Mao Zedong

26 Aralık 1893te, Çinin Hunan eyaletindeki Shaoshan köyünde doğdu. On üç yaşında Shaoshan İlkokulunu bitirdi ve babasının çiftliğinde çalışmaya başladı. Bu dönemde çeşitli kitaplar okudu ve politik bir bilinç edindi. Tarihe merak sardı. George Washingtonla Napolyon Bonapartın hem askerî kabiliyetinden hem de ulusalcı tavrından etkilendi. Hunan eyaletinin başkentinde çıkan Gelaohui adlı gizli ve devrimci bir örgütün önderliğinde gerçekleştirilen protestolar, siyasi fikirlerini şekillendirdi. Fakat Hükûmet protestoyu bastırdı ve Gelaohui liderlerini öldürdü.

1911de Changshada ortaokula başladı. Şehirde, İmparator Puyinin mutlak monarşisine yönelik devrimci bir hava hâkimdi. Cumhuriyet rejimi talep edilmekteydi. İsyancılar ordu topladı ve Mao bu orduya özel asker olarak katıldı, fakat savaşta yer almadı. Çinde monarşi yıkıldı ve Çin Cumhuriyeti kuruldu. Eski monark Yuan, devlet başkanı oldu. Devrim sonrasında Mao ordudan ayrıldı. Bu dönemlerde, okuduğu bir gazete yazısından etkilenerek sosyalizmle tanıştı.

Mao, beş sene içerisinde, polis akademisinde ve sabun üreten bir okulda okudu; hukuk ve ekonomi eğitimi almaya çalıştı ama tüm bu eğitimleri yarıda bıraktı. Changshanın millî kütüphanesinde vakit geçirmeye başladı. Adam Smithin, Montesquieunun, Darwinin, Rousseaunun ve Spencerın eserlerini okudu. Öğretmen olma isteğiyle Changsha Dördüncü Normal Okuluna kaydoldu. Hocalarından Yang Changji, Maodan radikal bir gazete olan New Youthu okumasını istedi. Mao bu gazetede ilk makalesini Nisan 1917de bastı. Haziran 1919da ise okulundan mezun oldu.

1921’de Çin Komünist Partisinin Şanghay’daki ilk kongresine katıldı. İki yıl sonraki üçüncü kongrede merkez kurul üyeliğine seçildi. 1927nin bahar ve yaz aylarında Kuomintang’ın birleşik cepheye ihanetiyle ortaya çıkan kaos ortamından zorlukla kaçtı. Aynı yıl Hunan’da Güz Hasadı Ayaklanması’nı yönetti, ancak başarısız oldu. Bir avuç kalmış takipçileriyle birlikte Güneydoğu Çin’deki Jinggang Dağlarına gitti. Mao burada küçük ama etkili bir gerilla ordusu kurdu. Toprak reformu hareketini başlattı. Şehirlerden kaçan komünistler bu gerilla ordusuna sığındı. Çin Komünist Partisi içinde de bir liderlik yarışı ortaya çıktı. Mao görevinden uzaklaştırıldı.

Komünizm karşıtlarının başındaki isim olan Kuomintang lideri Çan Kay Şek, komünistleri ortadan kaldırmaya kararlıydı. Komünistler geri çekilmeye başladı ve Çin’in güneydoğusundan kuzeybatısına kadar yürüdü. Mao, bu yürüyüş sırasında en üst seviyedeki komünist lider olarak tanındı. Mao, Çin Komünist Partisi Politbürosunun İcra Komitesine seçildi. 1937-1945 arasındaki Çin-Japon Savaşı’nda, Japonlara yönelik direnişi, Yanan’daki üs bölgesinden Mao yönetti. 1942’de ise Komünist Parti içindeki rakiplerini yenerek önderliği tamamen kendi eline aldı.

Bu dönemde Jiang Qingle evlendi.

Çin-Japon Savaşı sırasında Mao, komünist karşıtı Kuomintang’la ittifak kurmaya çalıştı. Bu ittifak başarılı oldu ve Halkın Kurtuluşu Ordusuyla Çin Komünist Partisi, milyonlarca insanın destepğini aldı. Fakat bu ittifak II. Dünya Savaşı’ndan sonra bitti ve yeni bir iç savaş başladı. 21 Ocak 1949’da Kuomintang kuvvetleri, ÇKP kuvvetlerine karşı yenildi. Kuomintang lideri Çan Kay Şek, Tayvan’a kaçtı. Mao 1 Ekim 1949’da Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda yaptığı açıklamayla Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan etti.

