Matthew Bellamy

Matthew Bellamy

Matthew Bellamy, 1978 doğumlu, İngiliz rock grubu Muse’un solisti, gitaristi, klavyecisi ve söz yazarı.

Matthew James Bellamy, 9 Haziran 1978de İngilterenin Cambridge kentinde dünyaya geldi. Babası George Bellamy, 1960lı yıllarda, Telstar adlı şarkılarıyla Amerikada liste başı olmuş ilk İngiliz grubu olan The Tornadosta ritim gitar çalmış bir müzisyendi. Annesi Marilyn ise Belfast doğumluydu ve 1970lerde İngiltereye göç etmişti. Annesi Londraya gelirken bindiği vapurdan iner inmez, o sıralar taksi şoförlüğü yapan babası Georgela tanıştı. Daha sonra evlenen çift, Matthewnun ağabeyi Paulün de doğum yeri olan Cambridgee yerleştiler. Matthew 8 yaşındayken Devona yerleşmeye karar veren anne ve babası,o 13 yaşındayken boşandılar ve babası evi terk etti.

Matthew Bellamy büyüdüğü yer olan Devon için şunları söylemişti: Devon bize hiçbir şey vermeyen sıkıcı bir kasabaydı… Orada tamamıyla kapana kısılmış hissederdik kendimizi. Bütün arkadaşlarımız uyuşturucu ve müziğe sarıldılar , biz ikincisine yoğunlaştık ve kendimize, müziği kaçıp kurtulmuş gibi hissedecek biçimde yapmayı öğrettik.

Exeter Collegeda öğrenim gören ve 10 yaşında piyano çalmaya başlayan Matthew Bellamynin müziği dinleyerek kendi başına çıkardığı ilk şarkılar Ray Charlesındı. Yazdığı şarkılara hakim olan karanlık atmosferin ve şarkılarda bahsi geçen doğaüstü mevzuların çıkış noktası sadece ailesinin boşanması değil,Quija tahtasıyla (ruh çağırmada kullanılan tahta) ruh çağıran ve gerçek bir medyum olan annesinin, henüz küçük yaşta Matthewyu yanına çağırıp deneyimlerini onunla paylaşmasıydı. Piyanoda Sergei Rachmaninoff ve Tchaikovskyyi; gitarda Jimi Hendrix ve Rage Against The Machineden Tom Morelloyu; vokalde ise Freddie Mercury, Thom Yorke ve Jeff Buckleyi andırdığı düşünülür.

Matthew Bellamynin ağzından grup arkadaşlarıyla tanışma öyküsü, onla yapılan bir röportajda şöyle yeraldı: 12-13 yaşlarındaydık. Ben önce Chrisle tanıştım. Okulda çok sayıda grup vardı… Ben de bu gruplardan birinde piyano çalıyordum, Chris başka bir gruptaydı ama tanışıyorduk. Dominic popüler bir gruptaydı, herkes o grupta olmak isterdi. İşte bu yüzden gitar çalmaya başladım… Daha sonra gruplarına yeni bir gitarist gerektiğinde şansımı denemek istedim ve Dominicle arkadaşlık kurduk. Sonraki iki yıl bir sürü sorun yaşadık, gruba yeni üyeler geliyor ve kısa süre sonra gidiyorlardı. Sadece Dominic ve ben sabittik… O sıralarda beste yapmaya başladım. Fakat bir basçıya ihtiyacımız vardı. Dediğim gibi Chrisi tanıyordum ama o zamanlar Chris davul çalıyordu. Onun yetenekli ve ciddi bir adam olduğunu düşünüyordum, bu yüzden ona bas çalmasını teklif ettim, o da kabul etti. Hiç şüphesiz biz eğlence olsun diye müzik yapıyorduk. 18-19 yaşlarına geldiğimizde iş ciddileşti. O zaman üniversiteye gidecek miydik gitmeyecek miydik, karar vermek zorundaydık. Biz artık okulla ilgilenmediğimizi anladık; istediğimiz şey gruba devam etmekti; para kazanmak için ufak tefek işlerde çalışmayı göze almıştık. Bu kararı almak çok kolay olmadı ama şimdi düşünüyorum da, her halükarda okuldan zaten nefret ediyordum.

