Abdullah Bin İdris

Abdullah Bin İdris


110 veya 120 yılında doğduğuna dair kendisinden nakledilen iki rivayetten başka, 115’te doğduğu da söylenmektedir. Rivayet ettiği hadisleri babasından, A’meş, Süfyân es-Sevrî, Hişâm Bin Urve, Şu’be, Mâlik Bin Enes vb. birçok hadisçiden dinledi. Kıraati da Nâfi’ ve A’meş’ten öğrenerek ikinci asrın sayılı kıraat âlimlerinden biri oldu. Kendisinden hadis rivayet edenler arasında ise hocası Mâlik Bin Enes, Abdullah Bin Mübarek, Ahmed Bin Hanbel, Yahya Bin Maîn ve İshak Bin Râhûye gibi imamlar vardır. İmam Mâlik onun hem dostu, hem de hocasıydı; bununla birlikte kendisinden hadis rivayet etmiştir. İmam Mâlik el-Muvatta ’da onun adını zikretmemişse de, "Ali’den bana ulaştığına göre..." diyerek "talikan" rivayet ettiği hemen bütün hadisleri Abdullah Bin İdrîs’ten almıştr. Muhtemelen aralarındaki bu yakınlıktan dolayı, Abdullah Kûfe’de oturmasına rağmen fetvalarının çoğunda Medine ehlinin görüşlerine meylederek Kûfeliler’e muhalif kalmıştır.

Abdullah Bin İdrîs’in geniş bilgisi, üstün ahlâkı, hadis rivayetindeki titizlik ve güvenilirliği sebebiyle, Ahmed Bin Hanbel ve Ebû Hatim gibi hadis imamları ondan övgüyle söz etmişlerdir. Halifelere ve devlet büyüklerine yaklaşmaktan son derece çekinmiş ve devlet hizmeti kabul etmemiştir. Hârûnürreşîd tarafından kendisine teklif edilen Küfe kadılığını, "Ben kadılığa lâyık değilim" diyerek reddetmiştir. Bunun üzerine halife ona, "Keşke seni görmeseydim" deyince o da halifeye, "Keşke ben de seni görmeseydim" şeklinde karşılık vererek hiç kimseden çekinmediğini göstermiştir. Hatta o, arkadaşı Hafs Bin Gıyâs’ın hem kadılık vazifesini kabul etmesini, hem de Bağdat’tan ayrılacaktan sırada halife tarafından yol masrafı olarak gönderilen parayı almasını hoş karşılamadığı gibi, bu maksatla kendisine sunulan beş bin dirhemi de (veya dinar) reddetmiştir. Halifenin, hiç değilse oğlu Me’mûn’a hadis rivayet etmesi doğrultusundaki isteğine de, "Oğlun bize başka öğrencilerle birlikte gelirse ona da hadis rivayet ederiz" cevabını vermiş, böylece hiç kimseye özel muamele yapamayacağını bildirmiştir. Rivayet ettiği hadisler Kütüb-i Sitfe’nin tamamında yer almıştır. Abdullah Bin İdrîs. 192 yılı zilhicce ayında vefat etmiştir.