Hacı Arif Bey
Asıl adı Mehmet Ârif’tir. 1831 yılının ikinci yarısında İstanbul Eyüp’te doğdu. Babası Eyüp Şeri Mahkemesi kâtibi Ebu Bekir Efendi’dir. Sübyan mektebinde okuduğu sıralarda sesinin güzelliği dikkat çekti ve yine Eyüplü olan kendisinden de altı yaş büyük olan Zekaî Efendi’den musiki dersleri görmeye başladı. Bir süre sonra Zekaî Efendi’nin aracılığıyla Dede Efendi’nin meclisine girdi ve Dede’nin öğrencisi, Zekaî Efendi’nin hocası olan Eyyûbi Mehmet Bey’le meşke başladı. İlkokulu bitirdikten sonra 1844 yılında 13 yaşında iken Mehmet Bey’in aracılıyla Bâb-ı Seraskeri’nin (Savunma Bakanlığı) bir dairesine kâtip olarak girdi.
Çok geçmeden sesinin güzelliğini haber alan Sultan Abdülmecit, kendisini Mızıkay-ı Hümayun’a aldırdı. Evvelce Mehmet Bey’den 30 fasıl öğrendi, Mızıkayı-ı Hümayun’da hoca olan bestekâr Hâşim Bey‘den yararlandı ve bir hayli de eser meşk etti. Kabiliyeti ile padişahın ilgisini çekti. 20 yaşına gelmeden mabeyne girdi ve kurenalık mertebesine kadar yükseldi. Sağlam bir teknikle sanatlı, lüzumsuz tasannuya kaçmadan, kibar bir eda ile eserler üretti. Bestekârlığıyla, kendisinden sonra gelenleri ve hatta zamanımız bestekârlarını bile etkiledi. Bugün elde 386 şarkısı, 8 dinî eseri ve bir de büyük formda din dışı eseri bulunmaktadır. Hem musiki çevrelerinde ve hem de musiki severlerce beğenilen kürdilihicazkâr makamını Hacı Ârif Bey buldu. Müsemmen usulü de Ârif Bey’in bulduğu ve çok kullandığı bir usuldü. İlk eşi Çeşmi Dilber’in kendisini terk etmesinden sonra güftesini de kendisinin yazdığı kürdilihicazkâr makamında ve aksak usulündeki “Niçin terk eyleyip gittin, a zalim” isimli şarkısını besteledi. Türk musikisindeki yerini almasıyla romantik dönemi başlatan kişi oldu.
Ölümünden 12 yıl önce, 576 sayfa tutan ve içinde elliden fazla makamla bin küsur eser bulunan Mecmu’a-i Ârifî adında bir şarkı mecmuası, bir güfte kitabı yayınladı. Bu kitabın basımı İstanbul’da Vezirhanındaki İbrahim Sırrı Efendi matbaasında ve 17 Mart 1873 tarihinde tamamlandı. Şevki Bey, Şeyh Mustafa Servet Efendi, Kanunî Mehmet Bey, Leon Hancıyan, Zâti Arca gibi müzisyen bestekârlara hocalık etti.
28 Haziran 1885 tarihinde, İstanbul’da vefat etti.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
- Düşer mi şanına ey şeh-ı hu
- Kürdilihicazkâr Şarkı-Ağır Aksak-Değişmeli (Şeyh Galip)
- Geçti zahm-ı tîr-i hicrin tâdil-i nâşâdıma
- Kürdilihicazkâr (Şarkı-Curcuna)
- Bâis figan ü nâleme aşk ibtilasıdır
- Kürdilihicazkâr (Şarkı-Müsemmen)
- İftirâkındır sebep bu nâle vü feryâdıma
- Kürdilihicazkâr (Şarkı-Aksak)
- Kanlar döküyor derdin ile dîde-i giryân
- Kürdilihicazkâr (Şarkı-Curcuna) (Güfte: Deli Hikmet Bey) (Hacı Ârif Bey’in son eseridir.)
- Gurub etti güneş, dünya karardı