Balarısı Ahmet

Balarısı Ahmet

Ağız armonikası ya da çoğumuzun bildiği adla mızıka, ülkemizde bir eşlik çalgısı olarak tanınmış olsa da, dünyada yıllardır popülerliğini koruyan bir solist çalgı. İlk kez, 1820’lerde Christian Friedrich Buschmann adlı Thuringli bir genç tarafından yapılır armonika. Buschmann, kardeşine yazdığı bir mektupta yeni buluşunu şöyle anlatır: "Çok dikkate değer bir estrüman daha yaptım. Çapı 10 cm... Ancak pianossimodan kreşendoya kadar, klavyesiz, tam 21 nota değeri verebiliyor. Üstelik, notayı istenilen uzunlukta seslendirebiliyorsun..." Ancak, biraz kompleks bir enstrümandır bu. Bir Bohemyalı, Joseph Richter bunu basitleştirir. Bir İngiliz, Sir Charles Winston ise son şeklini verir. 1857’de Matthias Hohner bu enstrümanın gelecek vaadettiğini görür ve seri üretimine başlar. 1880’lere gelindiğinde armonika, Amerika başta olmak üzere bütün dünyayı sarmıştır.

Armonika, çoğumuzun aklında western filmlerinden kalmıştır. Gece çökerken, çölün sessizliğinde esas kovboyun, gömleğinin cebinden çıkartarak hüzünlü melodiler çaldığı küçük çalgıdır o. Kolay taşınabilir olması, her yerde bulunabilmesi ve hüznü, yalnızlığı sesinde yansıtabilmesi itibariyle, kovboyların vazgeçilmez çalgısıdır ve bu yüzden hemen tüm western filmlerinde (ya da Red Kit gibi çizgi romanlarda! ) önemli bir yer işgal etmesi tesadüf değildir. Armonika, Amerika’da o kadar popülerdir ki, Lincoln, 1858’de yürüttüğü seçim kampanyasında halkla aynı konumda olduğunu göstermek için armonikayı kullanmıştır. Armonika aslında yoksul çalgısıdır ama herkes tarafından kullanılabilme özelliğine sahiptir; Amerikan başkanlarından Eisenhower’in armonikayı virtüoz ustalığında çaldığı bilinir.

Armonikanın dünya çapında popüler bir çalgı haline gelmesi ise 1950’lerde kurulan müzik toplulukları sayesinde gerçekleşir. "Peg o’ my Heart" adlı şarkılarıyla ünlenen Harmonicats, Amerika’nın en ünlü topluluklarından biridir ve armonika çalan üç müzisyenden oluşmaktadır; küçük yaşta ailesiyle Amerika’ya göçen İzmirli bir ermeni olan Jerry Murad, Don Les ve AI Fiore.

Beatles’ın dünya çapında fırtınalar kopartan "Love Me Do" şarkısının girişinde armonika kullanılması ise popüler batı müziğiyle uğraşan toplulukların bu çalgıya farklı bakmalarına yol açar. Armonika, Bob Dylan şarkılarının ve konserlerinin de vazgeçilmez enstrümanıdır. Boynuna asılı armonikası, Dylan’a gitarıyla beraber konser boyu eşlik eden bir ’arkadaş’ tır. Bruce Springsteen’den Sting’e birçok müzisyen de armonikayı plaklarında kullanır.

Ağız armonikasının kuşkusuz yaşayan en büyük solisti Larry Adler’dir. Bugüne dek birçok plak dolduran, birçok sanatçıya eşlik eden ve önemli çağdaş bestecilerin adına besteler yaptığı Adler, Gershwin adına yapılan ’tribute’ album ’’The Gloy of Gershrvin"de de onur konuğu olarak yer alır ve tüm parçalara eşlik eder. Bu albümde yer alan "Rhapsody in Blue" yorumu unutulmazlar arasına girmiştir. Biyografisi "Me and my Big Mouth" ise Amerika’da çok satan kitaplar arasındadır.

