Enver Hoca

Enver Halil Hoca 1908de, Arnavutlukun Gjirokaster şehrinde, Bektaşi bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. (Gjirokaster o zamanlar Osmanlı Devletinin toprakları içindeydi.) Babasının mesleği kumaşçılıktı. İlk eğitimini Âsım Baba Tekkesinde aldı. Sonra Gjirokaster Okuluna gitti ama okul kapanınca, Arnavutluk Ulusal Okulunda Fransızca Bölümünde öğrenim görmeye başladı. 1930da ise burs alıp Montpellier Üniversitesinde Doğa Bilimleri okumak üzere Fransaya gitti, fakat okula devam etmedi. Parise döndü.

1935ten 1936ya kadar Brükseldeki Arnavutluk Konsolosluğunda sekreter olarak çalıştı, 1937den 1939da Arnavutluktaki Korça Okulunda Ahlak dersleri verdi ve kütüphaneci olarak çalıştı. 1939da Arnavutluk İtalya tarafından işgal edilince, Tiran‘a döndü ve bir arkadaşının tütüncü dükkânında yaşamaya başladı. Sonra kendine aynı dükkândan açtı, fakat bu dükkân, Enver Hocanın Korçanın Komünist Grup sempatizanı olmasıyla, işgalci düşmana karşı direniş hazırlıkları yapan komünist militanların karargâhına dönüştü.

Kasım 1941de Arnavutluk Komünist Partisi kuruldu. Enver Hoca Merkez Komitede yer alan iki Yugoslav tarafından, Müslüman temsilci olarak seçildi. Bir yıl sonra yapılan ilk parti kongresinde Enver Hoca, partinin genel sekreteri yapıldı.

Enver Hoca, İtalyan ve Alman faşist işgalcilere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı Arnavutluk Komünist Partisi‘nin tüm antifaşist ve yurtsever güçlerini örgütleyerek sürdürülen mücadeleye önderlik etti. 1944te Arnavutlukta devrim yapılması ve sosyalizmin inşa edilmesi, Enver Hocanın önderliğinde oldu.

1940ların ikinci yarısından itibaren Marksizme, Leninizm‘e, Stalin‘in görüşlerine ve onun dönemindeki Sovyetler Birliği‘ne bağlı olan Enver Hoca, Tito‘nun başlattığı revizyonizm hareketlerine karşı mücadele etti.

1945te, Alman işgal güçleri geri çekildikten sonra, Halk Cephesi Hükûmetini kurdu. Bir yıl sonra Arnavutluk Halk Cumhuriyetini ilan ederek hem parti hem de devlet yönetimini kendi adı altında birleştirdi. 1946da, yeni kurulan Cumhuriyetin Anayasası kabul edildi. Böylece Arnavutluk Halk Cumhuriyeti, Sovyet yardımı olmadan kurulan ilk ve tek sosyalist rejim oldu.

Bu yeni devletin en önemli meselesi, toprak bütünlüğünün tanınması ve Paris Barış Konferansının toplanmasıydı. Kuzey Epir meselesi de en büyük sorundu. Enver Hoca bu sorundan dolayı konferansa bizzat katıldı ve Arnavutluku cesurca ve kararlılıkla temsil etti. Bu cesaret ve kararlılık neticesinde, II. Dünya Savaşından sonra Pariste kurulan Barış Konferansında, Arnavutlukun sınır hakları garanti altına alındı ve ülke, dış politikada, özellikle Kuzey Epir meselesinde başarılar kazandı.

Arnavutluk, Enver Hocayla beraber, Stalin döneminde SSCB ile iyi ilişkiler içine girdi ve dışa açıldı; ancak Kruşçev döneminden itibaren hemen hemen tüm ülkelerle ilişkilerini keserek kendine yetme politikası izledi; Kruşçev, Enver Hocaya göre Sovyetler Birliğinde kapitalist restorasyonun önünü açmıştı. SSCB 1965te Çekoslovakya‘ya girince de, Enver Hoca Varşova Paktı‘ndan çekildiğini açıkladı.

Enver Hoca, Çin revizyonizmi diye tabir ettiği görüşlerle de mücadele etti; çünkü Enver Hocaya göre Çin idarecilerinin çoğu, Mao‘nun ölümünden sonra Maocu çizgiden uzaklaşmış, emperyalist olmuş ve ABDye yakınlaşmıştı. Mao‘nun ölümünden sonra iki ülkenin ilişkileri değişti. Çin yapılan antlaşmaları tek taraflı olarak kaldırdı. 1978de Çin, Arnavutlukun Pekindeki elçiliğine resmî bir nota vererek, Çinin Arnavutluka yaptığı ekonomik ve askerî yardımı durdurmayı, yardım kredilerini kesmeyi ve gönderdiği tüm askerî ve ekonomik uzmanları geri çekmeyi kararlaştırdığını bildirdi.

Enver Hocanın dinlere karşı olan tutumu da önemlidir. Kurduğu sosyalist cumhuriyetle, Arnavutluku dünyanın ilk resmî ateist devleti hâline getiren Enver Hoca, ülkesini dinden tamamen soyutlamaya çalıştı. Arnavutlukta yer alan ve Osmanlı Devletinden kalan neredeyse tüm camileri yıktırdı. Aynısını kiliseler için de yaptı. Dinlere karşı olan bu sert tutum, eğitim sisteminde de kendini gösterdi.

Bununla kalmayan Enver Hoca, çevresindeki muhalifleri saf dışı bıraktı ve ülkedeki Batı yanlısı veya muhalif olarak gördüğü kişileri idam etti. Ordu içerisinde darbe teşebbüsünde bulunulacağını sezdiği birçok generali de astırdı.

Enver Hoca, Sovyetlerde olduğu gibi, kendi ülkesinde de bir toprak reformu gerçekleştirdi. Komünist Parti, devletin resmî partisi oldu. Arnavutlukun kendi kendine yeten bir ülke olmasını sağlamak için, ülkeyi tüm dış etkilere kapattı. Devlet yardımı ve kredilerle 185.000 kat ve ev inşa edildi. Petrol üretimi %80, bakır üretimi %200 oranında artırıldı. Buğday ve mısır üretimi iki katına çıkarıldı. Sekiz yıllık eğitim zorunlu hâle getirildi. Yükseköğrenim görmüş uzman sayısı 1960 verilerine göre 4.245 kişiden 14.000 kişiye ulaştı. 1700 olan öğretmen sayısı 23.000e ulaştı.

Enver Hoca, ülkeyi 41 yıl boyunca aralıksız bir şekilde yönetti. 11 Nisan 1985te geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü.