Gürkan Coşkun

Gürkan Coşkun

1941 yılında Çorum’da doğdu. Daha çok “Komet” adıyla bilinmektedir. “Kuyruklu yıldız” anlamındaki Komet adını bir müzik grubundan esinlenerek aldı ve bu isimle anılır oldu. 1960-1967 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde Zeki Faik İzer ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde öğrenim gördü. 1960’larda Türk toplumunun insan görünümlerini karmaşık ve kalabalık gruplar halinde ele alarak; toplumsal eleştiri, psikoloji ve gerçekçiliğe açık bir anlatım ve fantastik bir yönelimle resmetti. Bu dönemdeki resimlerinde ağırlıklı olarak siyah rengi kullandı. Kırmızı, pembe ve sarı tonlamalarla resimlerinde ölüm ve acı temasını vurguladı. Dışavurumcu anlayışın egemen olduğu, gerçeküstücü ögeleri resminde kullanan figüratif resimleriyle tanınmaktadır.

1971’de devlet sınavını kazanarak Paris’e gitti. Vincennas Üniversitesine devam ederek ilk kişisel sergisini 1974 yılında Rouen’de açtı. Eserleri, Mayıs Salonu’na kabul edildi ve iki resmi okulun öğretim üyeleri tarafından satın alındı. Türkiye'de on beş, Paris'te dokuz, Viyana, Salzburg, Lozan ve Brüksel'de ise birer kişisel sergi açtı, ayrıca pek çok uluslararası sergiye katıldı. Paris’te bulunduğu dönemde Rönesans öncesi İtalyan sanatını inceledi ve bunların bazı yönlerinden etkilendi. Aynı dönemde bilinçaltının gizemli dünyası üzerine kurulu, gerçekçilikle de bağlarını koparmayan yapıtlar üretti. 1970’lerde ise eski resimlerindeki anlam ve psikolojik atmosferle devamlılığı bulunan yapıtlar vermeye başladı. Yine bu yıllarda, resimlerde Türk tiplemelerinin yerini Batılı tiplemeler, düzensiz kalabalık grupların yerlerini ise tek figürler veya ikili - üçlü figür grupları aldı. “Derede Üç Figür” adlı çalışması bu dönem eserlerine örnektir. Ayrıca “Koşarak Geldim Çorabı Deldim” ve “Olabilir Olabilir” isimli kitaplar yazdı.

Genelde hayal ile gerçeği harmanlayan eserler verdi. Önceki yıllarda çeşitli dergilerde yer almış şiirleri, 2007 yılında kitap olarak yayınlandı.

İlk dönemlerde içe dönük anlamlar taşımakta olan ölüm ve acı temasının, sonraki dönemlerde bilinçli olarak yaşayan bir anlatıma dönüştüğü gözlemlenmektedir. Ana ögesi figür olan resimlerinde hem figürü, hem de olayı keskin çizgi ve renklerle, şok etkisi yapan leke ve renk kullanımıyla vurgulamaktadır. Realizm akımının temsilcileri arasında yer almaktadır. Eserlerinde felsefe, romantizm ve komediyi karıştırdığını ve nüktedan yönünü vurguladığını belirtmektedir. Resimlerinde gerçek dışı mekânda yer alan figürler, geçmiş dünyadan günümüze gelen bireyler ve insan simgeleri ana ögeler olarak yer almaktadır.

Hâlen yaşamını İstanbul ve Paris'te sürdürmektedir.