Cemal Madanoğlu
1907 senesinde Uşak’ın Eşme ilçesinde doğdu. Annesi Nazife Hanım, babası namıdiğer Eşmeli Mustafa Bey’dir. Hidayet isminde bir ablası, Nazmi isminde bir ağabeyi; Mürvet, Ayşe ve Firdevs isminde üvey ablaları ve Nuri isminde bir üvey ağabeyi vardı. Ağabeyi Nazmi Madanoğlu, Kurtuluş Savaşı gazisiydi. Babası Mustafa Bey tüccardı. Hayatının büyük kısmını İstanbul’da geçirdi ve ailesinden ayrı olarak yaşadı. Annesi Nazife Hanım oğlunun kişiliğinin oluşmasında büyük rol oynadı. Henüz küçük bir yaştayken babasının yanına Eşme’ye gitti. Daha sonra İstanbul’a annesinin yanına döndü. 1938 yılında dayısının kızı Ulviye Hanım ile evlendi. Çocukluk yılları ülkede en çetin savaşların olduğu döneme denk geldi ve bu durum ona askerlik ruhunu aşıladı.
İlkokulu Kartal Oğuz Alp Zükûr Mektebinde okudu. İlkokulu bitirdiği yıllarda İstanbul işgal altındaydı. Ortaokulu Kadıköy Mektebi Sultanisi’nde okudu. Bu yıllarda annesinin de etkisiyle mühendis olmayı arzu ediyordu. Sultani’de ortaokulu bitirdikten sonra Kuleli Askerî Lisesi’nde eğitimine devam etti. 1924 yılında millî bağımsızlık duygularıyla Harp Okuluna başladı. Harbiye’de öğrenciyken kendisine “Cemal İzmir” diye hitap edilirdi. 1926 yılında Harp Okulundan mezun oldu. Subaylıktan sonra piyade sınıfında eğitim aldı. 1939 yılında Harp Akademisine başladı. Eğitim hayatına geri dönmesi Korgeneral Zeki Erokay ile hâlâ oğlu olduğu söylentisinin yayılmasıyla başladı. Bu durum onun akademide büyük bir saygınlık kazanmasını sağladı. Böylelikle görevlerine ara verip eğitim hayatına devam etti. 1941 yılında akademiyi bitirdi. Kurmay subay olarak mezun oldu. 1953 yılında Kore’de görevdeyken Amerikan Müşahede eğitimi aldı. Amerika’ya olan hayranlığı ve o yöndeki eğilimi bu dönemden geliyordu. Amerika yanlısı olduğu, ABD Dışişleri Bakanı’nın hazırladığı bir raporda dile getirildi. Görevini icra ederken eğitimden de geri kalmadı. Ülkenin içinde bulunduğu durumu göze alarak hedefini değiştirdi. Eğitimde yükselerek Harp Akademisini bitirdi. Amerikan ordusuna olan hayranlığı askerî eğitimini geliştirdi.
Harp Okulunu bitirince 1927 yılında Muğla’da ilk görevine başladı. 29 Eylül 1929’da Niğde Piyade Alayına atanarak 1930 yılında üsteğmen oldu. Niğde’deki 12. Alay 7. Bölükteki görevini 28 Ağustos 1933’te bitirdi. 1933’te Siirt 10. Seyyar Jandarma Taburu 2. Bölük Takım komutanlığına atandı. Siirt’in Sason kazasında görev yapan Madanoğlu: “Sason’da sık sık kurşun sesleriyle uyandık. Kürtlerle yaptığımız mücadele zorlu geçmişti. Sason’da bazı günler aç ve susuz kalmıştık. Askerleri iyi yetiştirmek ve yurda düşmanı sokmamak istiyordum. Diyarbakır Orduevi’ne inerken güvenlik önlemleri alınmıştır. O günlerde ülkenin yönetimi konusundaki eksiklikleri görebiliyordum.” diyerek buradaki anılarını dile getirdi. Sason’da emirlerine karşı gelen bir vali ile çatışma yaşadı. Burada gerilla savaşı tekniklerini pratik yaparak öğrendi. 30 Ağustos 1934 yılında yüzbaşı mertebesine terfi etti. Daha yüksek terfiler için gençken aldığı 14 günlük hapis cezasını gayrimeşru yollarla arşivden ve sicilden temizledi. Sason “Yasak Bölge” olarak geçiyordu. 1935-1936 yıllarında Sason’da Abdurrahman Eliye önderliğinde bir isyan çıktı. İsyanı bastırarak Eliye’yi sürgüne gönderdi. Bu isyanı bastırdıktan sonra terfi etti. Doğu görevi bittikten sonra 1937 yılında İstanbul’a 189. Alayın 2. Bölük komutanı olarak atandı. 1937-1938 yıllarında doğu illerinde askerî harekâta katıldı. 1941 yılında Kurmay Subay olarak görevine devam etti. 1946 yılında Sıkıyönetim Kurmay Başkanlığı görevini sürdürüyordu. DP’nin kurulmasıyla subayların geçim sıkıntısı ve ülkenin ekonomik durumunun düzeleceği ümidiyle Demokrat Parti’yi destekledi. 1948 yılında Yarbaylık rütbesine yükseldi. 1950 yılında Kore’ye gönderilen Türk Birliğine Alay Komutanı olarak katıldı. 1954 yılında Kore’den dönünce Tuğgeneral oldu. 1957 yılında Erzurum’da Ordu Kurmay Başkanlığı yaptı. 1958 yılında Ankara’da Zırhlı Eğitim Tümen Komutanlığı görevini yürüttü. 1959 yılında Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Daire Başkanlığı’na getirildi. Darbenin iki numaralı kumandanı sıfatıyla Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı görevini sürdürdü. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nde geçici liderlik görevini üstlendi. 30 Ağustos 1960 tarihinde tümgenerallikten korgeneralliğe terfi etti.
60 Darbesi’nde Darbe hükûmetinin kurulmasında profesörlerin ve politikacıların fikrini aldı. Tecrübeli ve aydın insanlarla konuşmayı kendine bir görev hâline getirdi. Sıkı bir disiplin ve hiyerarşiye sahip olan askerlik mesleğinin içerisinde olmasına rağmen otorite karşıtıydı. Asi tavırları ve hükûmete karşı uyumsuzluğa meyilli olması onu isyana teşvik etti. Menderes döneminde hükûmete ilk başta sempati duyarken daha sonra büyük bir öfke beslemeye başladı ve cuntalaşmaya yatkın bir karaktere büründü. 27 Mayıs Darbesi’nden sonra hükûmeti kurmada siyasi bir hırs içinde olmadığını söyleyerek kendisine ayrılan koltuğu kabul etmeyip yönetimden çekildi. Millî Birlik Komitesi’ne darbeye 10 gün kala girdi. Kendisine darbe liderliği teklifi gelince 24 saat içerisinde karar vererek bu görevi kabul etti. Bütün sorumlulukları üstüne alarak ortaya atıldı.
1966’da Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından kontenjan senatörü olarak atandı. Siyasi ortamın gerildiği bir dönemde 9 Mart 1971 Millî Demokratik Devrim darbesi beklentilerinin odağı hâline geldi. 12 Mart 1971 Muhtırası sonrasında oluşan ortamda tutuklandı, Ankara ve İstanbul savcılıklarının yetkisizlik kararıyla serbest kaldı.
Anılarını, Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Birinci bölümü “Anılar” adıyla kitap olarak basıldı (1982).
28 Temmuz 1993 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.