üns fî şerhi Ravzati’l-Kuds

10) Hallü’l-iştibâh ‘an ‘ukûdi’l-Eşbâh

11) Risâle fî kavli’l-Beyzâvî “enne’l-mu’tebere tahsisu’l hâze’l-hükm

Kaynak: Ahmed Refik, Âlimler ve Sanatkârlar, Ankara: 1980, Kültür Bakanlığı Yayınları.