Müslüm Gürses
Müslüm Gürses, 7 Mayıs 1953’te doğmuş Türk ses sanatçısı; gerçek adı Müslüm Akbaş`tır.
Genelde arabesk türünde şarkılar söyler, bunun yanında Klasik Türk Müziği parçalarına ve türkülere de albümlerinde yer verir. Tarzı sayesinde ses sanatçıları arasında farklı bir yer edinmiştir. Şarkılarında daha çok hüznü, sevgiyi ve acıyı anlatır. Sadık bir hayran kitlesi vardır. Hayranları tarafından genelde Müslüm Baba olarak adlandırılır.
Çocukluğu
7 Mayıs 1953’te Şanlıurfa`nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü Köyü’nde Emine ve Mehmet Akbaş çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası rençberlik yapardı, bağlama çalmayı bilirdi. Daha sonra Ahmet ve Zeyno adında bir erkek bir de kız çocukları oldu.
Çocukluğunun ilk yıllarını Şanlı Urfa`da geçirdikten sonra, ekonomik nedenlerden dolayı ailecek Adana’ya göç ettiler. Daha sonra annesi Emine hanım ve ardından da erkek kardeşi Ahmet hayata veda etti. 1968 yılında henüz 15 yaşındayken , bir çay bahçesinde şarkılar söylemeye başladı. Terzi çıraklığı yaptı, o yıllarda şans eseri bir gazinoda sahneye çıkarak sanat yaşamının kapısını araladı.
Babanın İlk Sanat Yılları
1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45’likleri çıkarmaya başladı.Bu dönemde plakları Palandöken ve Hülya Plak firmaları tarafından yayınlanmıştır. Sevda Yüklü Kervanlar ise Müslüm Gürses`in çıkış parçasıdır. Bu plaktan Adana`ya dönmüş, bir müziğe kesin dönüş yaptı.
Trafik kazası
Bir süre müziğe küsmüştür.
Müslüm Baba`nın hayatındaki en talihsiz olaylardan biri Tarsus`tan Adana`ya dönerken geçirdiği trafik kazasıdır. 1978 yılında vuku bulan bu kazada Müslüm Gürses ölümden döndü. Alnı çok ciddi biçimde zedelendiğinden dolayı, kafasına beynini koruyacak plaka takıldı. Bu kazadan dolayı koku alma duyusunu neredeyse tamamiyle yitirdi. İşitme duyusu da ciddi biçimde zarar gördü. Sorulara geç veya ilgili görünmeyen cevaplar vermesi, sanıldığının aksine sürekli alkollü olduğundan değil, hastalığından dolayıdır.Ayrıca Müslüm baba bu talihsiz kazadan sonra öldü sanılarak Adana’da bir hastanenin morguna konulmuştur.Ancak Müslüm Baba bunun da üstesinden gelmeyi bilmiş ve morgdan kendi çabasıyla çıkmayı başarmıştır.
Sonraki sanat yaşamı
Daha sonra hayata sıkı sıkı tutunan Müslüm Gürses, oyuncu Muhterem Nur`la hayatını birleştirdi. Muhterem Nur da daha çok Muhterem Hanım olarak bilinir. Ard arda çıkardığı kasetler sayesinde şöhreti gün geçtikçe yayılan Müslüm Gürses, zamanla arabeskin babası oldu. Piyasada kaç tane kaseti olduğu tam olarak bilinememekle beraber, yasal 75 civarı korsanla birlikte 100`lerce olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca en çok satan albümünün de Küskünüm`ün olduğu sanılmaktadır
Dinleyici kitlesi
Müslüm Gürses`in dinleyici kitlesi birçok araştırmaya konu olmuştur. Kente uyum sağlayamayan, ikinci sınıf insan muamelesi (işe yaramaz, cahil vs..) gören varoşların Müslüm Gürses`in genel dinleyici kitlesini oluşturduğu bu araştırmalardan çıkan genel sonuçtur. Kah Garipler adlı parçada " Hor görülenlerin tanrım , isyanıdır bu / Sevip sevilmeyenlerin isyanıdır bu / Düzensiz dünyanın günahıdır bu / Yakarsa dünyayı garipler yakar " diyerek kah İtirazım Var parçasında " Ben hep yenilmeye mahkum muyum? / Ben hep ezilmeye mahkum muyum / İtirazım var bu zalim kadere " diyerek kendisine tapan kesimin isyanını dile getirmiştir. Konserlerinde ise bu kitle , sığınacağı , kendisine kızılmayacağını bildiği ender bir yer bularak , hayata karşı duyduğu öfkeyi kendi vücuduna yönlendirip , kendisine ciddi biçimde zarar verir. Bu olgu bütün Müslüm Gürses hayranları için geçerli olmasa da, toplumda uyandırdığı düşünce bu yöndedir.
2000’li yıllarda Rock ve Pop parçalarını ( Paramparça, İkimizin Yerine, Sensiz Olmaz ...) söylemesiyle birlikte kendisine tapan kitleyi tamamen reddetmeden onlardan biraz uzaklaşmıştır. Bu sefer de kendisini entelektüel sınıfın ilgi alanında bulmuştur ve bu eskiden beri hayranı olanları üzmektedir.
Ocak 2006`da Gönül Teknem, Seyhan Müzik etiketiyle raflardaki yerini almıştır. 18 Nisan 2006`da son albümü Aşk Tesadüfleri Sever piyasaya çıkmıştır.
Yasaklı albüm konusu
Müslüm Gürses`in yasaklı bir şarkısının/kasetinin olduğu ve bu kasetin yayımlandıktan sonra hemen toplatıldığı veya öldükten sonra yayımlanacağına dair sıkça dile getirilen bir söylenti vardır. Bir rivayete göre Zincirlikuyu, İstanbul`da verdiği bir konser sırasında "Kapansın camiler/Açılsın meyhaneler" dizeleriyle başlayan bir şiir okumuş, daha sonra da Açılsın Meyhaneler (bu şarkı şiirden bağımsızdır ve piyasada bulunabilmektedir) şarkısına geçerek kalabalığı tahrik etmiştir. Bu konser albümünün basılıp daha sonra toplatıldığı, şu anda çok az kişinin elinde olduğu söylenir oysa ki gerçek bu değildir. Bu albüm bu şekilde basılmamıştır. Korsan kasetçiler bu konserden sonra Zincirlikuyu adında bir albüm basmıştır, fakat değişik versiyonlara sahip bu albümde sözkonusu dizeler yer almaz. O yüzden piyasada böyle bir albümün olduğu doğru değildir, fakat yukardaki sözleri konser sırasında söylemiş olabileceği tartışmalı da olsa gerçeğe yakın durur.