Güzin Duran

Güzin Duran

8 Ekim 1898 tarihinde İstanbul'da, dedesi hattat Hacı Yahya Hilmi Efendi'nin Süleymaniye'deki evinde doğdu. Babası, Divan-ı Temyiz-i Asker baş şavirlerinden Naim Bey; annesi, Esirgeme Derneği kurucularından Naciye Hanım'dır. Hat, süsleme ve musiki sanatları ile uğraşan bir aile çevresinde büyüdü. Küçük yaşlarda müzik, süsleme ve resim dersleri aldı.

I. Dünya Savaşı yıllarında önemli sanatçıları yetiştiren İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebine girdi. Mihri Müşfik Hanım'ın öğrencisi oldu. Daha sonra ressam Ömer Adil'den ders aldı. Ayrıca şair Ahmet Haşim'den estetik, Feyhaman'dan pastel dersleri aldı. 1922'de Maarif Vekaleti'nin açtığı Avrupa yarışmasını kazanarak öğrenim için yurt dışında gönderilmeyi hak ettiyse de o sırada okulda öğretmeni olan İbrahim Feyhaman ile nişanlı olduğu için gitmedi.

İbrahim Feyhaman ile 25 Eylül 1922 tarihinde evlendi. Eşiyle birlikte düzenli olarak Galatasaray ve daha sonra Ankara sergilerine katıldı. 1929 yılında beraber çıktıkları bir aylık Avrupa seyahati sanat anlayışlarına katkı sağladı. İzlenimci anlayışın etkisinde kaldı, eşinin de etkisiyle sanat hayatında olgunluğa ulaştı. 1937 yılında kişisel sergisini Güzel Sanatlar Akademisinde sergiledi. 1939'da Güzel Sanatlar Birliği’nin 16. Ankara Resim Sergisi’ne katıldı. Ressamlığının yanı sıra 37 yıl resim öğretmenliği yaptı. Beşiktaş Kız Okulu, Atatürk Kız Lisesi, Cağaloğlu Kız Orta Okulu ve İnönü Kız Lisesinde çalıştı. Atatürk Kız Lisesinde resim öğretmenliğinden emekli oldu.

Eserlerinde hat sanatı ve İstanbul kültlerinin koruyucusu oldu. Eşiyle beraber Çamlıca'nın arka kısımlarında kalan Çakal Dağı eteklerindeki bir köşkte yaşamını ve sanatını sürdürdü. 1938'de Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bir ay süreyle Gaziantep'e gönderilen Feyhaman Duran ile Gaziantep'e gidip resim çalışmaya devam etti.

1943-1947 arasında eşi ile birlikte Topkapı Sarayı'nda çalışma imkânı buldu. Bu dönemde II. Dünya Savaşı nedeniyle müze koleksiyonunun bir bölümü Niğde'ye taşındı ve saray ziyarete kapatıldı. Feyhaman Duran ile birlikte sarayda çalışmak için izin alan sanatçı; İşleme Koleksiyonu'nda yer alan Karagöz ve Hacivat tasvirlerinden başka Baba Himmet, Tiryaki, Beberuhi, Laz, Çelebi, Zenne, Tuzsuz Deli Bekir, Tahir, Zühre, Rum doktor tipi, Arnavut Bekçi, Saraylı Çelebi, Yahudi, Frenk gibi tipleri sulu boya tekniği ile çalıştı. Oluşturduğu 281 parçalı bir resim dizisinin yanı sıra bu figürlerden ilham aldığı deri işleri üretti.

Sanatçı, genelde manzara ve natürmortlara ağırlık verdi; portre ve nü çalışmaları da yaptı. Otoportrelerinde eşi Feyhaman Duran’la birlikte atölye çalışmalarından kesitler sunarak bir anlamda bu anıları belgeledi.

Güzin Duran bazı natürmortlarında klasik üslupta denemeler yaptı; 1943-1947 yıllarında Topkapı Sarayı’nda çalışırken Osmanlı’nın Batılılaşma döneminden izler taşıyan III. Ahmet Yemiş Odası'ndaki vazodan çıkan çiçek kompozisyonlarını, aslına uygun olarak betimledi. Genel anlamda İstanbul, özellikle de Boğaziçi manzaraları eserlerinin temasını oluşturmaktadır. Eserlerinden Karagöz çalışmaları ve eski yazı sanatından kopyalar ile gelenekçi değerleri yansıttı. Ayrıca hat sanatı ve süslemeler üzerine çalışarak bir porselen koleksiyonu yarattı. Topkapı Müzesi Resim Koleksiyonu'nda iki yüzü aşkın sulu boya resmi bulunmaktadır.

1981 yılında İstanbul’da vefat etti.