İsmail Kadare

İsmail Kadare

1936 yılında, Arnavutlukun güney sınırında bulunan Gjirokastër, Türkçe adıyla Ergiri Kasrı şehrinde doğdu. Babası mübaşir, annesi ise İstanbul'da eğitim görmüş bir yargıcın kızı idi. Çocukluk yıllarını babaannesinin yanında, Ergiri Kasrı'nda geçirdi. Yıllar sonra çocukluk anılarına “Kronikë në Gur/Taş Kentin Günlüğü” adlı romanında yer verdi. O dönemleri, şöyle ifade etti:

Eski bir Ergiri Kasrılı ailenin çocuğuyum ve çocukluğumda beni şaşırtan olaylardan ilki yaşadığımız üç katlı büyük ev ile yaşam tarzımız arasındaki zıtlıktır. Babam basit bir işçiydi, mübaşirdi, buna rağmen ailenin tek erkek çocuğu olması sebebi ile zengin bir kızla evlendi. Annem yargıç olan aynı zamanda da belli toprakları ve kentte birkaç dükkânı olan bir adamın kızıydı. Buna rağmen evliliklerinden sonra da babam mübaşir olarak çalışmaya devam etti ve hayatımız günden güne daha da kötüleşiyordu.

Babası, fakir de olsa komünizmi sevmeyen bir yapıya sahipken zengin olan annesinin ailesi komünizm ile bağlantılı idi. O dönemlerde, kendi ifadesiyle, komünist ailelerin çocukları aile fertlerinin gittiği yoldan giderek ateşli militanlar oluyorlardı; alt tabaka ailelerin çocukları ise korkudan ve köle olma komplekslerinden acı çekiyorlardı. Kadare'nin tarafsız olması ise ona ne ilk sıradakiler gibi hayran olmama ne de ikinci sıradakiler gibi koyun sürüsü misali inanmış olmama özgürlüğünü verdi.

Babasına miras kalan 3 katlı, 10 veya 12 odalı çok büyük bir evde, 6 kişi olarak yaşıyorlardı. Evdeki odalardan bazıları boştu ve Kadare, en çok bu boş odalardan korkuyor; sürekli olarak ruhları, cadıları hayal ediyordu. 13 yaşında iken Shakespearein Macbeth adlı eseri eline geçti ve bundan sonra, hayaletlerin onu edebiyattan daha çok etkilediğine karar verdi.

12-13 yaşlarındayken arkadaşları ile demir para yapmaya başladı. Masum bir oyun gözüyle baksalar da bu durum fark edildiğinde tutuklandı. Bu kötü anısını şu şekilde anlattı:

"Bizi seçimlerden iki gün önce tutukladılar. Oysaki o günlerde Parti Meclisinden, Oylama Komisyonundan çeşitli insanlar geliyorlardı. Okul müdürlüğüne gitmek için bahçenin ortasından geçen iki polis çok dikkat çekti. İlk defa okula polis geliyordu. Büyük teneffüs bitmek üzereydi. Biz sınıfa girdik ve ben tekrar iç ürpertici bir şey hissetim. Sınıfın kapısı çaldığında ve arkasında iki polis ile Turinin eşlik ettiği okul müdürü göründüğünde, coğrafya öğretmeni Nasto Bey’in yüzü kireç gibi oldu ve düşmemek için masaya tutundu. Okul müdürü sinirli bakışlarla önce sınıfa bir göz attı, sonra da benim ve İlirin adını söyledi. Sınıftaki herkes şoktaydı. Kimse hiçbir şey anlamıyordu, yalnızca biz ikimiz polislerin arkasından kafalarımız eğik bir şekilde kapıdan çıkarken Turi, ‘Sabotajcılar!’ diye bağırdı."

1958 yılında, yaşadığı şehrin efsanevi anlatılarından esinlenerek “Princesha Argjiro/Prenses Argjiro” adlı şiirini yazdı. Gerçek bilgilere dayanmamasından dolayı bu şiiri, en çok eleştirilen yapıtları arasında yer aldı.

Şiirlerinde ve romanlarında işgallerin ve kurtuluş mücadelesinin etkilerini açıkça yansıttı. Çocukluk yılları boyunca yaşadığı zorlukları hemen hemen her eserinde farklı karakterler üzerinden okuyuculara bir şekilde yansıtmaya çalıştı.

1958 yılında birçok akranı gibi Sovyetler Birliğine gönderildi. Gorki Enstitüsünde öğrenim görmeye başladı. Sosyalist bir yazar olmak ve Arnavutluku ekonomistler, teologlar ve yöneticiler ile birlikte inşa etmek üzere eğitim görecekti. Devrin Moskovasında göç edenlerle, suçlularla ve aydınlarla arkadaşlık kurarak kendi çıkarımlarını yapmaya başladı.

1960 yılının Ekim ayında Arnavutluka geri döndü. Gorki Enstitüsünde dünya edebiyatı ile ilgili aldığı eğitimler onun dünya anlayışının oluşmasında büyük rol oynadı.

İlk romanı, “Gjenerali iushtrisë së vdekur/Ölü Ordunun Generali” idi.

Yaşamı boyunca seksenin üzerinde eser yayımladı. Eserleri, Arnavut edebiyatının gelişmesinde önemli rol oynadı.

1 Temmuz 2024 tarihinde vefat etti.

Türkçe yayımlanmış eserleri:

Ölü Ordunun Generali (1963)

Taş Kentin Günlüğü

ğün (1968)

Şenlik Kurulu

Canavar

Piramit (1992)

Kosova'ya Üç Ağıt (1998)

Kaza (2010)

Rüyalar Sarayı (1981)

Kuşatma (1970)

İbret Taşı (1978)

Taş Kentin Düşüşü

Kaynak: Dillioğlu, E. (2019). Çağdaş Arnavut Edebiyatında İsmail Kadare ve Romanları.