Dimitri Kakmioğlu
10 Şubat 1961 tarihinde doğdu. Ailesi Rum asıllıdır.
Türkiye'de doğdu ancak Avustralya'da bir yaşam kurdu. 10 yaşından 22 yaşına kadar içinde Türkiye ve Türklerden kaynaklanan bir öfke yattığını fark etti. Altı ayda İngilizce konuşmayı öğrendi. Okul müdürü, adını “Jim” olarak değiştirdi. Kendi ifadesiyle bu yıllarda Rum olmaktan vazgeçmişti. İçinde bulunduğu durumu, daha sonra şu sözler ile ifade etti:
“Bu, Türkiye’de yaşamaktan daha kötüydü aslında. Türkiye’de bizi dışladıysalar da en azından isimlerimizi kullanabiliyorduk. Yeni ülkeyse kimliklerimizi çalmıştı. Daima bir ayağım Avustralya’da, diğeriyse neresi olduğunu bilmediğim başka bir yerdeydi.”
13-14 yaşlarında iken bir gün babası ile hastaneye gitti. Orada, gece vakti, iki küçük erkek çocuğu olan bir Türk aile ile karşılaştı. O dönemde hem Yunancayı hem İngilizceyi hem de Türkçeyi iyi konuşmaktaydı. Babası İngilizce bilmediği için kendisinden bu aileye yardım etmesini istedi. O ise: “Bu insanlar bizi evlerimizi terk etmeye zorladı. Bırakalım acı çeksinler.” diye düşündü. İlerleyen yaşlarında bu hikâye, geriye dönüp değiştirmek ve o aileye yardım etmek isteyeceği bir anıya dönüştü.
1999 yılında Türkiye'ye dönmeye karar verdi. Adaya ilk ziyaretinden sonra ise ilk kitabı “Anayurt”u yazmaya niyetlendi. Anayurt'un doğuş hikâyesini şu şekilde anlattı:
“Adada 30 civarında yaşlı Rum kalmıştı. Onlar da öldüklerinde, bir zamanlar burada olduğumuza dair hiç iz kalmayacaktı. Avustralya’da bir gazeteye makale yazdım. Bir yayıncı arayıp makalenin içinde bir roman olduğuna inandığını söyledi. ‘Anayurt’ böyle doğmuş oldu.”
Anayurt, 70’li yılların başına kadar Bozcaada’da (Tenedos) yaşayan ve daha sonrasında göç etmek zorunda kalan bir Rum ailesinin yerinden yurdundan kopuşunun belki de aslında kopamayışının hikâyesidir. Dimitri, burada kendi çocukluğunun hikâyesini anlatmaktadır.