Ahmet Kutsi Tecer
(1901 - 23 Temmuz 1967): Şair, yazar. Kudüs’te doğdu. Babası Duyun-ı Umumiye müdürlerinden Abdurrahman Beydir. İlk öğrenimine Kudüs’ta Fransız Frérler Okulunda başladı. Babasının tayini üzerine Kırıklareli’nde öğrenimine devam etti. İstanbul’da Kadıköy Sultanîsini, Halkalı Ziraat Mekteb-i Âlisini (1922) bitirdi. Bir yıl İzmir’de bir çiftlikte ve İzmir Ziraat ve Ticaret Gazetesi’nde çalıştıktan sonra İstanbul Darulfünûnu Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne ve Yüksek Muallim Mektebine girdi. İki yıldan sonra biyoloji eğitimi görmesi için Paris’e gönderildi. Sorbonne Üniversitesinde biyoloji yerine iki yıl felsefe okudu. Türkiye’ye döndükten sonra Edebiyat Fakültesini bitirdi (1929). Ankara Gazi Öğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsünde öğretmenliğe başladı (1930). Aynı Sivas liselerinde edebiyat öğretmenliğine gönderildi. Sivas Millî Eğitim Müdürlüğü (1930-1934), Millî Eğitim Bakanlığı Tedrisat müdürlüğü (1934-1941), Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği (1942) yaptı. Adana (1942-1943) ve Urfa (1942-1946) milletvekili seçildi Paris’te kültür ataşeliğinde bulundu (1949-1951). Galatasaray Lisesinde (1951), İstanbul Konservatuvarında (1953) ders verdi. Güzel Sanatlar Akademisinde estetik, İ. Ü. Gazetecilik Enstitüsünde ve İstanbul Radyosunda folklor okuttu. 1966’da emekliye ayrıldı. İstanbul’da sirozdan öldü. Kabri Zincirlikuyu’dadır.İlk şiirleri ’Gölgesinde Oturduğum Ağaç ve Ben’ Dergâh dergisinde çıktı (1921). 1924-1925 arasında Millî Mecmua’da daha sonra Varlık, Oluş, Yücel, Ülkü, Türk Düşüncesi, Türk Yurdu, Şadırvan dergilerinde şiirlerini yayınladı. Ankara’da Görüş dergisini çıkardı (4 sayı, 1930-1932).
Sivas’ın Ahmet Kutsi Tecer’in hayatında ayrı bir yeri vardır. Soyadını Ruhsatî’nin bir şiirinde geçen ’Tecer Dağı’ndan almıştır. Sivas’ta Anadolu folklorunu keşfetti. İlk defa halk şairleri bayramını düzenledi (1931). Halk Şairlerini Koruma Derneğini korudu. (1932). Ankara’ya Millî Eğitim Bakanlığına gelince Sivas’taki faaliyetlerinden tanıdığı Muzaffer Sarısözen ile Halil Bedii Yönetken’in Devlet Konservatuvarında ve Ankara Radyosunda görev almalarını sağladı. Âşık Veysel’in de elinden tutan Ahmet Kutsi Tecer’dir.
Tecer, ilk şiirlerinde ferdiyetçi idi. Romantik aşkları, yalnızlığı, hüznü işledi. Anadolu’yu tanıdıkça samimî memleket şiirleri yazdı. ’Halk şiirine ve kültürüne dayanmayan şiirler kısa zamanda soluk ve cansız hale gelir’ demiştir. Hecenin Beş Şairi’nden ayrı olarak yazdığı şiirlerinde yenilikleri denedi.
Tiyatro dalında eserler verirken, kendi kültürümüzden örnekler ortaya koymak istemiştir. ’Biz kendi müesseselerimizi Garp sosyetesinin tekâmülü tarihine göre değil, kendi içtimaî şartlarımıza göre, kendi tarihimizin çerçevesi içinde görmeye alışmalıyız.’
Oyunlarında halk tiyatrosu geleneğinden, hak motiflerinden faydalanmıştır.
Eserleri: Şiirler (1932), Bütün Şiirleri (Vecihi Timuroğlu, 1980; Leyla Tecer, 2001). Oyunları: Köşebaşı (1947), Bir Pazar Günü (1959), Koçyiğit Köroğlu (1959; 1969). Yayınlanmayanlar: Satılık Ev (Oyn. 1961), Hakikat (Yüzük Oyunu), Ömür Yolu, Arkadaş Hatırı, Avşarlar, Didonlar, Sunalar, Yazılan Bozulmaz, Kader Yolu (Oyn. 1966). İncelemesi: Köylü Temsilleri (1940), Türk Folklorunda Sosyal Mesele (1969). Diğer eserleri: Sivas Halk Şairleri Bayramı (1932).
Hakkında çalışma: Dr. Mustafa Özbalcı, Ahmet Kutsi Tecer-Şairliği ve Şiirleri Üzerine Bir İnceleme (1998).