Necip Fazıl Kısakürek
(16 Mayıs 1904 - 25 Mayıs 1983): Şair, yazar. Baba tarafından ailesi Maraşlı Kısakürekoğullarına mensuptur. Cinayet mahkemesi reisliğinden emekli büyükbabası Mehmed Hilmi Efendinin İstanbul Çemberlitaş’taki taş konağında dünyaya geldi. Düzensiz eğitim gördü: Gedikpaşa’da bir Fransız mektebinde, yine Gedikpaşa’da bir Amerikan mektebinde, Büyük Reşid Paşa Numune Mektebinde, Vaniköy’deki Rehber-i İttihad Mektebinde okudu ve en son Heybeliada Numune Mektebine girerek mezun oldu. Ardından Heybeliada Bahriye Mektebine başladı. Beş yıl okuduğu bu okuldan mezun olamayarak ayrıldı. 1921’de İstanbul Darulfünûnu Felsefe Bölümüne girdi. Üniversiteyi bitirmeden Millî Eğitim Bakanlığınca Paris’e Sorbonne Üniversitesine gönderildi. 1924-1925 yıllarının Fransa’da geçirdi. Bohem hayatına dalınca öğrenimini tamamlayamadan geri döndü.Hollanda, Osmanlı ve İş bankalarının İstanbul ve Anadolu’daki şubelerinde memurluk, müfettişlik ve muhasebe müdürlüğü (1926-1939), A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde öğretim görevliliği, Devlet Konservatuvarında, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde ve Robert Kolej’de öğretmenlik yaptı (1938-1941).
Necip Fazıl, memuriyetten ayrılarak iç içe olduğu basın dünyasına girdi.
Ağaç (1936’da Ankara’da, 7. sayıdan itibaren İstanbul’da yayınlandı; 17 sayı) ve Büyük Doğu (1 Eylül 1943) dergilerini çıkardı. Büyük Doğu, zaman zaman haftalık, aylık ve günlük çıktı. Son sayısının yayın tarihi 14 Haziran 1978’dir. Toplam 512 nüsha yayınlanmıştır. Gazetelerde ’Çerçeve’ başlığı altında günlük yazılar yazdı. İslâm davasının savunucusu idi. Fikirlerinden dolayı birkaç defa tutuklandı.
1980 yılında, doğumunun 75. yıldönümünde Türk Edebiyatı Vakfı tarafından ’Türkçenin yaşayan en büyük şairi’ seçilerek kendisine ’Sultanü’ş-Şuara’ (Şairlerin Sultanı) unvanı verildi.
İstanbul’da öldü; Eyüp’te Kaşgarî Dergâhında toprağa verildi.
İlk şiirleri Millî Mecmua’da çıktı (1923). Çocukluğunu geçirdiği dedesinin taş konağı Necip Fazıl’ın şiirinin de ilham kaynağıdır: ’Anne, sevgili, şehir, hafakanlar, tarih bu konak etrafında dönen motiflerdir.’
Necip Fazıl üzerinde ünlü Fransız şairi Baudelaire’in izi açık görülür:
’Baudelaire’in Çalar Saat’i Necip Fazıl’ın Geçen Dakikalarım ve Saat şiiriyle benzeşmektedir. Baudelaire Öğlen Sonrasının Şarkısı şiiriyle de Necip Fazıl’ın Kadın Bacakları adlı şiiri örtüşmektedir. Necip Fazıl neredeyse Baudelaire’in bu manzumede kullandığı kelime dağarcığını aynen kullanır. Kadın tıpkı Baudelaire’in şiirlerinde olduğu gibi tapınılacak’ bir fetiş kutsal bir ögedir. Baudelaire Nasıl rahip tapıyorsa putuna/Ben de öyle sofu, tapmışım sana’ dizeleriyle metresine olan büyük’ ihtirasını dinî motiflerle dile getirmişti. Necip Fazıl da; Boynuma doladığım güzel putu görseler/İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını. ... Baudelaire’in Hortlak şiiri ile Necip Fazıl’ın Bekleyen şiiri aynı konuyu ele alır. Hortlak, canavar olmuştur. Necip Fazıl ile Baudelaire arasındaki benzerlik o kadar ki, üstadın Kaldırımlar’da gezdiği şehir sokakları İstanbul’dan çok Paris’tir. Baudelaire’in bu şehirli’ dikkati ne yazık ki Necip Fazıl’da bile Paris’te tecelli etmiştir. Bu bakımdan şairin gezdiği sokaklar/kaldırımlar İstanbul değil, fenerlerin iki yanından bir sel gibi aktığı Paris sokaklar/kaldırımlarıdır.’ (Ali İhsan Kolcu, Baudelaire’ni Türk Şiirine Tesiri Üzerine Bir İnceleme, 2002, s. 275)
Necip Fazıl, tasavvuf düşüncesinden aldığı ilhamı modern Fransız şiiri ölçüleri içinde değerlendirdi; şiirlerinde insan, kâinat, madde ve ruh problemlerini, insanın iç âlemindeki çatışmalarını, gizli duygu ve tutkularını işledi. Oyunlarında ruhî bunalımları ustaca sergiledi. Hemen her dalda verdiği eserlerinde kendisine özgü üslûp kullandı.
