Abdülhak Şinasi Hisar
14 Mart 1887’de doğdu. Annesi edebiyatla çok yakından ilgili Emine Neyyir Hanım, babası ise Hazine-i Evrâk, Mürüvvet, dergilerini yayımlayan Türk basın tarihinin önemli isimlerinden Mahmud Celâleddin Bey’dir. Soyu, Namık Kemal’inde aynı soydan geldiği Topal Osman Paşa’ya; bir taraftan da meşhur Tepedelenli Ali Paşa’ya dayanır. Babası ona Tanzimat Dönemi’nin yenilikçi sanatçılarından İbrahim Şinasi ile Abdülhak Hamit’in adlarını verir. Kardeşi Selim Nüzhet Gerçek Türk matbaacılığı hakkındaki yayınlarıyla tanınan isimlerdendir.
Çocukluğu Boğaziçi yalıları, Boğaziçi ve Çamlıcaköşklerinde kültürlü bir aile ortamı içinde geçti. Babası Mahmud Celalettin Bey, çıkardığı yayınlarından dolayı ve II. Abdülhamid rejimine muhalefet ettiği gerekçesi ile Beyrut’a sürgün edildi. Henüz iki-üç yaşlarında babasından ayrılmak zorunda kaldı. İçindeki bu boşluğu annesi, dedeleri ve anneannesi doldurmaya çalıştı. Bu sebeple annesi ve kardeşiyle Rumelihisarı’ndaki yalıda oturan Abdülhak Şinasi’yi annesi sık sık kayınpederi Selahattin Bey’in yaşadığı Büyükada’ya götürür.
Hisar, Geçmiş Zaman Köşkleri adlı eserinde buralarda geçirdiği çocukluk anılarına sıkça yer verir. Fransız mürebbiyesi ile her akşam yaptıkları Nizam Caddesi’ndeki gezintileri de Ali Nizamî Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği romanına konu oldu.
Yazar, Boğaziçi Mehtapları’nda da çocukluk yıllarında sandallarla düzenlenen Boğaziçi mehtap gezintilerine ve saz gecelerine pek çok vesileyle yer verir. Kanlıca’daki yengesinin yalısına ve Bebek’teki yakınlarının durgun yalılarından Arnavutköy’deki akrabalarınınçocuklu yalılarına gittiklerini anlatır. Boğaziçi Yalıları’nda ise çocukluk ve ilk gençlik döneminde Boğaziçi’ndeki yalı hayatına tüm ayrıntıları ile yer verir.
1894’te annesi Neyyir Hanım ile Beyrut’a babasının yanına gitti ve burada Fransızca dersleri almaya başladı. 1898’de Galatasaray Sultanisine yatılı olarak gönderildi. Orada devrin önemli simalarından Recaizade Mahmut Ekrem, Hacı Zihni Efendi, Acem Feyzi Efendi, Tevfik Fikret ve AhmetHikmet gibi isimlerden ders alma fırsatı buldu. Okulun ilk yıllarından itibaren edebiyatla ilgilenmeye başladı. Bu dönemde Hamdullah Suphi, Müfit Ratip, Ahmet Samim, Refik Halit,Emin Beliğ,İzzet Melih, Tahsin Nâhid ve Ahmet Bedî gibi isimler ile dostluk bağları kurdu. Ahmet Haşim ise sınıf arkadaşıydı. Bu arkadaş grubu içerisinde o da çeşitli alanlarda okumaya ve yazmaya devam etti. Servet-i Fünûn’daki şiirlerin etkisiyle Martılar adlı bir mensur şiir yazdı.
1905 yılında Galatasaray Sultanisindeki eğitimini yarım bırakarak ailesine bile haber vermeden Paris’e kaçtı. Burada önce Jön Türkler ile tanıştı ve zaman zaman onların toplantılarına katıldı. O yıllarda Paris’te bulunan Yahya Kemal ile dostluk kurdu ve onun davet ettiği Ecole Libre des Sciences Politiques (Serbest Siyasi İlimler Mektebi) adlı okula kaydoldu. Eğitime üç yıl devam etse de okulu bitiremedi. Aynı zamanda devrin sanatçı, şair ve edebiyatçılarının mekânı olan Quartier Latin’de uzun süre etkisi altında kalacağı Maurice Barrés, Jean Morriéas, Emil Fauget, Henri de Régnier ve Jean Cocteauile tanıştı. Barés’in psikolojik roman anlayışını benimsedi. Orada Albert Sorel’in öğrencisi oldu ve onun milliyetçilik fikrinden etkilendi.
II. Meşrutiyet’ten sonra belli bir sanat zevki kazanmış ve Fransızcasını iyice ilerletmiş bir aydın olarak İstanbul’a döndü. Bu tarihten sonra 1936 yılına kadar özel şirket ve bankalarda çalıştı ve resmî görevlerde bulundu. 1936-1948 tarihleri arasında da Dışişleri Bakanlığına müşavir oldu. Dışişleri Bakanı Hasan Saka’nın da yardımıyla Birleşmiş Milletler Türk Derneğine üye seçildi. Bir ABD gezisi sonrası 1948’de geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle İstanbul’a yerleşti.
Türk Ocakları, Türk Fransız Kültür Cemiyeti, Pierre Loti Dostları Cemiyeti, Türk Edebiyatçılar Birliği, İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul Enstitüsü, Yahya Kemal Enstitüsü gibi dernek ve kuruluşlarda kurucu üye olarak görev aldı.
