Fazlı Necip
Selanik Duyun-ı Umumiye İdaresi Sandık Emini Abdurrahman Nafiz Efendi’nin oğlu olan Fazlı Necip, 21 Nisan 1864 tarihinde Selanik’te doğdu. Sıbyan Mektebinin akaide dair bazı risaleleri ile tahminen 1873’te girdiği rüşdiyede okutulmakta olan dersleri tamamlayıp şehadetname aldı. Ardından üç sene kadar hususi muallimlerden edebiyat-ı osmaniye, hikmet-i tabiiye, tarih-i umumi ve coğrafya derslerini tahsil ederek Fransızca öğrendi. 1877 Osmanlı-Rus savaşı dolayısıyla Selanik’e birçok muhacirler geldi ve bunların bir kısmı rüşdiye mektebine yerleştirildiği için Fazlı Necip, rüşdiyedeki tahsilinin son senesinde mektepten ayrıldı. On dört yaşındayken, 1877 senesinde Selanik vilayeti Bidayet Mahkemesi Ceza Dairesine girip bir sene kadar mülazemet ettikten sonra terk-i hizmet ederek 1878 yılında dava vekâleti mesleğine süluk için bir avukat nezdinde “muaelat-ı hukukiye” öğrenmeye başladı. 1882 senesinde Selanik’te teşekkül eden Adliye Komisyonunda imtihan olmasına rağmen kanunun gösterdiği yaşa vasıl olmadığından dolayı şehadetname ahzına muvaffak olamadığı için meslek değiştirdi.
Fazlı Necip avukat olamayınca, İstanbul gazetelerine yazmaya başladı. O sırada Rumeli’de şimendifer hattı yapılmakta olduğu için Selanik’ te bol miktarda ecnebi bulunmasının sonucunda bir hoca tutup Fransızca öğrendi. Böylece ecnebilerle münasebet kurdu. İstanbul gazetelerindeki yazıları Sırrı Paşa, Hamit ve Ekrem gibi devrin ediplerinin dikkatini çekti. Fazlı Necip’in yazı hayatının başlangıcında, Selanik’ten İstanbul ve İzmir gazetelerine yazdığı “Selanik Mektupları” başlıklı yazılar vardır. Onun imzasında görüldüğü ilk yayın organı Selanik’te neşredilen Gonce-i Edeb mecmuasıdır. Mecmuanın sahib-i imtiyazı Muallim Sadi, sahib-i imtiyaz vekili ise Fazlı Necip’in kayınpederinin kardeşi Osman Tevfik’tir. Gonce-i Edeb’in kapanmasından sonra, Fazlı Necip’in imzası, İstanbul’daki gazete ve dergilerle görülmeye başlandı. Başta Tercüman- ı Hakikat gazetesi olmak üzere, Mirat-ı Alem, Manzara, Gayret, Envar-ı Zeka mecmuaları ve İzmir’deki Hizmet Fazlı Necip’in yazılarını neşrettiği yayın organlarından bazılarıdır. Onu edebiyat âlemine asıl tanıtan faaliyeti, Beşir Fuad ile olan mektuplaşmasıdır.
1896 veya 1897 senesinde, Ahmet Emin Yalman’ın amcasının kızı Rebia Hanım ile evlendi. Fazlı Necip’ in bu evlilikten Mustafa Necip ve Meliha adlı iki çocuğu dünyaya geldi. Fazlı Necip, 19 Ağustos 1895 tarihli ilk sayısından Matbuat-ı Dâhiliye Müdürlüğüne tayin edildiği 22 Temmuz 1909 tarihine kadar Asır gazetesinin başmuharrirliğini yaptı. Gazetede, Fazlı Necip’in romanları, ilk sayıdan itibaren aralıksız tefrika edilmeye başlandı.
İlk roman tefrikasının başlığı, “Bir Gençliğin Güzarı”dır. Romanın tefrikası, Asır gazetesinin, birinci sayısında başlayıp yetmiş üçüncü sayısında son bulmaktadır. Fazlı Necip, bu romanını Recaizade Mahmut Ekrem’e ithaf etti. Dilaver, Cani mi Masum mu?, Sevda-yı Medfun, Şık, Dört Mevsim, Yine Ortada, Pervin ,Garip Aileler, Nasıl Nefy Olunuyordu?, Asır’da tefrika edilen romanlarından bazılarıdır. Telif eserlerinin yanında, Japonya Seyahatnamesi, Roz ve Ninet ve Arsen Lüpen gibi tercümelerin de burada Fazlı Necip imzasıyla neşredildiği görülmektedir.
