Doris Lessing
Doris Lessing (Asıl adıyla Doris May Tayler) 22 Ekim 1919 tarihinde iran’ın Kermanşah şehrinde bir ingiliz koloni subayının ve bir ingiliz hemşirenin kızı olarak dünyaya geldi. Babasının mesleği dolayısiyle ingiliz kolonisi ülkelerde yaşadı. Simbabve’nin başşehri Harare’de bir katolik kız okulunda okudu. Kitaplarına da yansıttığı mutsuz bir çocukluk hayatı yaşadı ve henüz on beş yaşındayken okulunu bıraktı. Eğitim hayatı noktalanan Lessing, kendisine verilmeye çalışılan katı disiplinden sıkıldığı bir anda çareyi kitaplarda buldu. Londra’dan pek çok kitaplar getirtti.Kitap okumaktan büyük bir zevk alıyordu. Kitaplarla örülü dünyasının bu şekilde sürmesini istemeyen annesinin ise baskısı artmıştı. Annesi ile olan anlaşmazlığı bir gün ciddi bir noktaya ulaştı ve evinden ayrılıp annesinin asıl mesleği gibi hemşirelik yapmaya karar verdi. Hemşire olarak çalıştığı iş yerindeki yöneticisi ise Lessing’in yazarlık yaşamına bir başka katkı sağlayacaktı. Yöneticisi Lessing’e okuması için politika ve sosyoloji ile ilgili kitaplar veriyordu.
O zamana kadar daha çok romanlarla haşır neşir olan Lessing bu kez dünya görüşü oluşturmasına katkı sağlayacak kitapları okuyordu. Artık kendisinin de yazabileceğine karar verdi ve hikayeler yazmaya başladı. Cesaretini topladığı bir zamanda da bu yazdıklarını dergilere, gazetelere göndermeye başladı.
iki hikayesi o dönemde Güney Afrika’da yayınlanan dergilerde yayınlandı ve hatta bundan dolayı kendisine telif ücreti bile ödendi. Bu gelişme Lessing’in yazarlık yolunda ilerlemesine teşvik oldu. Düşünce gücü gün geçtikçe artan Lessing, kadın olmanın da güçlüğünü ve kadınlara yönelik bazı ayrımcılığın etkisini daha bir anlamaya başlamıştı.
Dönemin kadınları ikinci plana atan kültürel dokusunu reddediyordu. Biyolojik ve kültürel zorunluluklarla uğraşmaya karar verdi. "Bir kadının evlenmesi ve çocuk sahibi olması onun için ulaşılacak yeterli şeydir" şeklindeki genel inançtan rahatsızlık duyuyordu. Bu düşüncesine rağmen kendisi de henüz 19 yaşındayken bir çiftçi olan Frank Wisdow ile 1938 yılında evlendi, ama 1943 yılında bir erkek ve bir kız çocuğu annesiyken evliliği son buldu. 1945 yılında solcu Alman mültecisi Gottfried Lessing ile evlendi ve bu evliliğinde de bir erkek çocuğu annesiyken 1949 yılında boşandı.
Solcu Kitap Kulübüne katıldı, orada kitap okuma günleri düzenleniyordu, ingiltere’ye gelişinden kısa bir süre sonra ilk romanı olan The Grass is Singing (Afrika Trajedisi) 1949 yılında Londra’da yayınlandı. Küçük bir kasabada dışlanan bir kadının yaşadıklarının anlatıldığı bu ilk eseri birden dikkat çekti. Savaş sonrası yıllarda komünizmin etkisi altında kaldı. Ama 1954’te bu hareketi terketti. Yazdıkları genelde otobiyografiktir ve Afrika’daki kendi yaşadıklarına dayanır. Çocukluk anılarına dönerken sosyal ve politik konulara değinir. Kültür çatışmaları, adaletsizlikler ve ırk ayrımcılığını konu edinir. Bireysel vicdan ile mülk edinme arasındaki ikilemi tartışır. Hikaye ve roman konularının mekanı genellikle Afrika’dır. Güney Afrika’nın siyahları hiçe saymasını ve siyahların beyazlar tarafından nasıl sterelize edilmeye çalışmasını eleştiren bir dille anlatır. Bu nedenle ırkçı politikalar güden Zimbabve ve Güney Afrika tarafından 1956 yılında istenmeyen kişi ilan edilmiştir.
Nobel Edebiyat Ödülü’nü en yaşlı alan edebiyatçı unvanına erişen 88 yaşındaki Doris Lessing, Londra’da mütevazi bir evde yaşamaktadır. Halen her sabah saat beşte kalkıyor, yürüyüşlere çıkıyor, parklarda kuşları yemliyor ve saat dokuzda yazmak için masasının başına oturuyor.
Önemli Eserleri:
The Grass is Singing (Afrika Trajedisi) 1949
The Children of Violence Series (Şiddetin Çocukları) 1951
The Golden Notebook (Altın Not Defteri) 1962
The Good Terrorist (Dişi Terörist) 1985
The Fifth Child (Beşinci Çocuk) 1988
Love, Again (Yine Aşk) 1996
The Sweetest Dream (Tatlı Rüya) 2002