Necip Fazıl hakkında çok sayıda kitap yazılmış, bitirme, yüksek lisans ve doktora tezleri yapılmıştır. Şair hakkında ilk kitabı yazan ise Hilmi Oflaz’dır. Hilmi Oflaz ki, ’üstad’ bildiği Necip Fazıl’a büyük bir hayranlıkla bağlıydı. Jestlerine, mimiklerine kadar taklit ederdi. Fazla bir eğitim görmemesine rağmen kendi kendisini yetiştiren ve Türkiye’nin sayılı şahsî kütüphanesine sahip olan (Kitaplar şimdi İSAM bünyesinde) Hilmi Oflaz, Arif Bülendoğlu adıyla kaleme aldığı ’Necip Fazıl Kısakürek: Şiiri, Sanatı, Aksiyonu’ kitabında Necip Fazıl’ın hayatını, eserlerini ve hakkında yazılanları ele almıştır. Şairin yanında bulunması itibarıyla, Hilmi Oflaz’ın çizdiği profil ayrı bir önem taşıyacaktır.
Şiirleri: Örümcek Ağı (1925), Kaldırımlar (1928), Ben ve Ötesi (1932), 101 Hadis: Manzum Meal Tef1sir (1951), Sonsuzluk Kervanı (1955), Çile (1962), Şiirlerim (1969), Esselâm (1973),Öfke ve Hiciv (3. bs., 1997). Oyunları: Tohum (1935), Bir Adam Yaratmak (Oyn., 1937; bs., 1938; Yücel çakmaklı televizyon filmi yaptı, 1978), Künye (1938), Sabırtaşı (1940), Para (1942), Vatan Şair Namık Kemal (1944), Nâm-ı Diğer Parmaksız Sâlih (1946; sinema filmi, 1950), Reis Bey (1964; Mesut Uçakan sinema filmi çekti, 1989), Siyah Pelerinli Adam (1964), Ahşap Konak (1964), Abdülhamid Han (1965), Yunus Emre (1969), Kanlı Sarık (1970), Senaryo Romanları (1972), Mukaddes Emânet (1975), Tiyatro Eserleri I, II, III (1976), İbrâhim Edhem (1978). Kumandan ve Sır adlı oyunları Büyük Doğu’da tefrika edildi. Hikâyeleri: Birkaç Hikâye BirKaç Tahlil (1933; eklerle yeni yayını: Ruh Burkuntularından Hikâyeler (1965; ekler ve yeni bir düzenlemeyle: Hikâyelerim, 1970). Romanı: Meş’um Yakut (1928. Necip Fazıl’ın adı ’nakili’ gösterilir. Polisiye bir romandır.) Aynadaki Yalan (1980), Kafa Kağıdı (1984). Hâtıraları: Cinnet Müstatili (Hapishane hatıraları, 1955; ilâvelerle Yılanlı Kuyudan, 1970), Hacdan Çizgiler, Renkler ve Sesler ve Nur Mahyaları (1973), Büyük Kapı (1965, 1974’de O ve Ben adı ile çıktı), Babıâli (1975). Dinî ve tasavvufî eserleri: Halkadan Pırıltılar (1948; Veliler Ordusundan 333: Halkadan Pırıltılar, 1976), Çöle İnen Nur (1950), 101 Hadis (1951), Altın Zincir (1959), Altın Halka (1960), O ki O Yüzden Varız (1961), İlim Beldesinin Kapısı Hazret-i Ali (1964), Hulâfâ-yi Râşidîn Menkıbelerine Ait Bir Pırıltı Binbir Işık (1965), Peygamber Halkası (1968), Efendimiz, Kurtarıcımız, Müjdecimizden Nur Harmanı (1970), Başbuğ Velîlerden-33 Altın Silsile (1974), Doğru Yolun Sapık Kolları: Arınma Çağında İslâm (1978), İman ve İslâm Atlası: Şekil, Ruh, Amel, Hikmet (1981), Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu (1982). Diğer eserleri: Abdülhak Hamid ve Dolayısıyla (1937), Namık Kemal (1940; yeni yayanı: 1966), Çerçeve (1940), Müdafaa (1946), Maskenizi Yırtıyorum (1953), At’a Senfoni (1958), Büyük Doğuya Doğru: İdeolocya Örgüsü (1959; İdeolocya Örgüsü: Büyük Doğuya Doğru, 1968), Her Cephesiyle Komünizma (1962), Türkiye’de Komünizma ve Köy Enstitüleri (1962), İman ve Aksiyon (1964), Ulu Hakan II. Abdülhamid Han (1965), Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar (1966), İki Hitâbe (1966; Hitabeler, 1985), Türkiye’nin Manzarası (1968), Tanrıkulundan Dinlediklerim I-II (1968), Binbir Çerçeve I-IV (Günlük yazıları, 1968-1969), Vatan Haini Değil, Büyük Vatan Dostu Vahidüddin (1968), Çepçevre Sosyalizm, Komünizm ve İnsanlık (1969), Müdâfaalarım (1969), İktidar Bizde Olsa Ne Olur (1969), Son Devrin Din Mazlumları (Haz. M . K. Keçeci, 1969), Benim Gözümle Menderes (1970), Yeniçeri: Olanca Romanıyla ve Son Hortlamalarıyla (1970), Tarihimizde Moskof (1973), Cumhuriyetin 50. Yılında Türkiye’nin Manzaraları (1973), İhtilâl (1976), Sahte Kahramanlar (1976), Konferans: Yolumuz, Hâlimiz, Çaremiz (1977), Moskof (1979), Dünya Bir İnkılâp Bekliyor (Konferansı, 1985), Hesaplaşma (Konferansı, 1985), Hücum ve Polemik (1992), Mümin-Kâfir (5. bs., 1994), Konuşmalar (1994).