Cahit Zarifoğlu

Cahit Zarifoğlu

1 Temmuz 1940 tarihinde Ankara’da doğdu. Asıl memleketi K. Maraş olan şairin tam adı Abdurrahman Cahit’tir. Babasının memurluğu dolayısıyla ilkokulu Siverek, K. Maraş ve Ankara’da; ortaokul ve liseyi Kızılcahamam ve K. Maraş’ta okudu. 1959 yılında K. Maraş’ta bir ders yılı ilkokul öğretmen vekilliği yaptı. 1961’de İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümüne kayıt yaptırdı. Bazı zarurî ara vermeleri müteakip 1971 yılında mezun oldu. Üniversite öğrenimi sırasında çeşitli işyerlerinde çalıştı. 1964’te Yol dergisinde musahhihlik, 1967’de Bâbıâlide Sabah gazetesinde teknik sekreterlik yaptı. 1967 ve 1972’de ikişer aylık sürelerle Almanya’da dil kurslarına katıldı. Birçok Avrupa ülkesini dolaştı. 1968’de Migros teşkilâtında kısa bir süre tercümanlık, 1969’da Hakimiyet gazetesinde teknik sekreterlik, 1970’de Touring Otomobil Kurumunda muhasebe yardımcılığı, 1971’de bir izolasyon firmasında muhasebecilik yaptı. Fakül-teden mezun olduktan sonra 1972-73 ders yılında İstanbul Özel Bilir Kolejinde Almanca öğretmenliği yaptı. 1973-75 arasında 18 ay yedek subaylık yaptı. Askerlik sonrası MKEK Eğitim Şubesinde memur olarak görev yaptı (1975-76). TRT Genel Müdürlüğün-de mütercim sekreterlik yaptı. 1976’da Mavera dergisinin kuruluş çalışmalarında yer aldı. İstanbul Radyosunda denetçilik (1983) görevinde bulundu. Pankreas kanserine yakalandı. İstanbul’da öldü. 1962’de Maraş’ta Açı isimli bir sanat-edebiyat dergisi çıkardı. Kurucularından olduğu Akabe Yayınları ve Mavera dergisini yönetti. Ahmet Sağlam, Vedat Can, Abdurrahman Cem isimleriyle Yeni Devir, Millî Gazete ve Zaman gazetelerinde köşe yazıları yazdı. İslâm, Kadın ve Aile ile çeşitli çocuk dergilerinde çalışmaları yayımlandı. Son dönemlerinde çocuk kitapları hazırladı. İlk şiirlerini Maraş Lisesinde okurken yayımladı. 1966-72 yılları arasında şiirleri Papirüs, Türk Dili, Yeni Dergi’de yayımlandı. Daha sonra Diriliş, Edebiyat, kurucularından olduğu Mavera dergilerinde şiirlerini yayımlamayı sürdürdü. Mavera dergisinde ’İlk Adım-lar’ ismini verdiği okuyucu köşesini düzenledi. Gençle-rin ürünleri üstüne yaptığı değerlendirmeler ilgi gördü. Yürekdede ile Padişah kitabıyla 1984 Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülünü aldı.

Eserleri

Şiir: İşaret Çocukları (1967), Yedi Güzel Adam (1973), Menziller (1977), Korku ve Yakarış (1986), Şiirler (Bütün şiir-leri, 1989)

Hikaye: İns (1974), Hikâyeler (Toplu hikâyeler, 1996)

Roman: Savaş Ritimleri (1985), Romanlar (Savaş Ritimleri, Anne, 1991)

Deneme: Bir Değirmendir Bu Dünya (1986), Zengin Hayaller Peşinde (1999)

Günlük: Yaşamak (1980)

Oyun: Sütçü İmam (1987)

Çocuk Kitabı: Katıraslan (1983), Ağaçkakanlar (1983), Serçe Kuş (1983), Yürekdede ile Padişah (1984), Küçük Şehzade (1987), Motorlu Kuş (1987), Kuşların Dili (Feridüddin Attar’ın Mantıku’t Tayr’ından sadeleştirme, 1989), Gülü-cük (1989), Ağaç Okul (1990)

’Cahit, açmaktan, açıklamaktan çok, örtmeye, gizlemeye değer vermiştir. (...) Nitekim şiirinin kapalı olduğuna ilişkin her vurgulama karşısında buna hayret ettiğini görürdük. (...) Nitekim anlaşılması zor olan tek şair Cahit olmamasına rağmen, bu alanda nerdeyse yalnızca onun adı çıkmıştır. Bir Turgut Uyar veya bir Edip Cansever ya da son dönemin Behçet Necatigil’i sanki daha mı anlaşılır şiirler yazmış-lardır? Hatta bir Oktay Rıfat’ın şiiri daha mı anlaşılırdır?’ (Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu’nu Anma Gecesi, 15.06.2000, Ankara) ’(...) Bizim onu tanıdığımız zamanlar İkinci Yeni’nin sesini duyurduğu zamanlardır. Cahit’in şiire başladığı yıllarda (1957-58) İkinci Yeni’yi tanımadığını söyleyebilirim. Yine de şiirleri, adeta kendiliğinden İkinci Yeni’nin atmosferini terennüm eden şiirlerdi. Yani o zor anlaşılırlık, başından beri şiirinde varlığını sürdürmüştü. Cemal Süreyya, daha ileriki tarihlerde şiiri izah sadedinde ’şiir geldi kelimeye dayandı’ demişti. Cahit’in ilk acemilik şiirlerini saymazsak, ta başından beri şiirin gelip kelimeye dayandığının ifadesi olan şiirler ortaya koydu. Bu nitelikte şiirler yazdı. (...) İkinci Yenici’lerle Zarifoğlu’nun arasında bir etkileşim varsa, bu yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan yukarıyadır. Bazı İkinci Yenici denilen şairlerin üzerinde Cahit’in şiirinin etkileri olmuştur. Kaldı ki İkinci Yeni ile Cahit’in şiiri arasında muhteva yönünden çok önemli bir farklılık var. O da şu: Cahit’in şiiri çok gizli, çok derinlerde, çok diplerde bir müslüman insanın duyarlığını dile getirir. (...) İkinci Yeni şiirini muhteva yönünden genel bir değerlen-dirmeye girdiğimizde karşımıza materyalist anlayışı yansıtan şiirler çıkar.’ (Rasim Özdenören’le Cahit Zarifoğlu’nun Şiiri Üzerine, Zaman Gazetesi, 7 Haziran 1994) 7 Haziran 1987 tarihinde İstanbul’da vefat etti.