Balarısı Ahmet namıyla maruf Ahmet Faik Şener, ağız armonikasının Türkive’deki ’gizli’ virtüozudur. Yıllarca yanında taşıdığı armonikasıyla radyo stüdyolarından konser salonlarına, gazino sahnelerinden televizvon ekranlarına her yerde klasik müzikten halk müziğine hemen her tür eseri yorumlayan Balarısı Ahmet, bunun ötesinde sahnelere getirdiği "müzikal fantezi" türüyle de halen etkilerini sürdüren bir ekol başlatmıştır.

İlk armonikasını Gemlik’te yaşadığı yıllarda, henüz ilkokulda alan Balarısı Ahmet, bu macerasını şöyle anlatır: "İlkokulda ağız mızıkası çalan bir öğrenci ağabeyimiz vardı. Cahit adlı bu öğrencinin mızıka çalışı rüyalarıma girerdi. Hemen bir Flora marka armonika aldım. Evdekilere: ’Bakın, okuldaki ağabeyimiz şu parçayı şöyle çalıyor’ derken, o parçayı az çok çalmıştım." Balarısı Ahmet’in armonikasıyla çaldığı ilk şarkı, daha ziyade "Karşıyakalı" adıyla bilinen dönemin popüler şarkılarından "İpek Siyah Mantolu"dur. Kısa sürede armonikava sevdalanır Ahmet ve bunun arkası hızla gelir: Bursa’da yatılı okuduğu dönemlerde daha büyük bir armonika alır kendine ve geceleri yastığının altında yeni şarkılar çalışmaya, çıkartmaya başlar. Hukuk öğrenimi gördüğü üniversite yıllarında ilk topluluğunu kurmuştur: Balarıları. Piyanoda Şerif Yüzbaşıoğlu, flütte Şefik Uyguner vardır bu toplulukta ve Balarısı Ahmet bir yandan şarkı söylerken diğer yandan akordeon ve ritm aletleri çalmaktadır. Bu ilk toplulukta armonika kullanmaz ancak Balarıları dönemin ünlü topluluklarından biri olur. Özellikle Atlas Sineması’nda verdikleri bir konser oldukça beğenilir. Balarısı Ahmet ise, o dönemde topluluğuyla yaptığı çalışmaların ötesinde Taksim Belediye Gazinosu’nda armonikasıyla gösteriler yapmaya başlamıştır: Esprilerle süslediği program büyük beğeni kazanır kısa sürede ve Balarısı Ahmet adı duvulur.

O yıllarda kendisini armonikasıyla dinleyen ve beğenen Cemal Reşit Rey, çevresine bu ’dahi’ gençten söz eder. Konservatuarda piyano hocalığı yapan Piraye Hanım, onu radyoya götürür ve program yapması için çalışmalarda bulunur. Radyonun müzik yayınları şefi Cevdet Çağla, başta şiddetle karşı çıkar: "Batı sazlarıyla Türk müziği çalınamaz" kuralını bahane gösterir bunun için, ancak dinledikten hemen sonra bu kuralı kendisi hiçe sayarak Balarısı Ahmet’i program yapmak üzere resmen radyoya davet eder. Balarısı Ahmet’in uzun yıllar sürecek radyo macerası da böylelikle başlamış olur. O yıllarda santur eşliğinde Türk müziği saz eserlerini yorumlar radyoda ve bu programlar oldukça beğenilir.

Bu arada çalışmalarını sürdüren Balarıları, üniversite bitiminde dağılır. Ahmet, bu dönemde askere gider ve dönüşünde topluluk üyelerinden Engin Bozok’u yanına alarak ’yeni’ bir türde çalışmalar yapmaya başlar: "müzikal fantezi". İlk kez 1953’te Kervansaray’da sahneye çıkan Balarıları ikilisi, 1956’ya dek kesintisiz sürdürür çalışmalarını: Boğaz, Tepebaşı, Maksim, Kazablanka, Küçükçiftlik, Güneypark gazinoları, Balarıları’nın çalıştığı ye...