Salih Güney

Salih Güney

1 Ocak 1943 tarihinde, Adana'da doğdu. 

Babasının memuriyeti dolayısıyla Türkiye'nin çeşitli yerlerini dolaştı. Okula gitmeyi hiç sevmedi. Bursa Lisesine gittiği dönemde bir kütüphane keşfetti ve burada Victor Hugo, Balzac, Sartre, Montaigne gibi önemli yazarları okumaya başladı. Okuduğu tüm kitaplar hayal gücünü genişletti. Çoğu zaman okul yerine kütüphaneye gittiği için devamsızlıktan sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldı. 

Ailesi sanatçı idi. Okuldan yana pek hevesi olmadığı anlaşıldığında konservatuvara hazırlanmasının iyi olacağı düşünüldü. Böylece sınavlarına girerek Ankara'da konservatuvar kazandı. Yatılı okul olmasına rağmen bir kez daha devamsızlıktan sınıfta kaldı. 

Üçüncü sınıfta iken İstanbul'a, halasının yanına gitti. Beyoğlu’nda dolaşırken tiyatro kritikleri yazan bir arkadaşına rastladı. Arkadaşı, kendisine: “Haldun Dormen’in yönettiği yeni bir oyun var. Seni onunla tanıştırayım." dedi. Bunun üzerine Güney, Dormen Tiyatrosu'na gitti. Haldun Dormen: " ‘Aşk Zinciri’ diye bir oyun oynayacağız, bir rol var. Başla ve bırakma. Sahneye çok yakışırsın." dedi. Bunun üzerine 19 yaşında tiyatro sahnesine çıktı. 

Orhan Günşiray kendisini tiyatroda izledi ve çok beğendi. Tuncel Kurtiz'e, Güney'i “Ses” dergisinin finallerine götürmesini söyledi. O dönemde “Ses” dergisinin yarışmasında on prodüktör jüri idi. Tuncel Kurtiz'le birlikte Acar Film Stüdyosu’ndaki seçmelere gitti. 7 erkek, 7 kadın finalist vardı. Güney, bunları bekleyemeyeceğini zira akşama oyunu olduğunu söyledi. Memduh Ün: “Biz sana birincilik versek seçimin sinema mı tiyatro mu olur?” diye sordu. Güney ise tiyatro cevabını vererek çıktı. Daha sonra prodüktörler tiyatro kulisine gelerek neden birinciliği kabul etmediğini sordular. Onlara: “İleride şöhret olduğumda dergi kapağı çocuğusun desinler istemedim. Bir yere varacaksam oyuncu olarak varırım.” cevabını verdi. “Ses”in birinciliğini bir kez daha kabul etmedi ancak daha sonra buna pişman oldu zira dergi, hakkında olumsuz yazılara yer verdi. 

Memduh Ün, Güney'i unutmadı. İlk asi gençlik filmi “Yasak Sokaklar”ı (1965) çekerken ısrarla kendisini çağırdı. Böylece Güney, Yeşilçam'a adım attı. 1969 yılında Amerikalılarla “Paralı Askerler” filmini çekerken tiyatroyu 25 yaşında bıraktı.

İlk Türk televizyon dizisi “Aşk-ı Memnu”da (1975) rol aldı. Müjde Ar'ın Bihter'i canlandırdığı filmde Salih Güney, Behlül idi. Bu rol ile şöhreti başka bir boyuta geçti ve herkes tarafından tanınır oldu. 

Türkiye sağ-sol çatışmaları başladığında yakın arkadaşları Tuncel Kurtiz, Cem Karaca ve Tarık Akan içeri alındı. Kendi adının da listede olduğunu öğrendiğinde askerde idi ve tezkeresini alır almaz yurt dışına gitmeye karar verdi. Önce İsveç’e, sonra İngiltere’ye gitti. 

Bir dönem Amerika'da yaşadı. Burada, 1969 yılında çevirdiği bir film sırasında kendisiyle 5 yıllık kontrat yapmak istendi ancak o sene kızı Ebru dünyaya geldiği için kabul edemedi. 1980 yılında bir arkadaşının vesilesiyle bir prodüktörle tanıştı ve onunla birlikte Universal Stüdyoları’na gitti. Burada at bindi, dalış yaptı, dağa tırmandı; her yeteneğini sergiledi ve çok beğenildi. Warner Brothers’a lanse edildi. Hemen İngilizce öğrenmesinin belirtilmesi üzerine New York’a döndü. Ancak Türkiye'de zaten şöhret olduğu için yeterince hırslanamadı. 

1983 yılında Amerika'dan döndü; dönemin ünlü kadınları Hülya Avşar, Serpil Çakmaklı, Ahu Tuğba, Banu Alkan ile çalıştı. 

Toplamda dört evlilik yaptı, iki kız çocuğu sahibi oldu. 

150'yi aşkın film ve dizide rol aldı. Bazıları şunlardır:

Kelepçeli Bilekler (1965)

İntikam Fırtınası (1966)

Karacaoğlan (1966)

Çıldırtan Arzu (1967)

Sevgili Babam (1969)

Tatlı Sevgilim (1969)

Ah Müjgan Ah (1970)

Pamuk Prenses ve 7 cüceler (1970)

Aşk-ı Memnu (televizyon dizisi, 1975)