Yılmaz Köksal

Yılmaz Köksal

15 Temmuz 1939 tarihinde, Kırşehir’de doğdu. Tophane Sanat Enstitüsünü bitirdi. Gemilerde çalışarak Avrupa’yı dolaştı. 

Türkiye’de karate, judo gibi sporları ilk yapanlar arasında yer aldı. Futbol hariç tüm sporlarla ilgilendi. Eskrim ve bale dersleri de aldı. 

Tunç Başaran’ın sinemaya uyarladığı, Orhan Kemal’in “Murtaza” (1965) eserinde “Dubara” rolünü oynayarak sinema tarihine geçti. Uzun bir süre ikinci derecede rollerde oynadıktan sonra 1970 yılında Çetin İnanç’ın yönettiği “Çeko” filminde başrolde yer aldı.

Kendi ifadesine göre starlık dönemi kısa sürdü. Müstehcen film furyası başladığında bir süre sinemaya ara verdi, senaryolar yazarak geçinmeye çalıştı. Bir dönem, kaset ve plak dükkânı açtı ancak yürütemedi.

“Kesin Dönüş” (1987), “Sevdikten Sonra” (1987), “Yoksullar” (1987), “Yıkılan Yuva” (1987) ve “İspat” (1995) filmlerinin senaryosunu yazdı.

22 Ekim 2015 tarihinde vefat etti. 

240’a yakın filmde rol aldı. Bazıları şunlardır:

Murtaza (1965)

Eceline Susayanlar (1967)

Malkoçoğlu Krallara Karşı (1967)

Osmanlı Kabadayısı (1967)

Hakanlar Savaşı (1968)

Maskeli Beşler (1968)

Gurbet Kuşları (1982)

Kaygısızlar (televizyon dizisi, 1994)

Kahpe Bizans (1999)

Yusuf Yüzlü (televizyon dizisi, 2004)

Adanalı (televizyon dizisi, 2008)

 

Yılmaz Köksal: “Geminin ikinci kaptanı İhsan Çatık, çok muhteşem bir insandı, sanata çok düşkündü. Venedik’te, San Marco Meydanı’nda ‘Aida Operası’na götürdü beni. Hayran kaldım. Sanatçı ateşinin ilk düştüğü yer, San Marco Meydanı’nda o muhteşem dekoruyla izlediğim ‘Aida Operası’dır.”

“Benim hiçbir zaman başrol oynayacağım diye bir kompleksim yoktu. İyi bir karakter oyuncusu olayım, sinemada iyi bir yerim olsun, bunu yapmak istiyordum. Ama öyle durumlar oldu ki ben başrol oynamaya mecbur edildim. Aç kaldım, 7-8 ay kimse bana iş vermedi bir ara. Bazı oyuncular istemiyordu beni sanıyorum. Sonunda öyle bir yerden teklif geldi ki... ‘Çeko’ diye western türü bir hikâye, o dönemde o filmler modaydı. Erman Film’den geldi bu teklif. Bu işsiz kaldığım 7-8 ay içinde boş kalmayayım diye, Ahmet Öztekin adıyla senaryolar satıyordum firmalara. Yılmaz Köksal adıyla yazsam ciddiye almayacaklar düşüncesiyle, edebiyat fakültesinde bir hoca bu diye 2-3 bin liraya senaryo satıyordum. Öyle geçindim o aralar.”