Rabindranath Tagore
6 Mayıs 1861'de Kalküta'da doğdu. Atalarının kökeni 11. yüzyıla dayanır. Bu soyun kurucusu Kanajlı bir Brahman'dı. Babası Maharshi Devendranath Tagore, varlıklı bir din adamıydı. Rabindranath, özel öğretmenlerden ders alarak ortaöğrenimini tamamladıktan sonra 17 yaşında Londra'ya gönderildi. Londra'da hukuk okudu. Burada edebiyat kültürünü geliştirdi. En çok etkisinde kaldığı edebiyatçı, yapıtlarında doğaya geniş yer veren İngiliz şair William Wordsworth'tü.
Rabindranath Tagore'un yaşam ve sanat görüşlerinin gelişmesinde en büyük rolü, 19. yüzyılın başlarında Bengalli Raca Rammahun Roy oynadı. Onun ve babasının etkileri altında şairin dünya görüşü, geleneksel Hint kastının sınırlarını aşarak panteist bir dünya inanışının yanı sıra, Hinduizm’in tekelci ve çok gelenekçi çemberini kıran bir olgunluğa kavuştu. Öğretmeni Roy; Hindistan'da dinin oynadığı büyük rolü bildiği için, her şeyden önce bu alanda reform yapmak zorunluluğu duydu. Kendisi Hindu olduğu için Hinduizm’in bozulmasına üzülüyordu fakat sosyal gerçekleri görecek kadar ileri görüşlü bir insan olduğundan reform yoluna gitmedi. 1930'da Hindistan'da yeni bir mezhep olan Brahmanizm’in temelini attı. Brahmo Samaj adı altında tanınan bu hareket Hinduluk, Müslümanlık ve Hristiyanlığın ortaklaşa değerlerini bir çatı altında toplamaktaydı. Bu yeni din, mucize ve kerameti bir yana iter; her şeye egemen, mutlak ve yanılmaz bir kuvvet yerine, bilgelik ve aşkın esin kaynağı olan insan ile dünyayı kavrayan, yücelten bir varlığa inanır. Bu Tanrı Upanishadlardan alınan bir cümleyle tamamlanır: "Tektir ve biçimi yoktur ama binbir amaçla, binbir şekle girer.."
Brahmo Samaj'ın belli başlı sosyal ülküleri; kardeşlik, iyi ahlak, insanseverlik, kadınlığın yükseltilmesi, kastların kaldırılmasıdır. Bu noktalarda klasik Hinduizm’in karşısındadır.
Rammahun Roy tarafından kurulan Brahmo Samaj; Rabindranath Tagore'un babası ile Keshup Shandrasen tarafından geliştirildi. Tagore'un bu yeni oluşturulan mezhepten etkilenmesi, 22 yaşında yazmaya başladığı yıllara denk gelir. Bu yıllarda daha sonradan ilinti kuracağı Avrupa kültürüne pek rastlanmaz.
O yıllarda Bengal, Hindistan'ın her bakımdan canlı ve ileri bölgesiydi. Din, edebiyat, politika alanlarında yeni görüşler beliriyordu. Kendisinden önce edebiyatta yenilik yapmış olanlar bulunmasına rağmen kendisini tutuculuktan kurtaran ilk şair ve yazar olarak anıldı. İlk yazdığı "Sabah Şarkısı" adlı şiiri yüzünden şiddetli eleştirilere maruz kaldı. Doğa ve insan sevgisinin yoğun olduğu Kitan Jali'nin ünü dünyaya yayıldı. Eserlerinde ince bir lirizm ile mistisizmi harmanladı.
Hindistan'ın, İngiliz emperyalizminin boyunduruğundan kurtulması için büyük çabalar sarfetti ve bunu ılımlı bir üslupla yaptı. Edebiyat alanındaki başkaldırısını yeterli bulmayıp gençliğin milliyetçi bir eğitimle yetiştirilmesi amacıyla 1901'de Kalküta yakınlarındaki Balpur'da “Sükûn Barınağı” anlamına gelen “Santiniketan” adını verdiği bir okul kurdu. Bundan başka Bangadorshan adıyla edebiyat dergisinin başyazarı oldu. 1924'de Batı ve Hint geleneklerini kaynaştıran Vishna-Bharati Üniversitesinin temellerini attı.
Bengal dilinde yazdığı yapıtlarınının hemen hemen hepsini kendisi İngilizceye çevirdiği için, dünyanın onu hızla tanıması kaçınılmaz oldu. 1913'te Romain Rolland'ın çok övdüğü “Gora” adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Kitapta Gora adlı bir gencin hayatından kesit sunulur. 1915 yılında İngiltere ona, "Sir" unvanını verdi.
1919, Hindistan tarihinde bir dönüm noktasıydı. Amritsar kıyımı, Gandhi'nin ulusal önder olarak belirmesi bu yıl içinde gerçekleşti. Gandhi ve Tagore iki yakın dosttu. 21 Mart 1919'da çıkarılan bir yasayla, yönetimin savaş döneminde kullanabildiği özel yetkileri barış döneminde de elinde tutması sağlandı. Irkçılık temellerine dayanılarak çıkarılmış bir yasaydı. Gandhi, pasif direnişi gündeme getirdi. Kısa süre sonra, 13 Nisan'da Amritsar'da halktan 400 kişi öldürüldü, 2 bin kişi de yaralandı. Altın Tapınak'a girilip Sihler'in üzerine ateş açıldı. Pencap'ta sıkıyönetim ilan edildi. Tagore bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyordu. Genel Vali Lord Chelmsford'a bir mektup yazarak “Sir” unvanını geri verip Gandhi'ye destek oldu.
67 yaşında resim yapmaya başlamasıyla kast ve emperyalist sistemlere karşıtlığı, aynı zamanda üstün yeteneğiyle dünyanın sayılı şairleri arasına girdi. 7 ağustos 1941 'de doğduğu şehir Kalküta'da öldü.
Kaynak: https://www.elipskitap.com.tr/yazar/rabindranath-tagore/
https://www.elipskitap.com.tr/urun/gora/