Fatih Akın
1973 yılında Mustafa Enver Akın ve Hediye Akın çiftinin ikinci oğlu olarak Hamburg’da doğdu.
1970 yılından beri Almanya’da yaşayan Akın ailesi, 1980’li yılların sonunda Almanya’da yabancı düşmanlığı iyice artmasına rağmen Türkiye’ye dönmedi birkaç yıl sonra da Alman vatandaşı oldular.
Baskıcı olmayan, mutlu bir aile ortamında yetişti. Küçük yaştan itibaren her fırsatta çalıştı ve bu da ona filmlerinde kullanabileceği büyük bir arşiv oluşturma fırsatı verdi. Babasının disiplinli ve kararlı tutumu sayesinde 12 yaşında kendi parasını kazanmaya başladı. Kimi zaman, babasının çalıştığı temizlik fabrikasında, kimi zaman barlarda, kimi zamansa sinemalarda patlamış mısır satarak para kazandı. Babasının çalıştığı temizlik firmasında başlayan çalışma hayatı, 16 yaşına kadar çeşitli üretim bantlarında aldığı görevlerle sürdü. Tatil günlerinde sabah altıda fabrikada çalışmaya gitti. Kendisi ve ağabeyi Cem, anneleri işe gittiği zaman onlara bakan Alman bakıcıdan Almancayı öğrendiler. Okuma yazmayı daha okula gitmeden öğretmen olan annesinden öğrendi. Çocukken sinemaya ilgi duymasıyla aldığı bir deftere yönetmen, kameraman ve oyuncu isimlerini yazmaya başladı. 10 yaşındayken annesinin çıkarttığı kütüphane kartı ile aldığı kitaplardan biri, hiçbir filmini izlememesine karşın, Roman Polanski üzerine yazılmış bir kitaptı.
Fatih Akın çok yakın arkadaş olduğu ve hemen bütün filmlerinde oynattığı, Yunan arkadaşı Adam Bousdoukos ile ortaokul yıllarında tanıştı. Annesinin onu yazdırdığı halk oyunları kursu, hayatında siyasi bilinç oluşturdu. O zamana kadar Aleviliğin ne olduğunu duymayan biri olarak, Alevi, Kürt ve Şii gibi kavramlarla ve farklı etnik gruplara mensup insanlarla tanıştı. Bu etkileşim kendisinde çeşitli siyasi felsefeler oluşturdu ve hayata bakış açısını şekillendirdi. Ayrıca Türk Boys51 isimli bir çete üyesiydi. Hamburg’un suç oranı en yüksek sokağında oturuyordu ve bir yerlere “ait olmak“ gerektiğine inanıyordu. Zamanla bu çetenin üyeleri ciddi suçlara karışınca, suç profili duvarlara grafiti yapmakla sınırlı olan Home Boys52 çetesine katıldı. Çetelerden hep ağabeyi Cem Akın sayesinde kurtuldu. Bu dönemde, önce sigaraya sonrada esrar içmeye başladı. O dönemde Türkler ile Almanlar arasında ötekileştirme durumunun iyice belirginleşmesiyle ve Almanlar, Türkler ile aynı masada yemek yemediklerinden dolayı Alman arkadaşlarının evlerinde özellikle yemek saatleri bulunmamaya gayret etti. Liseyi annesinin zoruyla bitirdi. Okuduğu kitaplar Meinholf Zurhost’un, Mickey Rourke ve Robert De Niro üzerine yazdığı geliştirici kitaplardı.
Okulun tiyatro kolu aracılıyla Thalia Tiyatrosu’nun bir gençlik projesi olan Thalia Buluşmalarına katılıp bir de rol kaptı. Almanya’da yabancı olmak üzerine serbest çağrışımlı bir “Kasper Hauser” yorumu oynadı. 1991 yılında ilk filmini belgesel türünde çekti. Lise ikinci sınıfta, sanat dersinde proje konusu “sınırlar” olan video grubu Motte ile birlikte çektiği bir filmle okulda ilk iyi notunu aldı. Kariyerini yönetmen olarak planlamasına karşın oyunculuk da yaptı. Akademik hayatı, Hamburg Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Görsel İletişim Bölümü mezunu olmasıyla yön değiştirdi. Hamburg Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitimini sürdürdüğü sıralarda Wüste Film şirketiyle çalışmaya başlayan yönetmen, 1995 yılında ilk kısa filmi olan “Sensin”i yazıp yönetti. Bu film aslında çekeceği ilk uzun metraj filmi olan “Kısa ve Acısız” için bir hazırlık çalışması niteliğindeydi. Bunu izleyen ikinci kısa metraj film çalışması ise 1996 yılında Türkiye’de çektiği “Ot”(Getürkt) oldu. Film 17 Mart 1997’de Lünen Sinema Festivali’nde gösterilip, birincilik ödülünü aldı. İlk uzun metraj filmine “Kısa ve Acısız” adını verdi. (Kurz und Schmerzlos). 1 Eylül 1998 yılında Andreas Thiel’in “Kısmet” adlı uzun metraj filminde başrollerden birini oynadı. Film ancak 14 Eylül 2000’de sinemalarda gösterime girdi.
