Halil Ergün
8 Eylül 1946 tarihinde, Bursa’da doğdu. Pertevniyal Lisesini bitirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Halk Oyuncuları’nda çalıştı. 12 Mart 1971 Askerî Darbesi’nden sonra Vasıf Öngören, Erdoğan Akduman ve Mustafa Alabora’yla birlikte, gizli örgüt kurmak suçundan bir süre tutuklu kaldı.
Sinema oyunculuğuna 1975 yapımı “Yarış” filmiyle başladı. Vasıf Öngören, Mustafa Alabora ve Erdoğan Akduman’la birlikte Ankara Birliği Sahnesi’ni kurdu. 1976 yapımı “Merhaba” ile 1985 yapımı “Kırlangıç Fırtınası” filmlerinin senaryosunu yazdı. 1986 yapımı “Davacı” filminde yönetmen yardımcılığı yaptı.
2006 ila 2010 yılları arasında yayımlanan “Yaprak Dökümü” adlı televizyon dizisinde “Ali Rıza Tekin” karakterini canlandırarak genç kuşaklarca da tanındı.
Bol ödüllü bir oyuncudur. 1990 yılında düzenlenen Ankara Film Festivali’nde, “Film Bitti” filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü; 1995 yılında düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali’nde ve Antalya Altın Koza Film Festivali’nde, “Böcek” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü; Sinema Yazarları Derneği’nin 1996 yılında verdiği Türk Sineması Ödülleri’nde, “Böcek” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü; Çağdaş Sinema Yazarları Derneği’nin 1997 yılında verdiği En İyi Oyuncu Ödülleri’nde, “Mum Kokulu Kadınlar” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü; 1997 yılında düzenlenen Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’nde, “Mum Kokulu Kadınlar” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü; 2007 yılında düzenlenen Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onu Ödülü’nü; 2018 yılında düzenlenen 23. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nde, Sinema Onur Ödülü’nü aldı.
100’e yakın film ve dizide rol aldı. Bazıları şunlardır:
Maden (1978)
Bir Ceza Avukatının Anıları (1979)
Küçük Ağa (televizyon dizisi, 1983)
Bugünün Saraylısı (televizyon dizisi, 1985)
Mavi Sürgün (1993)
Yorgun Savaşçı (televizyon dizisi, 1993)
Mum Kokulu Kadınlar (1996)
Abdülhamid Düşerken (2002)
Berivan (televizyon dizisi, 2002)
Yaprak Dökümü (televizyon dizisi, 2006-2010)
Halil Ergün: “Solcu olduğum için beni okuldan attılar. Yaşar Kemal ve Orhan Kemal okuyordum. Genç adamız, heyecanlayız. Ben korkusuz bir çocuktum ve soru sormayı seviyordum. Duyduğum, bildiğimiz kadar bir tarafımız vardı. Ailem yaka paça beni atarak, ‘Yeter artık senden çektiğimiz!’ diyerek bana parayı verip Ankara’ya gönderdiler. Mülkiyeye giderek Siyasi Bilimler Fakültesine girdim. Fakülte hayatımla birlikte tiyatro kariyerim başladı. Biz ‘68 Kuşağı’ olarak barışı, emeği ve bağımsızlığı savunuyorduk.”