1990ların başında Gothic Plague adıyla ilk kayıtlarını yapan Matthew Bellamy, Chris Wolstenholme ve Dominic Howard, 90′ların hit şarkılarının kendi soundlarıyla coverlarını yaptılar; ancak bu onlara önemli bir başarı getirmedi. Grubun ismi Gothic Plaguedan sonra Fixed Penalty, ardından Rocket Baby Dolls ve en sonunda Muse oldu. Bu başarısızlıktan yılmadan daha özenli çalışarak kendi şarkı sözlerini yazmaya ve kendi bestelerini yapmaya başlayan Muse üyeleri, britpop (90′ların başından günümüze dek, İngilterenin popüler grupları -özellikle alternatif rock grupları- için kullanılan genel bir tanımlama) yapmak istemediler ve en çok zevk aldıkları gruplar olan Nirvana ve Radioheadin müziğinden ilham alarak canlı performanslara yoğunlaştılar.

Çıkardıkları ilk iki single; Muse (1997) ve Muscle Museum (1998) ile önemli bir başarı yakaladıktan sonra New Yorktaki CMJ festivaline davet edildiler ve Mercury Loungedaki olağanüstü şovlarının ardından, Amerikada da ilgi uyandıran bir grup haline geldiler. Singlelar yayınlandıktan bir yıl sonra Maverick Recordsla anlaşan Muse, 28 Ekim 1999da ilk stüdyo albümleri Showbizi çıkardı. 2001 yılında Plug in Baby, New Born ve Bliss singlelarının ardından, aynı yılın temmuz ayında Origin of Symmetry adındaki ikinci stüdyo albümünü çıkaran Muse, bu albümle İngiltere listelerinde ilk üçe yükseldi. 29 Ekim 2003te çıkardığı üçüncü albümü Absolutionla İngilterede liste başı olan grup, 2004 yılında Apocalypse ve Butterflies and Hurricanes, 2005te Hysteria ve Stockholm Syndrome, 2006da A Crying Shame ve Supermassive Black Hole singlelarıyla müzik kariyerine devam etti. 3 Temmuz 2006da dördüncü stüdyo albümleri olan Black Holes and Revelationsı yayınladı. Nisan 2005te Kerrang dergisinin en seksi 50 insan listesinde 28. seçilen Bellamy, Cosmopolitan Dergisi tarafından da 2003 ve 2004 yılının en seksi rockçısı ilan edildi. En son 14 Eylül 2009 da Resistance albümü yayınlandı. Albüm hala müzik listelerinin en üst sırasında yerini korumakta.

NME Dergisi tarafından John Lennon ve Bob Dylan gibi efsane olmuş isimlerin önünde Tüm Zamanların En İyi Rockn Roll Kahramanı sıralamasında 14. olan Matthew Bellamy, grubu Museun insanın canını acıtan şarkı sözleri için şu yorumu getiriyor: Bellamynin gitar çalarken esinlendiği önemli gitaristler, Jimi Hendrix ve Tom Morello. Yazdığı sözler ise genelde dünyadaki gelişmeler, dünyanın sonunun gelişi, kara delikler, uzay, teknoloji ve din gibi diğer konular.

Size tuhaf gelebilir ama bu şarkıların nereden geldiğiyle ilgili olarak hiçbir fikrim yok… Açıkçası bunların içimden, derinlerde bir yerden çıkığını düşünüyorum ama nasıl olduğunu anlamıyorum, dürüst olmak gerekirse anlamak da istemiyorum, bir gün bunun yanıtını bulursam

Matt, uyuşturuculardan uzak durmakla beraber tam bir kırmızı şarap düşkünü. Kırmızı ve siyah renklerini çok seviyor. Havuç ve muzu çok seviyor, İtalyan tutkunu, spagetti sever, çorap fetişisti ve balıkları çok seviyor.

Alacakaranlık Serisi’nin yazarı Stephenie Meyer, seriden oluşan filmlerde Muse’ün şarkılarını kullanmaktadır. Serinin ilk filminde kullanılan Supermassive Black Hole, beysbol sahnesinin müziği adı altında indirilme rekorları kırmıştır. Grubun Neutron Star Collision (Love is Forever) şarkısı, Tutulma filmi soundtrack albümünün çıkış parçasıdır.