Miguel de Cervantes
Miguel de Cervantes Saavedra, 1547’de fakir bir asilzade olarak Madrid yakınlarındaki Alacala de Henares’de doğdu. Babasından miras aldığı soylu ruh ve bitmek bilmez para sorunları ömrünün sonuna kadar Miguel’i de terketmedi. Küçük yaşlardan itibaren şiire ve tatlı sözlere meraklı olsa da çağının pek çok erkeği gibi Cervantes’in de ömründe askerlik ve esaret önemli bir yer tuttu.
1570 yılında silahşor olarak İspanyol ordusuna katılan Cervantes, bir yıl sonra kendini İnebahtı açıklarındaki İspanyol donanmasında buldu. Osmanlı tarihinin en büyük deniz yenilgilerinden biri olarak anılan İnebahtı Savaşı, Cervantes’in de sakat kalmasına yol açtı. Anlatılanlara göre, hasta olmasına rağmen kahramanca savaşan Cervantes 7 Ekim 1571 gününü ağır yaralarla tamamlar. Bir kurşun sol elini parçaladığı için ömür boyu sakat kalmıştır.
Yine de ordudan ayrılmaz. Küçük kardeşi Rodrigo ile birlikte pek çok savaşa katıldıktan sonra 1575’te Türk korsanlar tarafından esir alınırlar. Miguel, Cezayir’de geçen esirlik yıllarını daha sonra Cezayir Zindanları adlı bir sahne eserinde anlatacaktır. Defalarca kaçmaya çalışsa da Cervantes bu tutsaklıktan ancak beş yıl sonra yüklü bir fidye karşılığında kurtulabilir.
Ordudan ayrılan ve bir türlü uygun bir memuriyet ayarlayamayan Cervantes, sonunda sahne eserleri yazarak geçinmeye karar verir. Günümüze pek azı ulaşan bu eserler, yeni evlenen Cervantes’in geçimini sağlamaz, o da ufak tefek ticari çabalarda bulunur. 1590’lı yıllarda vergi memurluğu gibi küçük resmi görevler edinir, ama bu görevler onu kimi yolsuzluk suçlamaları ve kısa süreli hapisliklerle tanıştıracaktır. Yani memuriyet hayatı biraz karanlık ve tartışmalıdır Cervantes’in.
Aslında yazıdan kopmamıştır, 1585’te Galetea adlı pastoral romanını, yazmaya başlar. 1597’de yine hapiste olduğu bir sırada Don Quijote’yi yazmaya başlar. 1605’te Don Quijote yayımlandığında tam bir best seller olur. Bir yıl içinde 12 bin satan kitabın pek çok izinsiz baskısı yapılır, yani korsanları çıkar! Artık ünlü bir yazar olan Cervantes, kitaplarının gelirleri kadar himayesine girdiği Lemos Kontu sayesinde rahata ermiştir. Bu arada Hisseli Kıssalar adlı bir başka ünlü kitap yayınlar, 1615’te hem Don Quijote’un ikinci cildini hem de Sekiz Komedi’yi yayımlar.
Ne yazık ki çocukluğundan beri istediği yazarlığın da hep peşinde koştuğu rahat bir hayatın da tadını uzun uzun çıkartamaz. 1616’da, 69 yaşında hayata veda eder. Son kitabı Persil ve Sigismund’un Meşakkatleri ancak ölümünden bir yıl sonra yayımlanabilir.