Tupac Amaru Shakur
Tupac Amaru Shakur (D: 16 Haziran, 1971 Ö: 13 Eylül, 1996), Amerikalı rap müzik sanatçısı, şair, senarist, aktör ve prodüktör.
Doğum adı Lesane Parish Crooks olan Shakur’un ismini, annesi daha sonra "Tupac Amaru Shakur" olarak değiştirdi. ’Tupac Amaru’ Hintçe "parlayan yılan" , ’Shakur’ ise Arapça "şükür" demekti. Shakur, üvey babasının soyadıydı. Onu gerçek babası olarak kabul etmişti. Asıl babasını ise hiç tanımamıştı. Çocukluğunda ona herkes "siyah prens" derdi. Tupac henüz iki yaşındayken üvey babasının kanlı bir araba soygununa karışması aileyi zor durumda bırakmıştı. Nereye taşınsalar Tupac mutlu olamıyordu. Bir röpörtajda şöyle demiştir, "Hep ağladığımı hatırlarım. Nereye taşınsak alışamıyordum. Büyürken hiç arkadaşım olmadı." On iki yaşındayken Tupac, rol yapmayı, şiir yazmayı ve aşk şarkıları yazmayı sevdiğini farketti. O sıralar ailesi Baltimore’a taşındı ve orda Baltimore Sanat Okulu’na gidip sinema eğitimi aldı. Bu okulda Tupac, süper bir potansiyel gösterip öğretmenlerinin gözüne giriyordu, ama bu durum fazla sürmedi. O sıra Oakland, Kaliforniya’ya taşındılar ve kendisinin tabiriyle "yanlış kalabalıkla" orda takılmaya başladı. On beş yaşındayken rap yapmaya ve şarkı sözleri yazmaya başladı. O dönemde kendisine MC New York diyordu.
Yirmili yaşlarındayken Tupac, 8 kere tutuklanmıştı ve bunların içinde cinsel taciz suçlaması bile vardı. Bir tanesi ölümle sonuçlanmıştı. Tupac’ın çetesiyle rakip bir çetenin çapraz ateşinde 6 yaşındaki bir kız çocuğu ölmüştü. (O dönemde çektiği vicdan azabını Hellrazor adlı şarkısında o küçük kızdan bahsederek dile getirmektedir.)
Daha sonra Tupac, Digital Underground isimli gruba katıldı. İlk resmi şarkısı olan Same Song’u bu grupla beraber seslendirdi. Grubun başarılı olmasıyla Tupac, kendisini üne kavuşturan 2Pacalypse Now adlı kasedini çıkardı. Brenda’s Got A Baby şarkısıyla kariyeri bir roket gibi fırladı. Etkileyici rol yeteneği sayesinde "Juice" isimli filmde rol almayı başardı. Tupac daha sonra ikinci kasedi olan Strictly For My N.I.G.G.A.Z.’ı çıkardı. Kasım 1994’te bir soygunda 5 el vuruldu. Shakur bu olayda Notorious B.I.G.’yi ve Puff Diddy’i suçladı. Bu suçlamasında pek de haksız sayılmazdı. Sonrasında Tupac, mucizevi bir şekilde iyileşmiş ve 1995’te Me Against the World kasedini çıkarmıştı. Tupac’ın rol kariyeri ise Janet Jackson’la oynadığı Poetic Justice filminde doruğa çıktı. Tupac’ın oynadığı bir diğer film olan Above The Rim ve daha sonra Platin Plak ödülü alan albümü Me Against The World ile yükselişi taciz davasıyla son buldu. Tupac suçlu bulunmadan saatler önce, niyeti hala anlaşılamamış kişiler tarafından silah zoruyla soyuldu. Tupac 8 ay hapiste kaldıktan sonra o dönemin ünlü prodüktörü olan Suge Knight tarafından ödenen 1.4 milyon dolar kefalet sayesinde serbest kaldı. Suge Knight bu hareketiyle Tupac’ı kendi şirketi olan Death Row Records’a katmış oldu. Tupac, Death Row ile 3 albümlük bir anlaşma imzaladı. Salınışından sonra eleştirilere iki CD’lik All Eyez On Me albümü ile cevap verdi ve bu albüm sadece 2 hafta içerisinde 5 milyon satmayı başararak Tupac Shakur’u zirvenin de üstüne çıkardı. Bu rakam Hip-Hop müziğinde bir devrimdi. Daha sonraları ise Gridlock’d, Bullet ve Gang Related filmlerinde rol aldı.
Las Vegas’ta 7 Eylül 1996 günü kimliği belirsiz kişilerce vuruldu ve tam 7 gün sonra saat 04:03’te öldüğü açıklandı. Cenazesi halka açık yapılmadı. Annesi cesedini yaktırıp küllerini Los Angeles Köprüsü’nden aşağı boşalttı.
Sonrasında hakkında yüzlerce spekülasyon yapıldı. Hayranlarının çoğu onun ölmediğine inanıyor. Hakkında 7 Gün Teorisi (7 Day Theory) ortaya atıldı. Tabi bu efsaneyi çürütecek tezler de ileri sürüldü. "Öldü" denildikten sonra da albümleri çıkmaya devam etti. Ayrıca, günümüzde Tupac Shakur, 75 milyon üzerinde albüm satmayı başarmış tek rap müzik sanatçısıdır. Genç yaşta ölmesine rağmen bu başarıyı yakalayarak En Çok Satan Müzik Sanatçıları listesine girmeyi başarmıştır.