Zinedine Zidane
23 Haziran 1972 yılında Marsilya’da doğdu. Genelde Zizou lakabıyla tanınan Cezayir asıllı eski Fransız futbolcu.
Futbol tarihine Maradona, Pele ve Brezilya’lı Ronaldo ile birlikte damgasını vurmuş futbolculardan biridir. 2004 yılında, Pele’nin hazırladığı FIFA 100 adı altında gelmiş geçmiş yaşayan en iyi 125 futbolcular arasında yer aldı. 2006 yılında, Fransa’da en sevilen sporcu seçilmiştir[1] ; 1998, 2000 ve 2003 yıllarında FIFA tarafından yılın oyuncusu seçildi. Brezilya’nın efsanevi oyuncusu Ronaldo’dan sonra bu ödülü 3 kez kazanan dünyadaki 2. futbolcudur.[2] Ayrıca 1998 yılında Ballon d’or ödülünü kazanmıştır.[3] France Football dergisi tarafından iki kez dünya tarihinin ikinci en iyi fransız futbolcusu seçilmiştir.
Orta sahada, oyun kurucu mevkiinde oynayan fransız fultbolcu, Real Madrid ve Juventus FC gibi prestijli avrupa kulüplerinde oynamıştır. Bu kulüplerle çok sayıda yerel ve uluslararası kupalar kazanmıştır.
Futbolunu ve performansını özellikle Fransa Milli Takımı’yla kazandığı 1998 FIFA Dünya Kupası ve 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, ve final oynadığı 2006 FIFA Dünya Kupası maçlarında göstermiştir.[4] 2004 yılında Fransa Milli Takımı’nı bırakmış ancak Milli Takımın oynadığı kötü futbolu ve 2006 FIFA Dünya Kupası perspektifi ona yeniden Fransa Milli Takımı’nın yolunu gösterdi. 25 Nisan 2006 tarihinde, 2005-2006 sezonun sonunda, yani 2006 FIFA Dünya Kupası’ndan sonra, futbolu bırakacağını bildirdi.[5] Son maçını 9 Temmuz 2006 tarihinde Berlin’de 2006 FIFA Dünya Kupası Fransa-İtalya final maçında oynadı : maçın ilk dakikalarında panenka hareketi yaparak penaltıdan gol atmış ancak uzatma dakikalarında Marco Materazzi’ye kafa atarak kırmızı kart görmüş ve penaltı’lara kalan maçı bitirememişti.
2005 yılında, Le Monde gazetesine göre Zidane’nın yıllık kazançı 14,6 milyon avroyu geçiyordu (%44’ünü sponsor’lardan almaktadır). Tony Parker’den sonra en çok kazanan fransız sporcudur.
Aslen Cezayir’den kabiliye’li bir aileden gelen Zidane, Marsilya’nın La Castellane sitesinde büyüdü.
Portekiz kökenli Véronique Lentisco’yla evli olan fransız futbolcu, Enzo, Luca, Théo ve Elyaz adında 4 erkek çocuğu bulunmaktadır. Noureddine, Farid, Djamel adında üç erkek kardeşi ve Lila adında bir kız kardeşi vardır.
Anne ve babası Cezayir’deki Becaye bölgesindendir. Babası, Smaïl Zidane, Aguemoune Ath Slimane köyündendir.[7]. The Observer dergisine verdiği demeçte "Her gün nereden geldiğimi düşünüyorum ve halen kendi kimliğimden gurur duyuyorum : ilk önce La Castellane sitesinden bir kabilim, sonra Marsilya’dan bir Cezayirli ve son olarak bir fransızım."[8] demiştir.
Zinedine Zidane’nın ilk oynadığı takım, oturduğu mahallenin takımıydı: US Saint-Henri[9] (1982). Sonradan 14 yaşına kadar SO Septèmes-les-Vallons takımında oynar.[10] 1986 yılın sonunda, 3 günlük bir staja katılır : oynadığı maçlarda libero mevkiinde boy gösterir : kendi ceza sahası içinde rakip forvet oyuncuları çalım atması bütün dikkatleri üstüne çeker ve AS Cannes’da genç yetenekleri keşf eden Jean Varraud, Zidane’ı AS Cannes kulübünün antrenmanlarına çağırır.
Bir haftalık antrenman sonrasında, 1987 yılında, yani 15 yaşında, Guy Lacombe yönetimindeki AS Cannes altyapısına katılır.[11] Cannes’da Elineau ailesinde kalır. Jean Fernandez, Zinedine Zidane’nı, 16 yaşında, AS Cannes’nın profesyonel kadrosuna katar.