İlk ürünlerini eleştiri ve şiir türünde verdi.1918’den itibaren çeşitli dergilerde Saatler ve Mevsimler başlığıyla ilk şiir denemelerini yayımladı. 1921’den sonra düzyazıya odaklandı ve ilk düzyazısını İleri gazetesinde yayımladı. Genel olarak eleştiri niteliğindeki bu yazılarında "Kitaplarımız" üst başlığını kullandı. Daha sonra Dergâh dergisinde de Kitaplar ve Muharrirler başlığı ile eleştiri yazılarına yer verdi. Aynı yıllarda Yarın dergisinde de yazıları yayımlandı.
1922’de başlayan suskunluğunun ardından 1928 yılında tekrar yazmaya başladı. 1930 yılına kadar ağırlıklı olarak eleştiri yazdı. 1930 sonrasında ise hayatının yazma konusundaki en verimli yılları oldu. Milliyet’te haftalık eleştiri içerikli ancak tür bakımından mensur şiire yakın kaleme aldığı yazıları çıktı. Bu dönemde ayrıca Türk Yurdu, Varlık, Muhit, Ağaç, İstanbul, Yeni İstanbul, Hâkimiyet-i Milliye gibi yayınlarda eski edebiyatçılarla ilgili anılarından ve dönemin öne çıkan yerli ve yabancı sanatçılarından söz ettiği yazıları yayımlandı.
Kitap olarak yayımlanan ilk eseri Fahim Bey ve Biz’de Fahim Bey karakteri otobiyografik bir portre özelliği taşımaktadır. Etrafındaki insanlar tarafından ciddiye alınmayan Fahim Bey’in içinde insani değerleri bulmaya ve Türk romancıları tarafından yıllarca alay edilmiş “alafranga tipi” üzerine eğilerek bu tipin iç zenginliğini okuyucuya duyurmaya çalışır. Çamlıca’daki Eniştemiz adlı romanında ailede “deli enişte” olarak adlandırılan Hacı Vamık Bey’in garipliklerle dolu hayatını anlatır.
Anılarına ve Boğaziçi’ne yer verdiği eseri olan Geçmiş Zaman Fıkraları’nda geçmiş zaman yaşamının genel özelliklerini anlatır. Aşk imiş Her Ne Varsa Âlemde adlı eserinde divan şairlerinden seçtiği dize ve beyitlere yer verir.
Pierre Loti’nin izini sürdüğü ve Türklerle dostluğunu ortaya koyduğu İstanbul ve Pierre Loti adlı eseri 2005 yılında Loti’nin İstanbul fotoğraflarıyla yeniden yayımlandı.Yahya Kemal ile olan dostluklarına dair anılarını Yahya Kemal’e Veda adlı eserinde topladı. Sınıf arkadaşı olan Ahmet Haşim’in hayatını ayrıntılı bir şekilde anlattığı Ahmet Haşim: Şiir ve Hayatı adlı eserinde Haşim’in şiirlerini mercek altına almıştır.
Necmettin Turinay, Abdülhak Şinasi’nin kitaplarına alınmamış makale, deneme ve eleştiri yazılarını üç cilt hâlinde yayıma hazırladı. Kitaplar ve Muharrirler I- Mütareke Dönemi Edebiyatı (2008), Kitaplar ve Muharrirler II- Edebiyat Üzerine Makaleler (2009), Kitaplar ve Muharrirler III- Romana Dair Bazı Hakikatler (2009).
Farklı dergi ve gazetelerde yer alan yazıları ile daha önce yayımlanmamış olan yazılarından derlenen ve yazarın anılarından oluşan Geçmiş Zaman Edipleri adlı eser ise ölümünden sonra Tahsin Yıldırım tarafından 2005’te yayımlandı.
Abdülhak Şinasi Hisar’ın son yılları yaşlılıktan kaynaklanan sorunlarla, hastalıklarla ve biraz da geçim sıkıntısıyla geçti. 3 Mayıs 1963’te evinde geçirdiği beyin kanaması sonucu vefat etti. Merkezefendi Mezarlığı’na defnedildi.
Şiirleri
Madalyonlar: Yalılar
Hazanda Kalbim
Yalnız ve Mahzun Hazanın Gelişi
Hazanda Odam
Hazanın Vedâı
Semanın Gülü
Mehtabın Yüzüşü
Semanın Adası
Hazan Sonesi
Yazın Ve Aşkın Öldüğü Gece
Mehtâbın Doğuşu
Mehtâbın Yüzüşü
Romanları
Fahim Bey ve Biz –1941
Çamlıca’daki Eniştemiz – 1942
Ali Nizamî Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği – 1952
Anı/Denemeleri
Boğaziçi Mehtapları –1942
Boğaziçi Yalıları – 1954
Geçmiş Zaman Köşkleri – 1956
Türk Müzeciliği – 19
Anı/Biyografileri
İstanbul ve Pierre Loti – 1958
Yahya Kemal’e Vedâ – 1959
Ahmet Hâşim: Şiiri ve Hayatı – 1963
Antolojileri
Geçmiş Zaman Fıkraları – 1958
Aşk İmiş Her Ne Vâr Bu Âlemde – 1955
İnceleme Yazıları
Kitaplar ve Muharrirler I- Mütareke Dönemi Edebiyatı – 2008
Kitaplar ve Muharrirler II- Edebiyat Üzerine Makaleler – 2009
Kitaplar ve Muharrirler III- Romana Dair Bazı Hakikatler – 2009
Geçmiş Zaman Edipleri – 2005
Kelime Kavgası – 2005
Ödülleri
1942 – CHP Sanat Mükâfatı Yarışması –Roman Dalında Üçüncülük Ödülü
Kaynak:
Mahfuz Zariç, Abdülhak Şinasi Hisar'ın Eserlerinde Geçmişve Gelecek Zaman, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, 2013.
Betül Parlak, Abdülhak Şinasi Hisar’ın Boğaziçi Mehtapları Adlı Eserinde Cümle Yapıları, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2019.