Mao, Büyük İleri Atılım adlı politikayla Çin’in sanayileşmesini sağlamaya çalıştı. Stalin’in 1953’te ölümüyle birlikte Çinin Sovyetler Birliği’yle ilişkileri gerginleşti. Sovyetler Birliği’nin sosyalist-emperyalist bir yönetim olduğu teorileri ortaya çıktı. Mao milliyetçi bir anlayışa kaydı. Bu durum bütün Çin’in geleceğini etkiledi.

1966’da başlatılan Büyük Proleter Kültür Devrimiyle birlikte tüm Çin sathında geniş kapsamlı bir ideolojik eğitim başlatıldı; ama "İki Çizgi Mücadelesi Teorisi" nedeniyle hiziplerin meşru görülmesi sonucu bu eğitim kalıcı olamadı.

Mao, Çinin devlet başkanı olarak görev yaptığı dönemde, Pekin’deki Yasak Şehir’de bulunan Zhongnanhai’da kaldı. Çalışmalarını çoğunlukla buradan sürdürdü. Kolektivizm kampanyası başlattı. Enflasyona karşı sert bir fiyat kontrolü uyguladı. Eğitimsiz köylü nüfusu okuttu. Ağalardan alınan toprakları yoksul köylülere dağıttı. Geniş kapsamlı sanayileşme programları uyguladı. Bu dönemde Çin yılda %4 ila %9 oranında büyüdü. Yine bu dönemde Yüz Çiçek kampanyası başlatıldı; herkes, Çin’in nasıl yönetilmesini gerektiğini söylemekte serbest bırakıldı. ÇKP’ye yönelik burjuva liberal çevreler de eleştiride bulundu ve örgütlenmeye başladı. ÇKPnin verdiği özgürlükle örgütlenen liberallerin yarattığı tehlike büyüyünce, Komünist Parti içerisinde Sağa Karşı Harekat başlatıldı.

Büyük İleri Atılım politikası, Sovyet sanayi modelinin dışında kalınca, parti içinde muhalefet başladı. Buna göre Çin, tarımı kolektifleştirecek ve kırsal alanda endüstri özendirilecekti. Büyük İleri Atılım büyük başarı gösterdi. Köylülerin bazıları çelik üretimine yönlendirildi.

Çinde ekonomideki sorunlar halledilemedi. Gerçekçi olmayan miktarda tahıl talebi başlamıştı. Savaş sonrasında yeniden sanayileşme hamleleriyle düzelen ekonomi yeniden bozuldu ve kıtlık meydana geldi. Neticede parti içi çatışmalar arttı. Mao, sembolik görevlerle iktidardan uzaklaştırıldı. 1959’da Liu Shaoqi devlet başkanı, Mao ise parti başkanı oldu.

Bu parti için muhalefet, Kültür Devrimi’ni başlattı. 1966’da başlayan devrimle parti hiyerarşisi hiçe sayıldı ve iktidar doğrudan Kızıl Muhafızlar’a verildi. Ekonomik ve sosyal kargaşa arttı, yüzyıllara dayanan kültürel değerler devrim uğruna tahrip edilmeye başlandı. Bu dönemde Mao, halefi olarak savaş yıllarından tanıdığı Lin Piao’yu seçti. Fakar Lin, Mao’ya karşı askerî bir darbe düzenlemeye çalıştı; fakat Sovyetlere kaçmaya çalışırken, Moğolistan topraklarında şüpheli bir uçak kazasında öldü.

Mao, 1969’da, Kültür Devrimi’nin sona erdiğini açıkladı. Kültür Devrimi süresince çok sayıda bilim adamı ve aydın tasfiye edildi.

Mao hayatının son yıllarında Parkinson hastalığına yakalandı. 9 Eylül 1976’daki öldü. Ölümünden sonra Çin’de bir iktidar mücadelesi ortaya çıktı. Bunların biri, daha sonra Dörtlü Çete olarak anılan ve Mao’nun karısının da içinde olduğu gruptu. Bu kişiler kitle seferberliği siyasetine devam edilmesini istedi. Hua Guofeng’in önderlik ettiği diğer grup, Sovyet modelindeki merkezi planlama düşüncesini savundu. Reformistlerin lideri olan Deng Xiaoping ise Çin ekonomisinin faydacı bir siyasetle yönetilmesini destekledi. Sonuç olarak iktidarı Deng Xiaoping kazandı.


    Warning: Invalid argument supplied for foreach() in /home/yasoy/domains/yasamoykusu.com/public_html/component/story/detail.php on line 67