20 Mayıs 1989 tarihinde, yani 17 yaşına basmadan önce, Marcel Desailly ve Didier Deschamps’lı FC Nantes Atlantique’e karşı, ilk Ligue 1 maçına çıkar. 8 Şubat 1991 tarihinde, Ligue 1’de, yine FC Nantes Atlantique’e karşı ilk golünü atar. Maçtan sonra AS Cannes başkanı olan Alain Pedretti ona Peugeot 205 hediye eder. Kulüp UEFA Kupası’na katılır ve Zidane avrupa kupalarıyla tanışır. Ertesi sene, AS Cannes Ligue 2’ye düşer ve Zidane 1992 yılında Girondins Bordeaux’ya transfer olur.
1992 yılında, Zidane, Bordeaux’nun o dönemin teknik direktörü olan Rolland Courbis ve başkanı Alain Afflelou tarafından transfer edildi. Bordeaux’dan AS Cannes takımına bir futbolcu ve AS Cannes’dan Bordeaux’ya üç futbolcu takas yoluyla transfer edildi. Yeni takımında, Christophe Dugarry ve Bixente Lizarazu’yla arkadaşlık kurur ve üçü Bordeaux’nun üçgeni olarak anılırlar.
İlk sezonunda 10 ve ikinci sezonunda Zidane 6 gol atar. 1996 yılında, UEFA Kupası oynayan Bordeaux’nun vazgeçilmez oyuncularından biridir : 3. turda Real Betis’le oynanan maçta 40 metreden inanılmaz gol atar ; çeyrek finalde Dejan Savićević’li AC Milanı eledikten sonra, yarı finalde Slavya Prag karşısında klasını konuşturarak, adı avrupa’da tanılmaya başladı. Ancak finalin ilk maçını cezası nedeniyle oynamadı ve Bayern Münih maçı 2-0 kazandı. İkinci maçta Zidane’lı Bordeaux yine yenilince (1-3) UEFA Kupası’ndan oldu.
17 Ağustos 1994 tarihinde Bordeaux’da oynanan Çek Cumhuriyeti maçında, ilk kez milli oldu. Maç 2-0 Fransa’nın alehineyken, 63. dakikasında oyuna giren Zidane, iki dakikada 2 gol atarak, maçın berabere bitmesinde önemli bir rol oynadı. Ancak o dönemi Fransa’nın teknik direktörlüğünü yapan Aimé Jacquet, 1995’de oynanan 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme grup maçlarını bekleyerek, Zidane’nı Fransa Millî Takımı’nın oyun kuruculuğuna yerleştirdi.
1996 yılında, Bordeaux’yla kaybettiği UEFA Kupası finalinde sonra, Juventus’e 35 milyon fransız frankı, yani bugünkü 5.35 milyon avroya, transfer oldu. Böylece Fransa Millî Takım’daki arkadaşı Didier Deschamps’la aynı takımda oynayacaktı. Juventus’ün o dönemin teknik direktörlüğünü Marcello Lippi yapmaktaydı. Yeni takımıyla sezonu açmadan önce, 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası Fransa yarı finale çımasına rağmen, Zidane için vasat geçti. Nedeni, Bordeaux’yla zor bir sezon geçirmesi ve turnuvadan bir kaç gün önce araba kazası geçirmesiydi.
Zinédine Zidane, Temmuz 2001 tarihinde FIFA tarafından 20. yüzyılın en iyi futbol takımı seçilen Real Madrid’le anlaştı. Başkent ekibiyle oynadığı ilk sezonunda La Liga ve Şampiyonlar Ligi’ni (kariyerinde kazandığı tek Şampiyonlar Ligi kupası) kazanır. Şampiyonlar Ligi finalinde, Bayer Leverkusen’le karşılaşmış ve kariyerin en güzel gollerinden birini atmıştır (FIFA tarafından Şampiyonlar Ligi’nin en iyi golü seçilmiştir) : Glasgow Hampden Park stadında oynanan maçta, 45. dakikada Brezilya’lı futbolcu Roberto Carlos’un ortasında, Zidane sol ayağıyla vole çekmiş ve Real Madrid maçta öne geçmişti.
