Ahmet Zeki Kocamemi
1900 yılında İstanbul’un Fatih semtinde doğdu. İlköğrenimini Hadika-i Meşferet Mektebinde tamamladı, ortaöğreniminin ardından 1916 yılında Sanayi-i Nefise Mektebine kaydoldu. Önce Hikmet Onat daha sonra İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. 1918 yılında askere gitmek zorunda kalınca öğrenimine bir süre ara verdi, 1919 yılında okula geri döndü ve 1922 yılında mezun oldu. Akademide öğrenci olduğu sırada 2’nci Galatasaray Sergisi’ne katılarak hocalarıyla birlikte eserlerini sergileme olanağı buldu.
Yeni Resim Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alarak; ileride kurulacak olan Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin de ilk temellerini attıysa da cumhuriyet ruhunun heyecanını yansıtan ve sanat ortamına farklı bir soluk kazandırmayı amaçlayan bu girişim, tek bir sergiyle sınırlı kaldı. Topluluk üyelerinin her birinin burslu olarak yurt dışına gitmesiyle son buldu.
1922 yılı Aralık ayında, Türk Ocağı’nın sanatçıya verdiği bursla Münih’e gitti. Ondan birkaç ay önce Münih’e giden Ali Avni Çelebi, Ratip Aşir Acudoğlu ve Kenan Yontuç’un yaptığı gibi, ilk olarak Heinemann’ın özel atölyesinde resim dersleri almaya başladı, yaklaşık bir yıl sonra Münih Güzel Sanatlar Akademisinin sınavlarına katılıp, başarısız olunca bu kez Hans Hofmann’ın özel atölyesinde resim dersleri almaya başladı. Sanat eğitimine Münih’te başlayan Hans Hofmann, modern akımların çeşitlenip biçimlendiği 20. yüzyılın ilk yıllarında Paris’e yerleşti. Henri Matisse ve Robert Delaunay’in sanatlarından etkilendi, kübist ve dışa vurumcu anlayışta eserler üretti. Sanatçının Hofmann atölyesinde gerçekleştirdiği “Saksılı Tabure”, “Poz Veren Çıplak” ve “Otakçılar” adlı çalışmalarından başka, bugün Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesi koleksiyonlarında bulunan 1926 tarihli “Gazete Okuyan Çıplak” adlı deseni de bu dönem çalışmalarının başka bir örneğidir. Kübist ve heykelsi anlayışıyla bu desen, “nü” konusuna ilgisinin de ilk örnekleri arasında yer almaktadır
1928 yılında Trabzon Lisesinde resim öğretmenliğine atandı, yaklaşık bir yıl bu görevde kaldı. Onun lise öğretmenliği döneminde öğrencisi olma şansını yakalayan Bedri Rahmi Eyüpoğlu, hocasıyla ilgili anılarını şöyle ifade etmektedir: “Hiç unutmam ilk derse bir Cezanne kitabı ile girdi. Bize birkaç reprodüksyon göstererek: ‘Bakın çocuklar nasıl dönüyor.’ dedi. Bize ünlü Fransız ressamının anlayışını (çepeçevre dönüyor) diyerek anlatmak istiyordu. Bununla ne demek istediğini daha sonra, lise son sınıf öğrencilerinin oynadıkları Eşber Piyesi için yaptığı dekorları görünce anladık. Tiyatro dekorlarının bel kemiğini kuran kale, burçlar, ağaçlar fırıl fırıl dönüyorlardı. Kocamemi’nin fırçasından çıkan bütün nesnelerin önü, yanları, üstü arkası vardı. Tümü de boşlukta tüm ağırlıklarıyla yer alıyorlardı. Resimde dört başı mamur heykel anlayışına bundan daha güzel örnek olamazdı.”
Sanatçı, yurt gezileri kapsamında 1938 yılında Rize’ye gitti ve daha sonra, yurt gezileri neticesinde toplanan eserlerin Anadolu’da dolaştırılması nedeniyle 1944 yılında Konya’yı ziyaret etti. Bu dönemde yaptığı “Rize’de Çay Ziraatı” adlı resmi, teknik olarak daha çok Cezanne’ın peyzajlarını anımsatmaktadır. Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği ile katıldığı Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde ise “Atatürk’ün Cenaze Töreni” adlı resmiyle birincilik ödülü aldı. Bu resmin arka planında manzara ile perspektifin verilişi ve mekânın kurgulanışı 15. yüzyıl Rönesans sanatçılarının resimlerini anımsatmaktadır.
Müstakiller ile birlikte sergilere katılan sanatçı, 1947 yılında D Grubu’na katıldı. 1951’den 1959’a dek resim yapmaya ara verdi, ölümünden bir süre önce yeniden resme başladı. 3 Mayıs 1959 yılında ani bir rahatsızlık sonucu vefat etti.