1999’da “Temmuzda”nın çekimlerine başladı. Hamburg, Münih, Macaristan ve Türkiye’de yapılan çekimler Eylül’de sona erdi, 24 Ağustos 2000’de gösterime girdi. Filmin henüz üretim aşamasında olduğu sırada “Almanya’yı Düşünüyorum” adlı televizyon dizisi için “Geri Dönmeyi Unuttuk” filmini çekti. “Solino”nun çekimleri 11 Eylül 2001 Duisburg’da başlayıp, 15 Kasım’da sona erdi; 7 Kasım’da gösterime girdi. 2003 yılında kendi filmlerinin yapımcısı oldu. Andres Thiel ve Klaus Maeck ile birlikte Corazon İnternational’ı kurdu. 12 Şubat 2004’te Berlin Film Festivali’ndeki ilk gösterimi yapılan “Duvara Karşı” filmiyle Fatih Akın, Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filminden tam 40 yıl sonra “Altın Ayı” ödülünü kazanan yönetmen oldu. Ardından yine 2004 yılında bir Lars von Trier projesi olan Visions of Europe filmine de “Die Bösen Alten Lieder” adlı kısa filmiyle Almanya’yı temsil etti. 2005 yılında “Kebab Connection” isimli bir filminin de senaristliğini üslendi. 2005 yılı bitmeden Ekim ayında öğrenim gördüğü Hamburg Güzel Sanatlar Yüksekokulunda konuk profesör oldu. 20 Temmuz 2006 günü Bremen’de “Yaşamın Kıyısında” filminin çekimlerine başladı. Ortağı Andres Thiel 23 Eylül 2006’da İstanbul’daki çekimler sırasında ölünce, bu filmi ona adadı. 23 Mayıs 2007’de Cannes’te filmin ilk gösterimi gerçekleştirildi. 4 Nisan 2008’de Aachen’da “Karl Madalyası”nı da kazandı. 2008 yılında bir Fransız-Amerikan ortak yapımı için, yönetmenden New York’a karşı duydukları sevgiyi anlatan filmler çekmeleri istendi. Aralarında Yvan Attal, Mira Nair, Shekar Kapur ve Natalie Portman’ın da yer aldığı bu projeye, yaşlı bir ressamın genç Çinli bir kadına karşı duyduğu umutsuz aşkın konu edildiği “Chinatown” adlı filmle katıldı.
15 Ekim 2008’de Hamburg’da “Soul Kitchen”ın çekimlerine başladı. Filmin üretim aşaması oldukça gecikti ve son çekim 21 Aralık’ta bitti. 15 Şubat 2010’da Fransız kültür bakanı Fatih Akın’a Sanat ve Edebiyat Şövalyesi Ödülü’nü verdi. 2010 yılının Eylül ayındaysa Uluslararası Venedik Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı. Almanya Cumhurbaşkanı Cristian Wulff tarafından 4 Ekim 2010’da Alman Üstün Hizmet Nişanı’nı aldı. 17 Mart 2011 Nürnberg Türkiye/Almanya Film Festivali’nde aldığı onur ödülünün övgü konuşmasını “Yaşamın Kıyısında” filminde beraber çalıştığı Tuncel Kurtiz yaptı. “Duvara Karşı”da dâhil olmak üzere yönetmenliğini yaptığı sekiz filmin ikisi hariç, tümünün senaryosu kendisine aittir.
Filmografisi
Kısa filmleri:
1994: Das Ende (yönetmen)
1995: Sensin – Du bist es! (yönetmen ve senarist)
1996: Getürkt (yönetmen ve senarist)
2009: Der Name Murat Kurnaz (Deutschland 09 için, yönetmen ve senarist)
Uzun metraj filmleri:
1998: Kurz und schmerzlos (yönetmen ve senarist)
1999: Black Souls (Kısmet) (başoyuncu)
2000: Im Juli (Temmuz’da) (yönetmen ve senarist)
2002: Solino (yönetmen)
2004: Gegen die Wand (Duvara Karşı) (yönetmen, senarist ve yapımcı)
2004: Europäische Visionen ("Die alten bösen Lieder" bölümü; yönetmen, senarist ve yapımcı)
2005: Kebab Connection (senaryo)
2006: Takva – Gottesfurcht (Takva) (yapımcı)
2007: Auf der anderen Seite (yönetmen, senarist ve yapımcı)
2008: Chiko (yapımcı)
2008: Ritter – Auf der Suche nach der hinreißenden Herzelinde (oyuncu)
2009: Soul Kitchen (yönetmen, senarist ve yapımcı)
2009: Min dît (yapımcı)
2009: New York I Love You (yönetmen ve senarist)
2012: Cennetteki Çöplük
2014: Kesik (The Cut)
2016: Tschick
2017: Paramparça
2019: Altın Eldiven
Belgesel filmleri:
2001: Wir haben vergessen zurückzukehren (yönetmen ve senarist)
2005: Crossing The Bridge: The Sound of Istanbul (yönetmen, senarist ve yapımcı)
2012: Garbage in The Garden of Eden (yönetmen)
Müzik videoları:
2002: Digger Dance - Digger is a dancer
2005: Sezen Aksu - Yanmışım Sönmüşüm Ben
2010: Aynur Doğan - Rewend
Kaynak: Elif Yıldırım, Bir Auteur Yönetmen Olarak Fatih Akın Sineması, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo-Tv-Sinema Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2015.