Ancak Florentino Perez’in uyguladığı Galaktik politikası (Zidane, David Beckham, Ronaldo veya Luis Figo gibi en ünlü futbolcuları transfer etmek) yavaş yavaş sınırını göstermekteydi : nitekim 2003 yılından 2006 yılına kadar Real Madrid hiç bir kupa kazanamamış ve futbolcular arasında çatlaklar görünmeye başlamıştı. Bu sebeplerden dolayı (ve fizik kondisyonu düşmesiyle birlikte), 25 Nisan 2006 tarihinde fransız kanalı olan Canal+’te verdiği demeçte 2006’da düzenlenecek Dünya Kupası’ndan sonra emekliliğe ayrılcağını duyurdu. Artık en üst seviyede oynayamacağını belirten Zidane, 2007’de biten kontratını fes edeceğine karar verdi. Onu Real Madrid’e getiren adam olan Florentino Pérez’in gitmeside şüphesiz kararında etkili oldu. Son maçını Santiago Bernabeu’da Villareal’e karşı oynamış ve kafayla Real Madrid’de son golünü kaydetmiştir ; stad’ta bulunan tüm seyirciler Zidane’nın 5 numaralı formasını giymiş ve Gracias por tu magia (büyücülüğün için teşekkürler yazılı büyük bir pankart açmışlardır.
Real Madrid formasıyla 200 maç’tan fazla sahaya çıkan Zidane, La Liga’da 35 ve Şampiyonlar Ligi’nde 9 gol kaydetmiştir. Kariyerindeki tek hat-trickini (bir maçta üç gol atmak) Real Madrid formasıyla atmıştır.
Mayıs 2006’da "Zidane, un portrait du XXIe siècle" belgeseli Fransa’da çıkmış ve 59. Cannes Film Festivali’nde sunuldu.
Juventus’de ilk maçlarda (ilk üç ay) beklenen performansı gösteremedi. Ancak uyum sağlama süreci geçtikden sonra, Zidane Serie A’da ve avrupa kupalarında patlama yaparak, otoritelerde tam not aldı. Zidane Bordeaux’yla kazanamadığı kupaları Juventus’le kazanmaya başladı : 1997 ve 1998’de Scudetto’yu, 1997’de İtalya Süper Kupasını, 1996’da UEFA Süper Kupası ve Kıtalararası Kupası[12] ; ancak 1997 ve 1998 yıllarında iki sene üst üste Şampiyonlar Ligi’de iki finali, takımıyla birlikte kaybetti. Juventus’le kazanamadığı kupaları kaldırmak için, 2001 yılında o dönemin en pahalı transferiyle Real Madrid’e 77 milyon avro karşılığında transfer oldu.
Zinédine Zidane, Temmuz 2001 tarihinde FIFA tarafından 20. yüzyılın en iyi futbol takımı seçilen Real Madrid’le anlaştı. Başkent ekibiyle oynadığı ilk sezonunda La Liga ve Şampiyonlar Ligi’ni (kariyerinde kazandığı tek Şampiyonlar Ligi kupası) kazanır. Şampiyonlar Ligi finalinde, Bayer Leverkusen’le karşılaşmış ve kariyerin en güzel gollerinden birini atmıştır (FIFA tarafından Şampiyonlar Ligi’nin en iyi golü seçilmiştir) : Glasgow Hampden Park stadında oynanan maçta, 45. dakikada Brezilya’lı futbolcu Roberto Carlos’un ortasında, Zidane sol ayağıyla vole çekmiş ve Real Madrid maçta öne geçmişti.
Ancak Florentino Perez’in uyguladığı Galaktik politikası (Zidane, David Beckham, Ronaldo veya Luis Figo gibi en ünlü futbolcuları transfer etmek) yavaş yavaş sınırını göstermekteydi : nitekim 2003 yılından 2006 yılına kadar Real Madrid hiç bir kupa kazanamamış ve futbolcular arasında çatlaklar görünmeye başlamıştı. Bu sebeplerden dolayı (ve fizik kondisyonu düşmesiyle birlikte), 25 Nisan 2006 tarihinde fransız kanalı olan Canal+’te verdiği demeçte 2006’da düzenlenecek Dünya Kupası’ndan sonra emekliliğe ayrılcağını duyurdu. Artık en üst seviyede oynayamacağını belirten Zidane, 2007’de biten kontratını fes edeceğine karar verdi. Onu Real Madrid’e getiren adam olan Florentino Pérez’in gitmeside şüphesiz kararında etkili oldu. Son maçını Santiago Bernabeu’da Villareal’e karşı oynamış ve kafayla Real Madrid’de son golünü kaydetmiştir ; stad’ta bulunan tüm seyirciler Zidane’nın 5 numaralı formasını giymiş ve Gracias por tu magia (büyücülüğün için teşekkürler yazılı büyük bir pankart açmışlardır.
Real Madrid formasıyla 200 maç’tan fazla sahaya çıkan Zidane, La Liga’da 35 ve Şampiyonlar Ligi’nde 9 gol kaydetmiştir. Kariyerindeki tek hat-trickini (bir maçta üç gol atmak) Real Madrid formasıyla atmıştır.
