Şener Şen
26 Aralık 1941 tarihinde, Adana'da doğdu. Oyuncu Ali Şen'in oğludur.
Önceleri marangozluk yapan babası Ali Şen, dekor yapmak için gittiği halkevinde sahneye çıktı ve daha sonra hem mesleği marangozluğa hem de tiyatroya devam etti. Sonraları sinemaya da adım attı.
Şener Şen, Kepirtepe Öğretmen Okulunu bitirdi ve üç yıl öğretmenlik yaptı. Tiyatro ve oyunculuk, her zaman hayalini kurduğu işlerdi. Babasının zorlu yaşam koşullarını gördüğü için sinemayı hiç istemedi. Hem hayalindeki işi yapmak hem de düzenli gelir elde etmek düşüncesiyle İstanbul Şehir Tiyatroları'na girdi. 1967 yılında kalabalık sahnelerde figüran olarak rol almaya başladı. Dönemin ünlü oyuncularıyla repliksiz ya da birkaç cümlelik rollerde oynadı. Kısa sürede yeteneğini gösterdi ve gitgide aldığı roller önem kazanmaya başladı. Şehir Tiyatroları'nda Othello’dan “Cyrano de Bergerac” gibi klasiklerde “Keşanlı Ali Destanı”, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”, “Zengin Mutfağı” gibi Türk tiyatrosunun önemli eserlerinde rol aldı. Bir taraftan setlerde çalışırken bir taraftan da seslendirme yaptı.
Ertem Eğilmez, Şener Şen'in TRT’de Güneş Tecelli’nin hazırladığı programda sergilediği skeçleri izledi. Karşısına çıktığında Şener Şen'e yalnızca ve doğrudan, "Al şu teksti oku. Nasıl okuyorsun bir görelim." dedi. Oyuncu seçmeleri yapılırken bir parça okunup denemeler yapılması gerektiği için bu durum Şen'e garip geldi. Eğilmez, daha sonra sergilediği skeçlerin "berbat şeyler" olduğunu söyledi ve ardından "Bu rolü sen oynuyorsun." diyerek devam etti. Şen, böylece Arzu Fil'e giriş yaptı.
“Bizim Aile” (1975) ve “Hababam Sınıfı” (1974) filmlerinde seslendirme yaptıktan sonra "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı"da (1975) Badi Ekrem rolünde oynadı. O dönemde setlerde sanat yönetmeni, kostüm tasarımı vb. olmadığı için sete rastgele bir eşofman geldi. Beden eğitimi öğretmeninin takım elbise giymesi uygun olmayacağından Şener Şen sette bulduğu kırmızı eşofmanı giydi, tam üzerine oturunca rolü bu şekilde oynadı.
Bunu “Hababam Sınıfı Uyanıyor” (1976) ve “Hababam Sınıfı Tatilde” (1977) ve “Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor” (1978) filmleri takip etti ve Şener Şen, Kemal Sunal ile İlyas Salman filmlerinin vazgeçilmez isimlerinden biri oldu. Sinemada başrol oynamadan yıldız sayıldı.
Dönemin söz sahibi olan işletmecileri; Şener Şen'in kırsal kökenli tiplemeleri çok iyi oynadığını, Maho Ağa ile çok iyi oyunculuk sergilediğini ve başrol olması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Ertem Eğilmez, Şener Şen'i çağırarak kendisini başrolde oynatacağını, bunun işletmecilerin istediğini ve kendisinin de bunu yapmaya mecbur olduğunu söyledi.
Şener Şen, başkalarının istediği rollerde değil; kendi istediği bir rolde oynayacağını dile getirdi. Bu film için Eğilmez’in, kendisine: “Eğer bu film tutmazsa senin hayatın başlarken biter. Bir daha bir fırsat yakalayamazsın. Ama öbürünü seçersen yılda beş-altı film yaparsın, para da kazanırsın.” demesine rağmen bu filmin başrolünde yer aldı.
1984 yılına gelindiğinde bir Ertem Eğilmez filmi olan "Namuslu"nun başrolünde oynadı. Bu film, kendisi için bir kırılma noktası oldu.
1985 yılında "Züğürt Ağa" filminde rol aldı.
Figüranlıktan başrole ve şöhrete yükselmesinin nedenini şu sözlerle açıkladı: “İçten olduğumu söyleyebilirim ve bu topraklara ait bir sentezim. Hani bazı yönetmenler vardır; belli yerlere geldikten sonra Tarkovski olmak isterler, oyuncusu da De Niro. Ben buraya aitim, Züğürt Ağa’yı oynayan adamım. Bana ne De Niro’dan, bana ne oynadığı rollerden. Ben Şener’im ve Şener olarak kalmak istiyorum.”
Ertem Eğilmez'in son filmi olan ve Türk sinema seyircisinin sinema önlerinde uzun kuyruklar oluşturduğu taşlamalarla dolu “Arabesk” (1988) filminde Müjde Ar ile başrolleri paylaştı. 1996 yılında ise Türk sinemasında bir devrim yaratan “Eşkıya” filminde Uğur Yücel ile birlikte oynadı.
Antalya Altın Portakal Film Festivalinde, 1978 yılında “Çöpçüler Kralı” ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, 1987 yılında “Muhsin Bey” ile En İyi Erkek Oyuncu, 2004 yılında Yaşam Boyu Onur Ödülü ve 2005 yılında “Gönül Yarası” ile En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne değer bulundu. 1997 yılında “Eşkıya” ile Valensiya Film Festivalinde de En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu.
Tiyatro oyunlarının haricinde 60'ya yakın filmde rol aldı. Bazıları şunlardır:
Sözde Kızlar (1967)
Altın Prens Devler Ülkesinde (1971)
Bitirimler Sosyetede (1973)
Bizim Aile (1975)
Süt Kardeşler (1976)
Gülen Gözler (1977)
Çiçek Abbas (1982)
Züğürt Ağa (1985)
Muhsin Bey (1987)
Av Mevsimi (2010)
Şener Şen: “Badi Ekrem’le başladı her şey. Ondan evvel de bazı filmlerde oynadım. Hulki Saner’in ‘Bak Yeşil Yeşil’i vardır mesela. Ahmet Özhan, Hale Soygazi başrollerdeydi. Orada Ahmet’in menajerini canlandırıyorum, yok böyle kötü oyunculuk... Ben olsam oradaki performansımı okullarda ‘İnsan nasıl bu kadar kötü oyuncu olur?’ diye gösteririm. O kadar kötü yani. Ama dediğim gibi, kitlelerin beni tanıması Hababam serisi ve Badi Ekrem’le oldu.”