Recaizade Mahmut Ekrem

Recaizade Mahmut Ekrem

1 Mart 1847 yılında, İstanbul Vaniköy'de doğdu. Asker kökenli bir aileden gelen Ekrem, Doğu kültürü ile yetiştirildi. Babası, onun iyi bir öğrenim görmesini istedi ve Arapça ile Farsça alanındaki ilk eğitimlerini verdi. Yine babasının yönlendirmesiyle Beyazıd Rüştiyesine ve ardından Mekteb-i İrfan'a gitti. Eğitimine Harbiye İdadisinde devam etti. Fen bilimlerinde oldukça başarılı gibi görünse de aslında edebiyata duyduğu ilgi günden güne arttı. Bu dönemde küçük yazı girişimlerinde bulundu. Bedeninin zayıflığı ve okul hayatından sıkılması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı. 1862 yılında babasının desteğiyle Hariciye Mektubî Kalemine girdi. Burada Ayetullah ve Namık Kemal Beyler ile tanıştı. Zaman içerisinde devrin şöhret sahibi şairleriyle dostluk kurdu ve Encümen-i Şuara'ya dâhil oldu. Geçen yıllar içerisinde Şuara-yı Devlet Komiserliği, Tanzimat Dairesi Azalığı gibi birçok görevde bulundu.

Hariciye Mektubî Kaleminde, yani memuriyetinin ilk yıllarında Fransızca öğrenmeye başladı. Ekrem'in Batı kültürü ile tanışıklığının temelleri burada atıldı. Encümen-i Şuara toplantıları devam ederken Ekrem, ilk yazılarını Tasvir-i Efkar ve Hakayıku'l-Vekayi'de yayımlamaya başladı. Namık Kemal ile kurduğu yakınlık arttı ve nihayetinde Namık Kemal, 1867 yılında Paris'e kaçarken Tasvir-i Efkar'ı Ekrem'e bıraktı. Namık Kemal'in ülkeye dönüşünün ardından ise politikayla olan tüm alakasını kesti ve Ahmet Mithat Efendi'nin Dağarcık'ında yazmaya başladı.

Geçen yıllarda Fransızcasını iyiden iyiye ilerletti ve Fransız edebiyatını yakından takip etmeye başladı. Bazı çeviri denemelerine girişti. Yine bu dönemde Batılı kaynaklardan yararlanarak bir oyun yazdı. Afife Anjelik adını verdiği oyun, Ekrem'in yayımlanan ilk kitabı oldu.

1871 ve 1876 yılları arasında üretkenliği arttı, en çok eserini bu yıllarda verdi. Her ne kadar politikanın dışında kalmaya çalışsa da Mes Prisons çevirisi, Namık Kemal'i Magosa sürgününü protesto etmek için özellikle seçilmiş bir eser olarak değerlendirildi ve esasında politik bir hareket olarak kabul edildi. Tercümesini yaptığı Atala adlı eserinin yayımlanması ve piyes hâline getirilmesi de bu dönemde gerçekleşti.

Edebiyat alanına kazandırdığı çalışmaları, Ekrem'e Mekteb-i Mülkiye öğretmenliği yapma imkânını sağladı. Ekrem, burada alışılmış ders sistemlerinin bütünüyle dışına çıktı ve kendi sistemini yaygınlaştırabilmek adına Talim-i Edebiyat'ı yazdı. Özel hayatındaki titizlik ve düzen sevdasını öğretmenliğinde de uygulayan Ekrem, öğrencileri tarafından saygı ve ilgi ile karşılandı. Talim-i Edebiyat, edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Beğeniyle karşılandığı kadar eski sistemden yana olanlar tarafından şiddetli eleştirilere maruz kaldı. Bu dönemde Ekrem, yeni yetişen edebiyatçılara yol göstermesi ve ortaya koyduğu Talim-i Edebiyat vesilesiyle "Üstat" olarak anılmaya başladı.

Öğretmenlik mesleğine devam ederken bir yandan da Namık Kemal ve Hamit ile edebiyat üzerine yaptığı yazışmalara devam etti. Bu yazışmalar, Ekrem'in sanatını olgunluğa ulaştıran etkenlerden sayıldı.

Öğrencilerine genellikle dönemin yeni eserlerini okuttu ve onlara daima Batı edebiyatını tanıtmaya çalıştı. Bu dönemde Zemzeme, Takdir-i Elhan ve Tefekkür adlı eserlerini yayımladı. 1886 yılına geldiğinde tüm çevirilerini Naçiz'de topladı.

