İsmail Safa

İsmail Safa

Doğumu: 11 Mart 1867, Mekke Ölümü: 24 Mart 1901, Sivas

Şair Mehmet Behçet Efendinin oğlu, romancı Peyami Safa’nın babasıdır. Babası Hicaz Mektupçuluğu görevindeyken Mekke’de doğdu. Çocukluğu Mekke’de geçti. Babasının ölümü (1878) üzerine ailece İstanbul’a geldiler. Babasından aldığı dersler sayesinde Dârüşşa-fakanın 2. sınıfına yatılı olarak girdi. Orta öğrenimini Dârüşşafaka Lisesinde tamamladı (1886). Evkaf Nezareti Masârifat Kaleminde, Telgrafhânede, Meclis Kaleminde çalıştı. Mülkiye ve Vefa idadîlerinde edebiyat dersleri verdi (1887). 1888’de Hicaz’a gitti. Dönüşde İzmir’e uğradı ve Halit Ziya (Uşaklıgil) ile tanıştı. Prens Sabahaddin’e özel hocalık yaptı. İttihat ve Terakkî Cemiyeti mensupları arasına katıldı. Cemiyet üyeliği ve Saâdet dergisinde yayımlanan Gelmeyecek mi şiiri yüzünden sorguya çekildi. Mirsad dergisinin Muallim Naci’den sonra başyazarlığını yaptı (1891). Tevfik Fikret, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Ali Ekrem Bolayır gibi yazar ve şairler bu derginin etrafında toplanmışlardı. Daha sonra Mekteb ve Mâlumât dergilerinde yazdı. 1895’te yazı işleri müdürlüğü yaptığı Maârif Mecmûası’nda ’Mülâhazât-ı Edebiyye’ başlıklı yazılarını yayımladı. Rahatsızlığı sebebiyle Midilli’ye gitti. Vereme yakalanmıştı. Dönüşünde Resimli Gazete, Pul gibi yayın organlarında yazdı. Geceleri II. Abdülhamid siyasetine karşı olanlarla evinde toplantılar düzenledi. Bu faaliyetlerinden dolayı Sivas’a sürüldü (1900). Hastalığı ilerledi. 24 Mart 1901’de sürgünde vefat etti. Lisede okurken Muallim Naci etkisinde yazdığı şiirleri Safâ imzasıyla Tercüman-ı Hakikat’te yayımlanmaya başladı (1884-85). Muallim Naci’nin aracılığıyla Saâdet, Mürüvvet, Mecmûa-yı Muallim dergilerinde yazdı. Bir dönem Halit Ziya’nın etkisiyle mensur şiirler yazdı. Servet-i Fünûn dergisinde ilk şiiri 1896’da çıktı. Mirsad’da Kâmil müstear ismiyle şiirler yayımladı. Muallim Naci’nin ’Şair-i Mâderzad’ (Anadan doğma şair) dediği İsmail Safa, öteki Edebiyat-ı Cedide şairleri yanında ikinci plânda kalmıştır. Vezne, kafiyeye, dilin kaidelerine bağlılığı ile eskilere; zihniyet ve zevk bakımından yenilere yakındır. Şiirlerinde aşk, tabiat, fanilik ve ölüm temalarını işledi.Mersiye, kitabe, tarih türlerinde başarı gösterdi. Samimi, akıcı, açık bir şiiri vardır. Geçiş dönemi şairi olan Safa, dilde yalınlığı savundu. Lirik, alçak gönüllü, ölçülü-kafiyeli şiirler yazdı.

Eserleri

ŞİİR: Sünûhât (1889), Huz Mâ Safâ (Hoşuna Gideni Al anlamında, babasının şiirleriyle beraber, 1891), Mevlid-i Pederi Ziyâret (1894), Mensiyyât (1892-96 arası yazdığı 49 şiir, 1896), İntâk-ı Hak-kın Tahmisi (Hicviye, 1912), Hissiyât (Çoğu Servet-i Fünûn’da çıkmış 56 şiir, 1912) HİKÂYE Mağdure-i Sevda (Manzum, 1891) TERCÜME: Vehâmetli Sevdâlar ( Kardeşi İsmail Vefa ile birlikte, Fransızca’dan roman, 1894) DİĞERLERİ: Mülahâzât-ı Edebiye (Maârif’de yayımlanan yazılar, 1896), Muhâkemât-ı Edebiye (Servet-i Fünûn, Pul, Musav-ver Malûmat’da yayımlanan edebî yazı-lar, 1913)