Silahtar Fındıklılı Mehmet Ağa

Silahtar Fındıklılı Mehmet Ağa

8 Aralık 1658 tarihinde İstanbul’un Fındıklı semtinde doğdu. Küçük yaşlarda saray hizmetine girdi ve burada IV. Mehmed’in başmusahibi Şahin Ağa’nın himayesinde yetişti. Valide Sultan ve diğer bazı saray görevlileriyle birlikte IV. Mehmed’in Lehistan seferine katıldı. 9 Şubat 1674 tarihinde Bostancı Ocağı’na girdi. Mart 1677’de tersane bahçesinin hizmetçiler dairesinde çıkan yangının söndürülmesinde gösterdiği gayretlerinden ötürü padişahın iltifatına mazhar oldu. 10 Aralık 1678’de hamisi Şahin Ağa’nın aracılığıyla zülüflü baltacılar zümresine dâhil oldu. 24 Nisan 1679’da enderunun seferli odasına geçti.

1683 yılında Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın serdar-ı ekremliği altında yapılan Avusturya seferine ve Viyana Kuşatması’na katıldı. Bu sırada Merzifonlunun debdebesi, Orta Macar Kralı Tököli İmre’nin Osmanlı karargâhında sadrazamın huzuruna kabulü, hezimet sonrası sarayda Merzifonlu aleyhtarlarının entrikaları gibi hadiselere şahit oldu ve bunları ayrıntılarıyla eserinde kaydetti.

IV. Mehmed’in tahttan indirilip arka arkaya yerine geçen kardeşleri II. Süleyman ve II. Ahmed zamanlarında da sarayda kaldı. 4 Mart 1688 tarihinde Yeniçeri Ağası Hasan Ağa’nın aracılığıyla has oda hizmetine alındı. II. Ahmed’in ölümü üzerine Şehzade Mustafa’ya cülus müjdesini verdi, onu alarak has oda önüne getirdi ve daha sonra tahta çıkış törenlerini izledi. II. Mustafa, şehzadeliğinden beri tanıdığı Mehmed Ağa’ya özel ilgi gösterdi ve onu kendisine sırdaş yaptı. Cülusundan itibaren vuku bulan hadiseleri kaleme almasını ve eserinin adını da Nusretnâme koymasını emretti.

II. Mustafa’nın devamlı yakınında bulunan Fındıklılı Mehmed Ağa onunla birlikte seferlere gitti. 1695 Eylülünde yeniden fethedilen Lipova Kalesi’ni II. Mustafa ile dolaştı ve gözlemlerini en ince ayrıntılarına kadar yazdı. 7 Mart 1699 tülbent ağası oldu. Böylece hırka-i saadet ve sancak-ı şerifin muhafaza hizmetlerinin başına getirildi. Derya ilmindeki maharetinden dolayı deniz gezilerine katıldı.

19 Temmuz 1703 getirildiği çuhadar ağalığı sırasında Edirne Vakası meydana geldi; isyan sonunda II. Mustafa’nın öldürülmesi ve yerine kardeşi III. Ahmed’in cülusu hadisesine şahit oldu. 23 Ağustos 1703 tarihinde has oda tarafındaki harem kapısında yeni padişahı karşılayıp koluna giren Fındıklılı Mehmet Ağa onu hırka-i saadet dairesine getirip tahta oturtanlar ve ilk biat edenlerden biriydi. Kısa süre sonra, 17 Eylül 1703’te has odada silahtar ağalığına yükseldi.

Bu yeni görevi esnasında mevâciblerini alamayan bostancıların ayaklanması vuku buldu. İsyanı bastırmak için büyük çaba sarf etti, kısmen de olsa bunda başarılı oldu. Bostancıların tamamını saraydan atmak isteyen III. Ahmed’e eski bir Bostancı Ocağı mensubu olarak engel olmaya çalıştı ve bir kısmını affettirmeyi başardı. 29 Aralık 1703’te vefat eden II. Mustafa’nın cenaze merasiminin yürütülmesi görevini üstlendi. Silahtarlığı sırasında bazı azil ve tayin olaylarında görev aldı. 

Çok geçmeden sarayda nüfuzu azalmaya başladı. Yeni padişahın oda lalası Uzun Süleyman Ağa’nın girişimleriyle silahtarlıktan alındı, vezirlikle istediği eyaletin valisi yapılmak istendi. Eyaletlerdeki karışıklıklar yüzünden halkın hukukunu layıkıyla koruyamama endişesiyle bu teklifi kabul etmedi; bunun yerine emekliliğini isteyince günde 300 akçeyle has oda tekaütlüğü ile emekli edildi. 21 Şubat 1704 tarihinde has odanın kıymetli eşyalarını halefine teslim etti. Ardından III. Ahmed’in huzuruna çıkarak veda ziyaretinde bulundu ve saraydan ayrıldı.

Dışarıda evi olmadığından âdet gereği bir süre sadrazam konağında misafir oldu. Daha sonra İstanbul’da Demirkapı civarında Hacı Elvanzâde Mahallesi’nde kale duvarı üzerinde bir ev satın alarak oraya yerleşti. Valide sultanın yetiştirmelerinden Emine Hanım adlı cariye ile 22 Aralık 1704’te evlendiyse de ertesi yıl zevcesini kaybetti. Emekliliği zamanında tarihini yazmayı sürdürdü. 1725’te doğduğu semt olan Fındıklı’da Kazancı ve Hacı Receb camileri arasında Kazancıbaşı yokuşunda kesme taştan, büyük hazneli, kitabeli, bir kapı görünümünde olan, üzeri toprak örtülü ve çatısız bir çeşme yaptırdı. 

1727’de vefat etti.

Eserleri:

1) Zeyl-i Fezleke: Yedi nüshası vardır. Bunlardan üçü İstanbul'daki çeşitli kütüphanelerde, biri Manisa Genel Kütüphanesinde ve biri Viyana'da bulunmaktadır. Çalışmasının ikinci cildine Nusretname adı verildi. Bunlar birlikte, yaşamı boyunca ve öncesinde meydana gelen olayları kaydetti. Hem İstanbul'daki olayları hem de Kara Mustafa Paşa'nın seferleri ve II. Viyana Kuşatması sırasındaki deneyimlerini kitapta genişçe yer almaktadır. Olaylara bizzat şahit olmasına rağmen zaman zaman başka kaynakları kullanmaktan çekinmedi ve yaşadığı dönemi kendi gözlemleriyle çok detaylı bir şekilde yazdı.

2)Nusretnâme: Birinci bölümünde II. Mustafa'nın Avusturya seferleri, Zenta Felaketi, Karlofça Antlaşması, Edirne Vakfı ve donanmanın eylemleri yer almaktadır. İkinci bölümde 1704-1721 arasındaki olaylar ele alınmaktadır. Eserinde olayları yıldan yıla kronolojik sırayla yazdı. 

Kaynak: Ahmed Refik, Âlimler ve Sanatkârlar, Ankara: 1980, Kültür Bakanlığı Yayınları.