Fazlı Necip, Rumeli’nin ve özellikle Selanik çevresi sakinlerinin geçim kaynağı olan tütüncülük ve genel olarak çiftçilik bahsinde gazete sütunlarında bol bol neşriyat yaptı. Fazlı Necip’in hayatının Selanik senelerinde, dikkati çeken hususlarından birisi de onun masonluğu meselesidir. Ancak Fazlı Necip, Selanik’te bulunan mühim localardan birisi addedilen Veritas Locası’na mensup bir masondur. Fazlı Necip, Matbuat-ı Dâhiliye müdürü olarak İstanbul’a gideceği sıra gazeteyi, Abdurrahman Arif (Bilgin)’e devretti.
Fazlı Necip’in sağlık sorunları sebebiyle Avrupa’ya ilk seyahati 5 Ağustos 1903’tür. Yaklaşık iki ay süren seyahat esnasındaki notlarını “Garba Doğru Bir Seyahat” başlığı ile Asır gazetesinde başmuharrir iken tefrika etti fakat kitap hâlinde yayınlanmadı.
1888 Mart’ı ibtidasından itibaren mektubi vilayet kalemi müsevvidliğine memur oldu. Onun vazifesini îfâda gösterdiği başarıdan dolayı sık sık maaşının artırıldığı görülmektedir. Fazlı Necip, Selanik valiliğinde önce müsevvidlik, daha sonra ise vilayet mektupçusu olarak çalıştığı zaman içinde, Selanik valiliği yapan muhtelif isimlerle beraber oldu ve onları yakinen tanıma fırsatını buldu. Hem gazeteci olması hem vilayette çalışması, öncelikle Rumeli vilayetinin meselelerine sonra da devletin iç ve dış gailelerine nüfuz etmesini sağladı.
Fazlı Necip, Hilâl-i Ahmer, Donanma, Malûl, Gaziler ve Fıkraperver cemiyetlerinde umumi merkez azası sıfatıyla çalıştı ve meşrutiyetin ilanından sonra Kadıköyü’nde İttihat mekteplerini tesis edenler arasında bulunarak içtimai faaliyetlerine devam etti. Fazlı Necip’in yazı hayatının son yıllarının ürünü olan Türk Hayatı’nın hemen her sayısının tamamını Fazlı Necip kaleme aldı.
Daha çok günün aktüel bir takım hadiselerine değinilen Türk Hayatı’nda asıl malzeme Fazlı Necip’in Selanik ve İstanbul’da yaşadığı yıllar boyunca şahit olduğu bir takım hadiselerdi. Selanik’te doğan ve imparatorluğun adım adım çöküşüne, bir gazeteci gözüyle yakından şahit olan Fazlı Necip 19 Haziran 1932’de İstanbul’da vefat etti.
ESERLERİ
Gazete ve mecmuaları:
Asır (Yeni Asır)
Gonce-i Edep
Türk Hayatı mecmuaları
Mektep kitapları:
Mufassal Coğrafya-yı Umumî
Tarih-i Tabiî
Nev-usûl Sarf-ı Osmanî
Telif Hikâye ve Romanları:
Bir Gençliğin Güzarı
Câni mi Masum mu?
Dilâver, Yine Orada
Sevda-yı Medfun
Pervin
Şık
Dört Mevsim
Garip Aileler
Dehşetler İçinde
Türk Kızı
Menfâ
Saraylarda Mecnunlar
Külhanî Edipler
Küçük Hanım
Tercüme Romanları:
Roz ve Ninet
Gerdanlık
Familya Çocukları
Arsen Lüpen
Valideyi Arayınız
Bir Genç Kızın Jurnali
Japonya Seyahatnamesi
Risaleler:
Aile Bütçesi
Aile Sofrası
Aile Eğlenceleri
Basılmayan Eserleri:
İstiklâl Sevdası
Amca Bey
Zeynep Yörükoğlu, Fazlı Necip’in Menfa Romanının İncelemesi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.