Ariel Şaron

Ariel Şaron

26 Şubat 1928de İsrailin Kfar Malal moşavında (moşav: tarım birliği ve kooperatif amacıyla inşa edilen yerleşim bölgesi) doğdu. Kfar Malal o zamanlar, 1923te Birleşik Krallıkın kontrolü resmen ele aldığı Filistin Mandasında, Yahudilerin yaşadığı bir tarım merkeziydi. Şaron, Rusyadan göçen bir ailenin oğluydu; dolayısıyla Rusça ve İbranice dillerini aynı anda öğrenerek büyüdü. 10 yaşında Genç Öğrenciler ve İşçiler Federasyonuna (HaNoar HaOved VeHaLomed) katıldı. 1942de, 14 yaşında, önce Gadna adlı, İsrail Silahlı Kuvvetlerine asker yetiştiren militarizm programına ve sonrasında Haganah adlı, Savunma anlamına gelen, yarı askerî bir Yahudi programına katıldı. Haganah programına katılan öğrenciler, 1947de Arapları bombalayan çatışmada yer aldı. Şaron bu çatışmada, Alexandroni Tugayı’nda bir piyade şirketini komuta etti. Ardından İsrail Bağımsızlık Savaşı başladı. Bu savaşta Şaron, kasığından, midesinden ve ayağından vurularak ağır yaralandı. İyileştikten sonra savaşa devam etti. O sıralarda da İsrail Devletinin kurucusu olan David Ben-Gurion, Ariele Şaron soyadını verdi. Ariel Şaron sonrasında istihbarat ajanı olarak çalışmaya başladı, fakat işi bırakıp Kudüs İbrani Üniversitesinde Orta Doğu Tarihi okudu.

Bir buçuk yıl sonra, 1953te, Filistinli fedailere karşı misilleme operasyonları yürüten Birim 101in başına atandı. 1956daki Süveyş Krizinde Birim 202yi yönetti. 1957de Büyük Britanya’daki Camberley Staff College’a katıldı. 1958-1962 yılları arasında Piyade Tugay Komutanı ve Piyade Okulu Komutanı olarak görev yaptıktan sonra, Tel Aviv Üniversitesinde Hukuk okudu. 1964te Kuzey Komutanlığına atandı, 1966da Ordu Eğitim Departmanı Başkanı olarak görev yaptı. 1967deki Altı Gün Savaşı’na zırhlı birliğin komutanı olarak katıldı. 1969da Güney Komutanlığının başına getirildi. 1972de ordudan istifa etti. 1973deki Yom Kippur Savaşı’nda zırhlı birliği komuta etmesi için aktif askerlik görevine çağrıldı. Süveyş Kanalı’nın geçişini, savaşta İsrail’in zaferini ve Mısır ile nihai barışı sağlamaya yardımcı oldu.

1975-1976 arasında, Başbakan Yitzhak Rabin’in Özel Yardımcılığını üstlendi. Seçimleri takiben Herut Partisine katıldı ve Menachem Begin Hükûmetinde Tarım Bakanı oldu. 1981 seçimlerinde Savunma Bakanı olarak atandı. Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail’le ilişkileri koparmış olan Afrika ülkeleriyle diplomatik ilişkileri yenileme politikası güttü. ABDyle ilk stratejik işbirliği anlaşmasını ve İsraille birçok ülke arasındaki geniş çaplı savunma bağlarını gündeme getirdi. Sudan aracılığıyla Etiyopya’dan binlerce Yahudi getirtti.

İsrailin Savunma Bakanı olarak görev yaptığı bu yıllarda, Lübnan’ın işgalini planladı ve Beyrut’ta bulunan Filistin Kurtuluş Örgütü’nü yok etmeye çalıştı. Uluslararası hukuka dayanmayan bu işgal, gerçekleşti ve Beyrut, ayrım gözetilmeksizin bombalandı. 20.000 Lübnanlı ve Filistinli hayatını kaybetti. 720.000 Filistinli evinden ve toprağından kovuldu, birer mülteci hâline geldi. Bu durum aşırı sağcı Hristiyan milisleri güçlendirdi.

1983te Savunma Bakanlığındaki görevinden istifa etti ve 1984 ila 1990 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanı, 1990 ila 1992 yılları arasında da İnşaat ve Konut Bakanı ve Göç Bakanlar Komitesinin Başkanı olarak görev yaptı. Sovyetler Birliği’nin çöküşünü ve Rusya’dan gelen göç dalgalarını takiben, 144.000 dairenin inşası dâhil olmak üzere ülke çapındaki göçmenleri eritecek bir program başlatıp yürüttü. 1992 ila 1996 yılları arasında Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi üyesi oldu. 1996da Ulusal Altyapı Bakanı olarak atandı ve Ürdün, Mısır ve Filistinliler ile ortak girişimleri teşvik etmekle ilgilendi.