Mayıs 2006’da "Zidane, un portrait du XXIe siècle" belgeseli Fransa’da çıkmış ve 59. Cannes Film Festivali’nde sunuldu.
15 yaşından beri Fransa Millî Takımı’nın (Fransa U-15) formasını giyen Zidane, Fransa A’yla, 17 Ağustos 1994 tarihinde, Çek Cumhuriyeti’ne karşı çıktığı ilk maçında iki gol birden atarak, takımını 2-0 mağlübiyetten 2-2’lik beraberliğe getirdi.
İngiltere’de düzenlenen 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, turnuva başlamadan önce geçirdiği araba kazasına rağmen, ilk onbirde görev alan fransız futbolcu, takım arkadaşlarıyla birlikte yarı finale kadar çıkar ancak Çek Cumhuriyeti’ne penaltı atışlarında yenilirler.
İki sene sonra, Fransa Millî Takımı’yla Fransa’da düzenlenen Dünya Küpasına katılır (1986’dan beri Fransa için ilk dünya kupası) : turnuvanın ilk maçı doğduğu şehir’de, Marsilya’da, Stade Vélodrome’da Güney Afrika’ya karşı oynandı. Maçı 3-0 kazanan Fransa Millî Takımı, ikinci maçın’daysa, Suudi Arabistan’ı 4-0’lık bir galibiyet elde etti ; ancak Zinedine Zidane, suudi arabistan’lı futbolcuya kasten basarak kırmızı kart gördü ve iki maç ceza aldı. Son grup maçında Danimarka’ya karşı ve Son 16 Paraguay’a karşı oynamayan yıldız futbolcu, çeyrek finalde İtalya’ya karşı turnuvaya geri döndü ve penaltı’larda atışını gole çevirerek, Fransa yarı finale kaldı. Yarı final’de, Hırvatistan’a karşı Lilian Thuram’ın golleriyle maçı 2-1 kazanan Fransa, finalde Brezilya’nın rakibi oldu. Final maçında iki gol atarak turnuva tarihine geçen Zidane, iki golüde kornerden kafayla attı (ilkini Emmanuel Petit, ikincisini Youri Djorkaeff asist yaptı) ve Fransa’ya ilk dünya kupasını kaldırttırdı ve fransız halkının sevgisini kazandı. Final maçından sonra sokaklara dökülen fransızlar, gece boyunca "Cumhurbaşkanı Zizou" diye tempo tuttular.[16] Dünya kupasını kaldıran Zinedine Zidane, FIFA tarafından yılın en iyi futbolcusu seçildi ve France Football dergisi tarafından düzenlenen Ballon d’Or ödülüne layık görüldü.
2000 yılında, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, Zidane Fransa’yı zafere taşıdı. Ayrıca Fransa Millî Takımı tarihe geçerek üst üste Dünya Kupasını ve Avrupa Futbol Şampiyonası’nı kazanan ilk milli takım oldu. Çeyrek finalde İspanya ve yarı finalde Portekiz’e birer gol attı ve iki yıl aradan sonra yeniden FIFA tarafından yılın en iyi futbolcusu seçildi.
Real Madrid’le, 2002 yılında, Şampiyonlar Ligi’ni kazandıktan sonra Güney Kore ve Japonya’da gerçekleşen Dünya Kupasına Fransa’yla katıldı. Turnuva başlamadan önce, Güney Kore’yle yapılan hazırlık maçında sol bacağından sakatlanarak, dünya kupasının ilk iki maçına çıkamadı.[17] Grup’taki son maç’ta dönüşünü yapan Zidane, Fransa’nın Danimarka’ya mağlüp olmasına engel olamayınca, Fransa Millî Takımı erken bir şekilde turnuvaya veda etti.
2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ilk maçında İngiltere’ye maçın son dakikalarında iki gol atarak, maçın adamı seçildi. Fransa’nın turnuvaya çeyrek finalde veda etmesine rağmen, Zidane turnuvanın karmasında yer almayı başardı.[18] Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan sonra, 4 Ağustos 2004 tarihinde, Fransa Millî Takımı’ndan çekilme kararı aldı. Ancak tam bir yıl sonra, 3 Ağustos 2005 tarihinde, kararını geri alarak, Fransa’yla yeniden oynamak istediğini ve Millî Takımın elemelerden çıkması halinde, 2006 FIFA Dünya Kupası’nı oynamak istediğini vurguladı.
