Alvar Aalto
FinlandiyalI mimar (Kuortane 1898 - Helsinki 1976). Hugo Alvar Henrik Aalto, XX. yy’ın en önemli mimarla- rındandır. En büyük katkısı Bauhaus’un ve uluslararası üslubun öbür türevlerinin katı mimarlık öğelerini insani¬leştirmiş olmasıdır. İnancını kısaca şöyle özetlemiştir: "Yaşama daha kişisel bir yapı kazandırmak mimarın görevidir."
Aalto 1921’de Helsinki Politeknik Okulu’nu bitir¬di ve 10 yıl içinde, yapıları ve mobilyalarıyla, Fin¬landiya mimarlığının başlıca ustası olurken, bu mi¬marlığın sesini uluslararası alanda ilk kez duyurmayı başardı. 1935’te ilk eşi mimar Aino Marsio’yla, ka- yınağacı levhalarının üstüste yapıştırılıp bükülmesiyle elde edilen mobilyalar üreten Artek şirketini kur¬du.
Aalto kendine özgü mimarlık üslubunu, konfe¬rans salonundaki akustik dalgalı tavanıyla ünlü Vii- puri kütüphanesinde (1927-1935; 1943’te yıkıldı) ve basım odasındaki koni biçiminde sütunlarıyla ilgi çeken Turun Sanomat gazetesi binasında (1927-30) geliştirdi. Paimio sanatoryumuyla (1929-33) uluslara¬rası üne kavuştu: Altı yapıdan oluşan bütün, bal¬konlarının her biri gün ışığını en çok alacak biçim¬de tasarlanmıştır. 1937’deki Paris Sergisi ve 1939’daki New York Dünya Fuarı için hazırladığı Finlandiya pavyonlarıyla ve New York Modern Sa¬nat Müzesin’dejçalışmalarına ayrılan 1938 sergisiyle ününü pekiştirdikten sonra, Harvard Üniversite- si’nde ders verdi; bir yandan da , Cambridge’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde Baker House yatakhanelerinin tasarımını yaptı (1947-1948).
Rusya- Finlandiya savaşının (1940) ve İkinci Dün¬ya Savaşı’nın Finlandiya’da yolaçtığı yıkım, ülke bo¬yutunda bir yeniden yapılanma ve kentleşme planı gerektirince, söz konusu plan (özellikle Helsinki kent merkezinin düzenlenmesi), Aalto’nun başkanlı¬ğı altında bir komisyon tarafından tasarlandı.
Bir adada yer alan Sâynâtsalo kasabası için de, çevredeki göl ve ormanların manzaralarını vurgula¬yan bir belediye merkezi yapan (1950-1952), Aal¬to’nun sonraki yıllardaki yapıları daha sadedir; an¬cak anıtsal Kongre Evi’nde (1962-75) ve Helsinki Kültür Merkezi’nde de, sanatının insancıl boyutlarını ortaya koymuştur.