Ekrem'in tüm yenilikçi yaklaşımları, eski edebiyat anlayışını sürdürenleri çileden çıkardı. En sert tavır ise Muallim Naci'nin, hedef olarak Ekrem'i alarak Demdeme adlı yazısını yayımlamasıydı.

Takip eden yıllarda öğretmenliği bırakması, Muallim Naci ile onun arkadaşlarının saldırıları ve Abdülhamit döneminin baskıları, Ekrem'in sanatını bir hayli etkiledi. Şiir ile uğraşmaya ara verdi ve daha çok, yeni yetişen genç edebiyatçıların yazdıklarını eleştirdi. Bu süreçte küçük öykü denemelerine girişti ve Saime adlı öyküsünü Saadet gazetesinde yayımlayarak iyi bir başlangıç yaptı lakin jurnalciler, "Toplumun yaşayışına aykırı düşer." diyerek sansür uygulanmasına neden oldu.

1890 yılında görevli olarak Trablusgarp'a gitti ve orada üç ay kaldı. Ardından Malta'ya geçti; amacı, Avrupa'ya varmaktı. Abdülhamit bu girişimi fark etti ve Malta Konsolosu Nafilyan Efendi'nin yardımıyla Ekrem'i İstanbul'a getirtti. Ekrem hava değişimi izni istese de Abdülhamit ona Büyükada havasının iyi geleceğini, orada bir ev kiralayıp dinlenmesini ve bütün masraflarının hazineden ödeneceğini söyledi. Böylece Ekrem, Nijad Ekrem'de kaleme alacağı anılarını yaşamak üzere adaya taşındı ve iki yıl boyunca burada kaldı.

Bu süreçte sanat çevrelerinden koptu. Yakın arkadaşlarını kaybetti ve bir daha edebiyatla uğraşmayacağı hususunda saraya söz verdi. Ekrem, yalnız kaldı. Yeni bir edebiyat çevresi yaratmaya karar verdiğinde Şemsa adlı öyküsünü yazdı ve bu öykü, tam da istediği ortamın doğmasına öncülük etti. Takip eden süreçte Servet-i Fünun dergisinin başına Tevfik Fikret getirildi ve o vakte kadar fen bilimleri üzerine yayın yapan dergi artık Halit Ziya, Cenap Şehabettin gibi isimlerin katılmasıyla birlikte edebiyat dergisine evrildi. Yenilik cephesi  böylece kurulmuş oldu. Araba Sevdası yahut Bihruz Bey'in Âşıklığı adlı büyük yankı uyandıran eseri de aynı dergide yayımlandı.

1898 yılında Ekrem'in oğlu Nijad öldü. Ekrem, Nijad'ın anılarını kaleme aldı ve Servet-i Fünun'un da dağılması ile birlikte köşesine çekilerek Nijad Ekrem'in ikinci cildini yazdı.

31 Ocak 1914 tarihinde vefat etti.

Eserleri:

Şiir

Nağme-i Seher (1871)

Yadigâr-ı Şebâb (1873)

Zemzeme (3 cilt, 1883-1885)

Tefekkür (1888)

Pejmürde (1893)

Talim-i Edebiyat (1897)

Nijad Ekrem (2 cilt, 1900-1910)

Nefrîn (1914)

Takdir-i Elhan (1886)

Takrizat (1896)

Ah Nijad

Bir Kuş

Roman

Araba Sevdası (1896)

Öykü

Saime (1888)

Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi (1890)

Şemsâ (1895)

Tiyatro

Afife Anjelik (1870)

Atala Yahut Amerika Vahşileri (1873)

Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç (1874)

Görev Çağrısı (1914)

Çok Bilen Çok Yanılır (1916)

Muhsin Bey (1915)

Diğer Eserleri

Nâçiz

Ta‘lîm-i Edebiyyât (1872)

Takdîr-i Elhân (1886)

Kudemadan Birkaç Şair (Biyografi/1888)

Takrîzât (1896)

Kaynak:

Olcay Akyıldız, Kuramdan Romana Recaizade Mahmut Ekrem: Doğu-Batı ve Romantizm-Realizm Eksenlerinde Talim-i Edebiyat ve Araba Sevdası, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1996.

https://www.temayayinlari.com/yazar/recaizademahmutekrem/

https://www.temayayinlari.com/urun/araba-sevdasi/