Sinan Cemgil

Sinan Cemgil

Sinan Cemgil, (d. 15 Kasım 1944, İstanbul – ö. 31 Mayıs 1971, Nurhak). THKO örgütünün kurucularından.

Çocukluk Yılları
Türkiyenin önemli aydınlarından Adnan Cemgil ve Nazife Cemgilin ikinci oğulları olarak 15 Kasım 1944de İstanbulda dünyaya geldi. Dedesi Erzurumlu Cemal Bey Kurtuluş Savaşı sırasında Muğla Kuva-i Milliye örgütünün başkanlığını yapmıştır. Öğretmen anne-babanın çocuğu olarak iyi bir eğitim aldı.
Türk Barışseverler Cemiyeti’nin Menderes Hükümetini, TBMM kararı olmaksızın Koreye asker göndermesi sebebiyle protesto etmesi üzerine Adnan Cemgilin aldığı hapis cezası Sinanın henüz çocuk yaşta cezaeviyle tanışmasına sebep olur. Komünistler Moskovaya! bağırışlarını ise, aynı dava yüzünden Yozgata sürgüne gönderilen annesinin yanında duyacaktır.

Devrimci Önder
1964de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesine girdiğinde siyasetle etkin olarak ilgilenmeye başlar.
1965 yılında Bursa’daki TİP kongresinin yapılacağı Saray Sineması önünde Komünizmle Mücadele Derneği tarafından kışkırtılmış binlerce kişinin, kongre çıkışında delegelerin üzerine saldırması sonucu babası Adnan Cemgil yaralanıp hastaneye kaldırılır. Sinan, Türkiyedeki açık şiddetle bu vesileyle tanışır.
1965 yılında çıkardıkları Dönüşüm dergisini satarken arkadaşı Şirin Yazıcıoğlu ile birlikte gözaltına alınan Sinan Cemgil, aynı yıl ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübünün (SFK) kuruluşuna katılır, bir süre genel başkanlığını yapar ve Türkiye İşçi Partisine (TİP) de üye olur.
1967 yılında ilkokul yapma amacıyla Muşun Korkut ilçesine giden ODTÜ kafilesinde yer alan Sinan, arkadaşlarıyla birlikte halk kültürü üzerine de incelemelerde bulunur. Bu incelemelerden geriye kalan, kafilenin diline persenk olan Çift Jandarma [1] türküsüdür.
Sinanın Amerikalı öğretim görevlisinin Yıllardan beri ODTÜ’de İngilizce eğitim görüyorsunuz. Nasıl İngilizce bilmezsiniz? sorusuna verdiği yanıt bugünlere kadar gelmiştir: Biz, ODTÜ’de İngilizce üç kelime öğrendik: Yankee go home." (Turhan Feyizoğlu, Sinan: Nurhak Dağlarından Sonsuzluğa /Nurhak’ta Bir Şafaka Vakti
1968le birlikte yoğunlaşan öğrenci eylemlerinde, ODTÜ içindeki mücadelesi, sevilen kişiliği ve üstün hitabet yeteneğiyle üniversitedeki hareketin doğal önderi olur. ODTÜde Toplumcu Gurup içinde yer alır. 1968de ODTÜdeki boykota ve 1969daki ODTÜ işgaline önderlik eder. Toprak reformunun gerçekleştirilmesi istemiyle hazine topraklarını işgal eden Elmalı köylülerini ziyaretinin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Merkezi tarafından tepki ile karşılanması, TİPten istifasını getirir. Sosyalist Devrim-Milli Demokratik Devrim tartışmalarında Milli Demokratik Devrimi savunsa da Hüseyin İnanla birlikte Türk Solu ve Aydınlık odaklı MDD yorumlarından ve bu çevredeki tartışmalardan uzak durur ve farklı bir yol açmak için arkadaşlarıyla birlikte harekete geçer. 1969 yılında Şirin Yazıcıoğlu ile evlenir. Vietnam kasabı olarak bilinen Komerin arabasını yakanlardandır. Eylemde birlikte yer aldığı arkadaşı Mustafa Taylan Özgürün İstanbulda öldürülmesi üzerine Ankarada Atatürk Anıtı önünde toplanan kalabalığa, aranıyor olmasına karşın şöyle hitap edecektir:
"Bir devrimci kardeşimiz polis kurşunu ile kahpece öldürülmüştür. Devrimci şehitlerin matemini tutacak zamanımız yoktur. Devrimcilerin postunu ucuza satmayacağız. Gün gelecek Türkiye’nin bağımsızlığı ve kurtuluşu için gerekirse hepimiz vurulacağız. Bunlar bizi korkutmuyor, üzmüyor ancak kinimiz bileniyor. Taylan Özgür’ün ardından matem tutmayacağız, mersiyeler düzmeyeceğiz. O, 24 saatini devrime adamış bir kişiydi. Yapılacak çok işlerimiz vardır, İkinci Kurtuluş Savaşının ilk kurşunlanan devrimcilerinden sonra bizler de düşebiliriz, bunu korku değil varacağımız şerefli bir nokta olarak kabul ediyoruz. Taylan, Komer’in arabasını yakarak devrim için ilk kıvılcımı atmıştı. Bu kıvılcım devam ettirilecektir. Türkiye’de CIA artık bir adam temizleme kampanyası açmıştır. Yılmıyoruz, korkmuyoruz." (Turhan Feyizoğlu, Sinan: Nurhak Dağlarından Sonsuzluğa /Nurhak’ta Bir Şafaka Vakti)
1970 yılında doğan oğluna söz verdiği gibi arkadaşı Taylanın adını verir.

Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu ve eylemler
1970 yılında, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Alpaslan Özdoğan, Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin’le birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun kuruluş çalışmalarını yürütür. THKO’nun şehir gerillası eylemlerinde yer alan Sinan Cemgil, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, arkadaşlarıyla birlikte Ankara’yı terkeder ve Elbistan civarındaki Nurhak Dağı’na çıkarak burada arkadaşlarıyla birlikte THKO’nun gerilla kampını kurar. Sinan Cemgil komutasındaki gerilla birliği, planlandığı gibi Kürecik Radar Üssü’nü basmak için harekete geçer.

Ölümü
Kürecik Radar Üssüne yapacakları baskın öncesinde Sinan Cemgil ve arkadaşları, İnekli Köyü muhtarının ihbarı üzerine kuşatılır. 31 Mayıs 1971de askerlerle çıkan çatışmada atış menzili dışına çıkmış olan Sinan Cemgil, yaralı arkadaşı Alpaslan Özdoğanı kurtarmak için geri döner. Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga ile birlikte vurularak öldürülür.
Adıyaman Gölbaşı ilçesinde cenazeyi almaya giden Sinanın annesi Nazife Cemgil, çevresini saran kadınlara Sinanları şöyle anlatacaktır:
"Bu oğlum Sinan... Bunlar da onun arkadaşları (Kadir ve Alpaslan), kardeşleri.... Onlar da oğullarım... Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri üstün zekalı birer güzel insandı. Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar. Size yalan söylüyorlar. Onlar eşkiya değildi."
Babası Adnan Cemgil ise, oradaki köylülere şu sözleri söyleyecekti:
"Ben varlıklı bir aileden geliyorum. Öğretmenim. Ekonomik durumum oldukça iyi. Oğlumu en iyi şekilde yetiştirdim. En iyi okullarda okuttum. Ülkenin en güzide üniversitesi ODTÜ’de okuyordu. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktu. Ölmese yüksek mühendis çıkacak ve o da varlıklı bir hayat yaşayacaktı. Fakat o sizin iyiliğiniz için öldü. Bunu bilesiniz diye söylüyorum." Bu sözler üzerine köylüler başlarını önlerine eğdiler