Nazlı Ecevit

Nazlı Ecevit

4 Ocak 1900 tarihinde İstanbul'da doğdu. Soylu bir aileye mensup olan Ecevit'in babası Albay Emin Sargut, büyükbabası ise Ferik Salih Paşa'dır. Zamanın padişah yaverlerinden olan Ali Kırat Paşa da annesinin babasıdır.

1915 yılında Meşrutiyet Dönemi’nde açılan olan z Öğretmen Okulunu bitirdi. Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere Kastamonu'ya giden babasıyla beraber şehir şehir dolaştı, Kastamonu, Bolu ve İzmit'te öğretmenlik yaptı. İstanbul'a dönünce ilk Türk kadın ressamlardan olan Mihri Müşfik'in etkisi altında kalarak Sanayi-i Nefise Mektebinin resim bölümüne kaydoldu, burada Ömer Adil Bey'den dersler alarak 1922 yılında mezun oldu.

Çalışma hayatına Feyhaman Duran'ın atölyesinde başladı; ilk yıllarında Beşiktaş Kız Ortaokulunda resim öğretmenliği yaptı, sonrasında ise İstanbul ve Ankara'daki konservatuvarlarda eğitim verdi. Ömrü boyunca resme ilgi duymuş olsa da çeşitli sebeplerden dolayı bir süre çalışmalarına ara verdi; 1948-1975 yılları arasında aktif olarak sanatını devam ettirdi ve neredeyse her yıl Devlet Resim ve Heykel Sergilerine katıldı. İş Bankası, Millî Kütüphane, Ankara, İstanbul Resim ve Heykel Müzeleri başta olmak üzere resmî ve şahsi koleksiyonlarda resimleri bulunmaktadır. Meydan Larousse gibi ünlü ansiklopedilerde ise sıkça ismi geçmektedir. Bir süre Güzel Sanatlar Birliği'nin de başkanlığını yaptı. 1975 yılında, 75 yaşındayken, İstanbul'da düzenlenen Resim, Heykel ve Seramik Festivali'nde İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından verilen bir madalyayla onurlandırıldı.

Öğrencilik yıllarında daha çok nü çalışmalar yapmasına karşın mezun olduktan sonra peyzaj, portre ve ölü doğa türlerinde yoğunlaştı; geleneksel doğacı anlayış çizgisinde ilerledi. Aynı zamanda izlenimci etkiler taşıyan üslubu, atölyelerinde eğitim aldığı Mihri Müşfik ve Feyhaman Duran'dan izler taşımaktadır.

Portrelerinde izlenimciliğin de etkisiyle daha kişisel bir anlatım yakalamayı başardı. Nazlı Ecevit’in resimlerinde desen, rengi dengeleyen ve hatta bazı yerlerde onun etkisini ikinci plana iten bir olgu olarak karşıya çıkmaktadır. Yağlı boya, sulu boya, pastel ve kara kalem kullanarak resimler yaptı.

1924 yılında Fahri Ecevit ile evlendi ve Ankara'ya yerleşti. Bu evliliğinden 1925’te oğlu Bülent Ecevit doğdu. Bir süre Ankara Kız Lisesi ve Musiki Öğretmen Okulunda görev yaptı. 14 Ağustos 1985 tarihinde, Ankara’da vefat etti.