Dönüş maçı, 17 Ağustos 2005 tarihinde, Montpellier’de oynanan Fransa-Fildişi Sahilleri maçıyla oldu : maç Zidane’nın kaptan olarak çıktığı ve attığı bir golle Fransa’nın 3-0 galibiyetiyle bitti.
Almanya’da düzenlenecek olan 2006 FIFA Dünya Kupası için oynanan eleme grup maçlarında, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yenerek son bir galibiyet alan Fransa ve İsviçre’nin İrlanda’da puan kaybetmesiyle beraber, grubun birincisi olarak Dünya Kupası vizesini aldı.
2006 FIFA Dünya Kupası Zidane için Fransa’yla kaptan olarak son turnuvası olduğu için ayrı bir önemi taşimaktaydı.
1 Temmuz 2006 tarihi, Zidane için ve kariyeri için önemli bir tarih olarak geçmektedir : çeyrek finalde Brezilya’ya karşı üstün bir futbol oynayan Fransa, Zidane’nın asistiyle ve Thierry Henry’nin golüyle maçı 1-0 kazanmış ve yarı finale çıkma hakkı elde etmiştir ; maçın adamı FIFA tarafından Zinédine Zidane olarak seçilmiştir.[19] Maçtan bir kaç gün önce, İspanya’ya takımının üçüncü golünü atarak, skoru 3-1’e getirmişti. Yarı finalde, Portekiz’e karşı penaltıdan maçın tek golünü atarak, Fransa’yı finale gönderdi. Bu onun için ikinci dünya kupası finaliydi.
İtalya’yla oynanan final maçı Zidane’nın profesyonel kariyerindeki son maçıydı. 7. dakikada penaltıdan, panenka hareketi yaparak şık bir gol atan Zidane, takımını 1-0 öne geçirdi. Ancak maçın uzatma dakikalarında Marco Materazzi’nin göysüne kafa atarak, hakem tarafından oyun dışı bırakıldı. Olaydan bir kaç saniye önce, Materazzi, Zidane’nın formasını fazla çekince, fransız futbolcu italyan futbolcuyla alay edercesine "formamı o kadar çok istiyosan, maçın sonunda veririm" deyince Materazzi "fahişe kız kardeşini tercih ederim" cevabını vermiş ve Zidane duygusal davranarak italyan futbolcuya vurmuş.
20 Temmuz 2006 tarihinde, Zinedine Zidane FIFA tarafından üç maça ve 7500 isviçre frankı para cezası aldı ; Materazzi ise iki maç ve 5000 isviçre frankı para cezasına çarptırıldı. Zidane turnuvanın en iyi futbolcu ödülünü cezasına rağmen korudu.
Zidane ilk kez böyle durumlarda soğukkanlılığını kaybetmiyordu : 1998 FIFA Dünya Kupası’nda suudi arabistan’lı futbolcuya kasten basarak kırmızı kart görmüştü ; 24 Ekim 2000 tarihinde, Şampiyonlar Ligi Hamburger SV maçında, 24. dakikada alman defans oyuncusu Jochen Kientz’e ikisi yerdeyken kafa atmıştı, hakem terredütsüz kırmızı kart göstermiş ve Zidane 5 maç ceza almıştı.
Bu olaylara rağmen, Zidane fransız halkın gözünde kahraman olarak kalmıştır. 2007 yılında, Yannick Noah’dan sonra Fransa’da en çok sevilen 2. ünlüdür.
25 Nisan 2006 tarihinde gazetelere verdiği demeçte, 2006 FIFA Dünya Kupası’ndan sonra emekliliğe ayrılcağını duyurmuştu ancak futbol’dan uzak kalmak istemediğini’de belirtmiş ve Madrid’de yaşayan küçük çocuklara futbolla yardım etmek istediğini vurguladı. New York’ta ve Chicago’da bulunan Amerikan futbol kulüpleri Red Bull ve Chicago Fire Zidane’a astronomik para teklifi yapmalarına rağmen, fransız oyuncu hepsini geri çevirdi.[23] Ancak ispanyol gazete "As"’a göre, Zidane Real Madrid’le kontratını fesedince, madrid’li yöneticilere başka bir kulüple anlaşmayacağına söz verdiğini duyurdu.
Danone grubu başkanı ve futbolcunun yakın arkadaşı olan Franck Riboud, Zidane’nın grubun içinde görmek istediğini belirtmiştir, ancak fransız futbolcu bu öneriye redetmiştir.[24]
1 Haziran 2009 tarihinde, Real Madrid yönetim kuruluna getirilerek, başkent ekibin başkanı Florentino Perez’in danışmanı ve Real Madrid’in büyükelçisi olarak göreve başlamıştır.