Abdullah Bin Nafi

Abdullah Bin Nafi


Zehebi’nin belirttiğine göre 120-130 (738-748) yılları arasında doğdu. Kırk yıl kadar İmam Mâlikin ilim meclisine düzenli bir şekilde devam etti. Hocasının görüşlerinin tesbiti ve sonraki nesillere aktarılmasında büyük hizmeti oldu. Mâlik’in vefatından sonra Medine’de fetva mercii olan Abdullah Bin Nâfi hocasının görüşleri istikametinde fetva verdi. Mâlik’den ayrı olarak Leys, Üsâme Bin Zeyd el-Leysî, İbn Ebû Zi’b, Süleyman Bin Yezîd el-Kâ’bî, Dâvûd Bin Kays el-Ferrâ, İbn Ebü’z-Zinâd gibi değerli kişilerden hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de Kuteybe, Muhammed Bin Abdullah Bin Nümeyr, Seleme Bin Şebîb, Zübeyr Bin Bekkâr, İbrahim Bin Münzir, Yahya Bin Yahya el-Minkârî ve daha başkaları rivayette bulunmuştur. 206 (822) yılı Ramazan ayında Medine’de vefat eden İbn Nâfi’in vefat tarihi bazı kaynaklarda 186 (802) olarak geçiyorsa da Zehebî bunun yanlış olduğunu belirtir.

Kaynaklar, Abdullah Bin Nâfi’in fıkıhta, bilhassa İmam Mâlik’in görüş ve delillerine vukufta otorite ve güvenilir bir râvi olduğunda hemen hemen müttefiktirler. Ahmed Bin Hanbel ve Ebû Dâvûd da Mâlik’in görüş ve hadislerini en iyi bilenin İbn Nâfi olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim Sahnûn’un Müdevvene adlı eserinde, Mâlik’in görüşlerini tesbit ederken sık sık İbn Nâfı’e müracaat ettiği görülür. Ancak onun İbn Nâfı’den rivayetleri doğrudan olmayıp Eşheb vasıtasıyladır. Fıkıhtaki üstün mevkiine rağmen Buhârî, Ahmed Bin Hanbel ve Ebû Hatim gibi hadis otoriteleri, Abdullah Bin Nâfi’in ezber yoluyla rivayet ettiği hadisler konusunda ihtiyatlı davranmakta ve yazıyla olan rivayetlerinin daha sahih olduğunu belirtmektedirler. Şahîh-i Buhârî dışında Kütüb-i Sitte’de rivayetleri yer alan Abdullah Bin Nâfi, ei-Muvattaa bir şerh yazmış ve bu şerhi kendisinden Yahya Bin Yahya el-Minkârî rivayet etmiştir. Birçok fakih, babası kuyumcu (sâiğ) olan Abdullah Bin Nâff es-Sâiğ ile Zübeyr Bin Avvâm’ın soyundan olan Abdullah Bin Nâfi’ ez-Zübeyrfnin aynı kimse olduğunu sanarak bunların rivayetlerini birbirine karıştırmıştır. Bu hatanın tabii sonucu olarak bu iki kişiden gelen rivayetlerin birbirine zıt olduğu durumlarda. "İbn Nâfi’in o konuda İmam Mâlik’ten iki ayrı görüş naklettiği" şeklinde te’villere gidildiği, kaynaklarda dikkati çekmektedir.