Uğur Güçlü

Uğur Güçlü

27 Mayıs 1942 tarihinde, Adana’da doğdu. İlköğrenimini Adana Ziya Paşa İlkokulunda, ortaöğrenimini Tepebağ Ortaokulunda tamamladı. Adana Erkek Lisesinde başlağı lise öğrenimine İstanbul Kabataş Lisesinde devam etti. Daha sonra Beşiktaş’taki Yıldız Teknik Okulunda ve Kadıköy Özel Mühendislik ve Mimarlık Okulunda öğrenimini sürdürdü.

Kendisine, öğrencilikle artistliği bir arada nasıl yürüteceği sorulduğunda mühendis değil, artist olmak istediğini; mühendisliği her zaman yapabileceğini ancak artistliğin belli bir yaştan sonra yapılmasının mümkün olmadığını söyledi. 

En büyük ideali hemşehrisi Yılmaz Güney gibi Türk sinemasında kendine yer edinebilmekti. Ona göre, sinema artisti olmak çok cazip bir şeydi. Milyonlarca insan tarafından tanınmak ve sevilmek, muhakkak ki insanı mutlu yapacak sebeplerin başında gelmekte idi. Şöhret ve servetin insanı -eğer gücü varsa- saadete, mutluluğa götüreceğine inanıyordu. Tüm bu inançla 26 yaşında iken 1968 Ses Dergisi Sinema Artisti Yarışması’nda, Kadir İnanır’ı geride bırakarak birinci oldu.

Yücel Uçanoğlu’nun yönettiği “Yedi Adım Sonra”da (1968) Özcan Tekgül’le kamera karşısına geçti.

Zamanın ünlü atletik jönlerinden geri kalmamak için evde vücut geliştirme egzersizleri, salonlarda karate antrenmanları yaptı. Pek çok başrolde yer aldıktan sonra kariyeri pek umduğu gibi gitmedi, pek fazla ses getirmeyen filmlerde yer aldı.

Bir dönem gazeteler, Uğur Güçlü’nün tutuklandığı haberini yazdı. Evine yemeğe gittiği film prodüktörü, fabrikatör İsak Bernadete’yi ve onun arkadaşı Ali Rıza Boyel’i silahla tehdit etti ve alıkoydu. Uğur Güçlü o sırada çalan telefonu açıp konuşmaya başlayınca onun bir anlık boşluğunda yararlanan İsak Bernadete evden kaçtı ve durumu polise ihbar etti. Güçlü, sorgusunda sarhoş olduğu için tehdidi hatırlamadığını, tabancayı ise Bernadete ile araları açık olduğu için yanına aldığını söyledi.  

Bu olayla birlikte hızlı bir düşüş yaşadı. Zaten az olan film teklifleri tamamen kesildi zira bir yapımcıya silah çekmişti. 

Uğur Güçlü yalnızca sektörde değil, kamuoyu nezdinde de zedelenen imajını tamir etmek maksadıyla sürpriz bir nişan yaptı. “1968 yılından bu yana 26 filmde başrole çıkan tanınmış aktör gönlünü kaptırdığı 25 yaşındaki güzel bir eczacı kızla beklenmedik anda nişanlanmaya karar vermesi, Yeşilçam’da büyük bir sürpriz yarattı.” şeklinde yazılan haber, dikkatleri üzerine çekti. 

Tüm çabalarına rağmen Uğur Güçlü’nün adı bu haberden sonra artık pek duyulmadı. 

1973 yılında rol aldığı tek film Müşerref Tezcan’la birlikte oynadığı “Meryem” oldu. 1974 yılında ise kariyerinin son filmi olan “Yüreğimde Yare Var”ın afişinde ismi, diğer yan rollerde yer alanlardan biraz daha büyük yazılmış olsa da Türkan Şoray ve Hakan Balamir’in başrollerini paylaştığı filmde yalnızca yardımcı oyuncularından biriydi. 

27 Mayıs 1942 tarihinde, Fatih otobüs durağının yakınındaki Kilim Pastanesi’nin önünde, bir kadının kullandığı arabadan açılan yaylım ateşiyle öldürüldü. Arabayı kullanan kadının adı Serpil Yaşar idi. Serpil Yaşar, Uğur Güçlü’nün iki yıldır ayrı yaşadığı karısıydı. 

Toplamda 29 filmde rol aldı. Bazıları şunlardır:

Yaratılan Kadın (1968)

Leylaklar Altında (1968)

Kara Bahtım (1968)

Anadolu Soygunu (1969)

Aşk Sürgünü (1970)

Meryem (1973)

Yüreğimde Yare Var (1974)