Abdullah Bin Hazim

Abdullah Bin Hazim


Annesi Aclâ gibi bir siyahî olan Abdullah Bin Hâzim’in Hz. Peygamberden hadis rivayet ettiğini ve sahâbî olduğunu kabul edenler de vardır. Hz. Osman’ın halifeliği sırasında, Basra Valisi Abdullah Bin Âmirin emrinde İran ve Horasan’daki fetihlere kumandan olarak katıldı, birçok yerin fethedilmesinde başarılı hizmetler gördü. 651-652 yıllarında Herat ve Serahs’ı fethetmeyi, bir yıl sonra da isyan eden Kârin’in kuvvetlerini yenmeyi başardı. Bunun üzerine Basra Valisi Abdullah Bin Âmir tarafından Horasan’a vali tayin edildi. İbn Amir’in ikinci defa Basra valiliğine getirilmesi üzerine Belh ve Sicistan’ın fethine memur edildi; 665 yılına kadar Horasan’da çeşitli askerî faaliyetlerde bulundu. 684 yılından itibaren, Mekke’de halifeliğini ilân etmiş olan Abdullah Bin Zübeyr’e biat etti ve öldürülmesine kadar onun valisi olarak Horasan’da kaldı.

Abdullah Bin Hâzim, Rebîa kabilesine mensup zümrelerle savaşırken Temîmîler’den yardım gördü. Bu savaşlardan sonra Horasan’a hâkim oldu ve oğlu Muhammed’i Herat’a vali tayin etti; Bükeyr Bin Vişâh’ı da güvenlik teşkilâtının başına getirdi. Bu sırada Temîm kabilesinden Şemmâs Bin Disâr el-Utâridî Abdullah’a iltihak ettiği halde Muhammed ile Bükeyr, kabile mensuplarını Herat’a sokmamaya karar verdiler. Bu sebeple 685’te Herat’ta çıkan savaşta oğlu Muhammed’in öldürülmesi Abdullah’ı da savaşa katılmaya mecbur etti. Onun, Arap yarımadasının muhtelif yerlerinden gelip Horasan’a yerleşen kabilelerle yaptığı bu tür iç savaşlar, Abdülmelik Bin Mervân’ın iktidarı ele geçirmesine kadar devam etti.

Abdülmelik Bin Mervân, Abdullah Bin Zübeyr tarafından Irak valisi tayin edilen Mus’ab Bin Zübeyr’i ortadan kaldırdığı sıralarda Abdullah Bin Hâzim, Abdülmelik adına Horasan’da hâkimiyeti ele geçirmeye çalışan Bahîr Bin Verkâ ile savaşıyordu. Horasan’a gönderilen Mus’ab’ın başı, Abdülmelik taraftarlarınca sokaklarda dolaştırıldıktan sonra Abdullah’ın eline geçti. Abdullah Mus’ab’ın başını hürmetle yıkadı, cenaze namazını kılıp defnetti. Abdullah gelişen tehlikeler karşısında Merv’in idaresini Bükeyr’e bıraktı ve Nîsâbur üzerine yürüdü. 691 yılında Bahîr ile savaşırken Abdülmelik’ten, kendisini halife olarak tanıyıp biat ettiği takdirde yedi yıl müddetle Horasan valiliğinde kalabileceğini vaad eden bir mektup aldı. Bu teklife sinirlenen Abdullah mektubu getiren elçiye, "Ben Resûlullah’ın sahâbîsinin oğluna (Abdullah Bin Zübeyr’e) yaptığım biati bozup da Peygamber’in kovduğu kimsenin oğluna (Abülmelik Bin Mervân’a) biat etmiş olarak Allah’ın huzuruna çıkmak istemem" dedi. Onun bu kesin tavrı karşısında Abdülmelik, Bükeyr Bin Vişâh’ı Horasan valiliğine tayin etti. Bunun üzerine Abdullah ailesiyle birlikte, Tirmiz’de bulunan oğlu Musa’nın yanına gitmek üzere yola çıktıysa da Bükeyr tarafından takip edildi; Merv yakınlarında yakalanarak öldürüldü ve başı Abdülmelik Bin Mervân’a gönderildi. Abdülmelik onun başını Şam’daki bir meydanda teşhir etti.

Abdullah Bin Hâzim’in, valiliği sırasında kendi adına altın para bastırdığı bilinmektedir.