1998de Dışişleri Bakanı oldu ve Filistin Yönetimiyle daimî statü müzakerelerine başkanlık etti. Barış sürecini ilerletmek için ABDli, Avrupalı, Filistinli ve Arap liderlerle bir araya geldi. Bölgenin su krizine uzun vadeli bir çözüm bulup uluslararası toplum tarafından finanse edilen Flagship Water Projesi üzerinden İsrail, Ürdün, Filistin ve diğer Orta Doğu ülkeleri arasındaki barışçıl ilişkilerin temelini oluşturmak üzere projeler geliştirdi.

Ehud Barak’ın 1999da Başbakan olarak seçilmesinden sonra Ariel Şaron, Benjamin Netanyahu’nun istifası sonrasında Likud Partisinin geçici liderliğine çağırıldı ve aynı yıl Likud Partisinin başkanı seçildi.

2000de İsrail’in Tapınak Dağı üzerindeki egemenlik iddiasını vurgulamak için Yahudiliğin en kutsal yeri olan Kudüs’teki Tapınak Dağı’nı ziyaret etti. Aynı yıl, Şaron’un Müslümanlarca kutsal mekânlardan biri olan ve normalde Müslüman olmayanların girişine izin verilmeyen Mescid-i Aksa’ya çok sayıda İsrail askerinin ve polisinin koruması eşliğinde yaptığı ziyaret ve verdiği demeç, bir kışkırtma olarak görüldü. Bu durum, Filistinlilerin beş yıl sürecek olan İkinci İntifadayı başlatmasına neden oldu. Bu şiddetin nedenlerini belirlemek ve durumu sakinleştirip tavsiyelerde bulunmak üzere eski ABD Senatörü George Mitchell tarafından yönetilen bir soruşturma komitesi kuruldu ve 30 Nisan 2001de bir Mitchell Raporu yayımlandı. Sözde rapora göre Şaronun ziyareti, El-Aksa İntifadasını kışkırtmamıştı.

Şaron, 6 Şubat 2001 seçimlerinde başbakan seçildi; fakat kabineyi kurmadığı için Cumhurbaşkanı tarafından suçlandı. Aynı yıl Şaron, Filistinlilerin kendi devletleri kurma hakkının olduğunu söyledi. Ayrılma Planı olarak bilinen bu plan, Gazze Şeridi’ndeki İsrailli askerlerin ve yerleşimcilerin tamamen çekilmesi ve bölgedeki tüm yerleşim yerlerinin dağılması demekti. Bu plan doğrultusunda İsrail, Ağustos 2005te 8500’den fazla İsrailli yerleşimciyi tahliye etti. İsrail askerleri ise Gazzeden Eylül 2005te ayrıldı. Böylelikle İsrail’in bölgedeki otuz sekiz yıllık varlığı sonlanmış oldu. Bu durum, Şaron’un başkanı olduğu Likud Partisi’nde, özellikle eski başbakan Benjamin Netanyahu’nun liderliğindeki bir grubun muhalefetine yol açtı. Şaron, Likud Partisinden resmî olarak istifa etti. Kasım 2005te kendisiyle aynı görüşteki bir grup siyasetçiyle beraber Kadima Partisi’ni kurdu. Siyaset olarak Filistinlilerle barış için ABD destekli yol haritası planını yakından takip etmeye başladı.

Şaron 2005te kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Doktorların ameliyat ve yatak istirahati tavsiyesine uymayarak işine geri döndü. Bu sefer beyin kanaması geçirdi. Ameliyata alınmasına rağmen komadan çıkamadı ve sekiz senelik bitkisel hayattan sonra 11 Ocak 2014te öldü.

Ariel Şaron iki kez evlendi ve dul kaldı. İlk evliliğini Margalit Zimmermanla 1953te yaptı ve eşinden Gur adında bir oğlu oldu. Fakat eşini 1962de bir araba kazasında, oğlunu ise 1967de bir kaza kurşunuyla kaybetti. İkinci evliliğini, ilk karısının kız kardeşi Lily Zimmermanla yaptı ve bu evliliğinden Omri ile Gilad adlı iki oğlu oldu. İkinci eşini ise 2000de kaybetti.