Fikret Hakan

Fikret Hakan

23 Nisan 1934 tarihinde, Balıkesir’de doğdu. Asıl adı Gaffar Bumin Çıtanak’tır. Babası edebiyat öğretmeni, çevirmen A. Gaffar Güney (asıl adı Abdullah Gaffar Çıtanak); annesi hemşire Fatma Belkıs Hanım’dır. Anne ve babasının ayrılması üzerine, annesiyle birlikte Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde yaşamak zorunda kaldı. İlkokulu, Bursa 23. İlkokulunda okudu. Eskişehir’de başladığı ortaöğrenimine İstanbul’a taşınmaları üzerine orada devam etti. 

Sahneye ilk defa Güzelce Kasımpaşa Ortaokulu öğrencisi iken “Üç Güvercin” opereti ile Ses Tiyatrosu’nda palyaço rolüyle çıktı. “Leblebici Horhor”, “Afrodit” gibi iki müzikli oyunda daha oynadı. Taksim Atatürk Lisesinde öğrenciyken “İstanbul Ekspres” gazetesinde röportajlar, şiirler ve öyküler yayımladı. 1958 yılına kadar öykücülük yaptı, öykülerini “Seçilmiş Hikâyeler” ve “Dost” dergilerinde yayımladı. “Tellak Ali” adlı ilk öykü kitabı 1954 yılında çıktı.

Eğitim hayatına lisenin ilk yılında son verdi. 1952 yılında “Köprüaltı Çocukları” filminde başrolde oynayarak sinema oyunculuğuna başladı. 1958 yılında kadar her sene üç-dört film çevirdi. “Beyaz Mendil” (1955) filmi ile ünlendi.

Avni Dilligil’in kurduğu Çığır Sahne-Saat 6 Tiyatrosu’nda bazı oyunlarda rol aldı. Haldun Dormen’in kurduğu amatör Cep Tiyatrosu’nda ve profesyonel Dormen Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunlarda roller aldı. 1958’de Dormen Tiyatrosu’ndan ayrılıp Sahne 8 adlı tiyatroyu kurdu ve İtalyan yazar Ugo Betti’nin “Kraliçeler ve Asiler” adlı oyununu sahneye koydu.

1958 yılında, askerlik görevini tamamlamasının ardından mahkeme kararıyla Fikret Hakan adını aldı. 

1964 yılında “Keşanlı Ali” filminde, 1968 yılında “Ölüm Tarlaları” filminde ve 1971’de “Hasret” filmindeki rolleri ile Antalya Film Şenliği’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne değer görüldü.

Neşecan Paşmak ile birlikteliğinden 1962 yılında kızı Elif dünyaya geldi. İlk evliliğini o yıl Lale Sarı ile yaptı, on ay içinde sonlanan bu evlilikten sonra 1964 yılında 15 yaşındaki Semiramis Pekkan ile birkaç ay süren bir evlilik yaptı; üçüncü evliliğini 1966 yılında Neşecan Paşmak’la yaptı. Bir yıl sonra sonlanan bu evlilikten sonra 1971 yılında pop şarkıcısı Hümeyra ile evlendi, birkaç hafta sonra eşine şiddet uygulaması nedeniyle bu evliliği de sonlandı. Beşinci evliliğini 1989 yılında Fatma Zeynep Mirgün ile yaptı ve evliliği iki yıl sürdü. Son evliliğini Tijen Kılıç ile yaptı.

1970 yılında yönetmen Peter Collinson Türkiye’de çekmek istediği “Paralı Askerler” filmi için Türkiye’den oyuncu seçmek üzere Türkiye’ye geldiğinde Salih Güney, Erol Keskin, Aytekin Akkaya ve birkaç Türk oyuncu ile birlikte başarılı bulundu; filmde Albay Ahmet Elçi rolünü canlandırdı. İngilizcesi yeterli olmadığı için Hollywood’daki başka teklifleri değerlendirme fırsatı olmadı. Patrick Magee’nin Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandırdığı “Paralı Askerler”, Türkiye’yi ve Türkleri kötü gösterdiği gerekçesiyle yasaklandı. 

Kazancakis’in “Zorba” eserini tiyatroya uyarlayarak sahneledi. Bu rolü ile 1984 yılında “Tercüman” gazetesinin En İyi Erkek Tiyatro Oyuncusu Ödülü’nü aldı.

1998 yılında Devlet Sanatçısı ünvanını aldı ancak 2002 yılında Danıştay, bu ünvanı iptal etti. 

11 Temmuz 2017 tarihinde vefat etti. 

Hayatı boyunca iki yüzden fazla filmde, otuza yakın dizide rol aldı. Bazıları şunlardır:

Köprüaltı Çocukları (1953)

Cingöz Recai (1954)

Kamelyalı Kadın (1957)

Lejyon Dönüşü (1957)

Hatırla Sevgilim (1961)

Yılanların Öcü (1963)

Keşanlı Ali Destanı (1964)

Mısır’dan Gelen Gelin (1969)

Sessiz Fırtına (1989)

 

Fikret Hakan: “Filmin yönetmeni Peter Collinson bana büyük ilgi gösterdi ve ‘Hollywood’a gel, şansın büyük olur.’ diyerek benimle mukavele yapmak istedi. Kabul etmedim. Tony Curtis bir firmanın adresini verdi, kabul etmem için çok ısrar etti ama dinlemedim onu. Eğer bu olayı kabul etseydim şimdi çok başka noktada olurdum. Ama ne bilelim... Anadolu çocuğuyuz, cahiliz, ürkeğiz... Teptik bu büyük şansı... Gidip ABD’de ne yaparız, ne ederiz? Kendimizi büyük sıkıntılara sokmayalım dedik. Daha sonra bana teklifte bulunan firmanın Ömer Sherrif ile anlaştığını öğrendim. Biliyorsunuz bu arkadaş da kısa süre içinde dünya çapında bir oyuncu oldu. Ben olur muydum, bilmiyorum. Bazen bu şansı teptiğim için kendime kızıyorum."