İsmail Hakkı Kılıçzade

İsmail Hakkı Kılıçzade

1288/1872 yılında Niş kasabasında doğmuştur. Asıl adı İsmail Hakkıdır. Evladı Fatihandan çiftçi bir ailenin çocuğudur. Babasının adı Ali Annesininki ise Nazifedir. Ailesi 1877-1878 yılındaki 93 Harbi olarak bilinen savaşta Niş ten Manastır’a göç etmiştir ve oraya yerleşmiştir. Kılıçzade, iptidai, rüştiye ve idadi tahsilini Manastırda yapmıştır. Kılıçzade Hakkı, babasını küçük yaşlarda kaybederek yetim kalmıştır. Kılıçzade yetim kalmasını ve muhacir oluşunu kendi ifadesiyle “Babasız yurtsuz ve servetsiz bir muhacir çocuğuydum.” Olarak belirtmektedir. İlköğrenimini Manastırda yapan Kılıçzade, din bilgisi ve Kur’an okuma eğitimini burada görmüştür. Daha sonra öğretmeninin teşviki ile Manastır Rüştiyesine kaydolan Kılıçzade, orta ve idadi (Lise) eğitimini burada tamamlamıştır. Kılıçzade, Nisan 1306/1890 da Halıcı Oğlundaki Topçu Harbiyesine ( Mühendishane-i Berri Hümayun) kaydolmuştur. 1894 te Sahra Topçusu Mülazim-i evveli rütbesi ile buradan mezun olmuştur. Kılıçzade Hakkı eğitimini müteakiben sırasıyla Selanik, Manastır, Bağdat, Yemen, Selanik, Edirne, Selanik, İstanbul, Selanik kolordularında askeri görevlerde bulunmuştur. Yüzbaşı rütbesinde iken Bağdat Askeri İdadisinde Kitabet öğretmenliği yapmıştır. Yemende isyancılara karşı savaşa katılmıştır. 1899 da Selanik Kolordusunda görev yaparken o dönem gizli çalışan İttihat ve Terakki cemiyetine girmiştir. 1911 yılında Mustafa Kemal ile tanışan Kılıçzade, aynı yıl sağlık gerekçeleri ile Sütlücedeki silah deposu müdürlüğüne atanmıştır. 1912 yılında merkez komutanlığı Divan-ı Harb üyeliğine atanmış ve Binbaşı rütbesine terfi etmiştir. Kılıçzade Hakkı, askeri görevlerinin yanı sıra Çanakkale Muallim Mektebinde müdürlük ve Riyaziye Muallimliği, İzmit Orta Mektebinde fahri olarak Tarih, Coğrafya, Türkçe, Malumat-ı Medeniye dersleri vermiştir. Kılıçzade Hakkı, İstanbul Muhafızlığı Divan- Harbi üyeliğinde bulunduğu dönemde batıcı yazılar yazarak kendi ifadesiyle hurafelere karşı şiddetli bir mücadele vermiştir. Dr. Abdullah Cevdet’in çıkarmış olduğu İçtihat Gazetesinde makaleler yazan Kılıçzade, dergide yayınlanmış olan “ Batıcı Türk Aydınlarının toplum ve devlet yapısında radikal değişiklikler içeren programı” hazırlayan kişi olarak bilinir. İstanbul da bulunduğu dönemde yazmış olduğu batıcı yazılar ve yapmış olduğu etkinlikler dolayısıyla Ocak 1913 tarihinde Binbaşı rütbesinde iken askerlik vazifesinden emekliye sevk edilmiştir. Kılıçzade, meclise vermiş olduğu özgeçmişinde “Softalara ve saraycılara karşı vermiş olduğu mücadele” nedeniyle emekliye sevk edildiğini ifade etmektedir. Balkan savaşı yenilgisi sonrasında çözüm önerileri amacıyla kaleme aldığı ve içtihat gazetesinde yayınlanan “Pek uyanık bir uyku” başlıklı batıcı ve Biyolojik Materyalist fikirleri benimseyen yazılarıyla içtihat ailesine dâhil olan İsmail Hakkıya Kılıçzade unvanı bu çevre tarafından verilmiştir. Kılıçzade, askerlik görevinden sonra Celal Nuri (İleri) ile birlikte Hürriyeti Fikriye ve Serbest Fikir mecmualarını yayınlamıştır. Bu dönemde ikinci baskısını yapmış olduğu İtikadatı Batılaya İlanı Harb eseri nedeniyle İstanbul Divan-ı Harb-ı Örfisine sevk edilmiş ve yargılanma neticesinde beraat etmiştir. Daha sonra Çanakkale göçmen kâtipliğine ve oradan da 1917 yılında İzmit göçmen müdürlüğüne atanmıştır. Kılıçzade Hakkı ileri Gazetesinin muhabiri olarak İstanbul gazetecileri ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ile 16-17 ocak 1923 tarihinde yapılmış olan İzmit kasrı toplantısına katılmış yeni hükümet ve din konularında çeşitli sorular sormuştur. İzmit’in kurtarılmasından sonra burada arzuhalcilik ve avukatlık yapan Kılıçzade, 1924 yılında Hür Fikir Gazetesini çıkartarak sekiz yıl boyunca Cumhuriyet devrimlerinin savunuculuğunu yapmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3. Devresinde 746 rey alarak Kocaeli Milletvekili seçilmiştir. Kılıçzade daha sonra meclisin 4.5.6.7. Dönemlerinde de Muş Milletvekili olarak görev yapmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Komisyonunda uzun yıllar görev yapan Kılıçzade, 1946 yılında Milletvekilliğinin bitmesi ile siyasi ortamdan çekilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş olduğu tecüme-i Hal dosyasında Fransızca bildiğini, evli ve sekiz çocuk babası olduğunu yazmıştır. 4 Kasım 1925 tarihinden itibaren yazmış olduğu yazılarda Kılıçoğlu Hakkı adını kullanmıştır. 1934 yılında soyadı kanununun çıkmasından sonra Kılıçoğlu soyadını almıştır. Hakkı Kılıçoğlu 20 Şubat 1960 tarihinde İstanbul da ölmüş ve Sahrayı Cedit mezarlığında toprağa verilmiştir.