Ferruh Bozbeyli
1927’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, Sıddık Bey ve Firdevs Hanım’ın ilk çocuğu olarak doğdu. Şaziye, Recep, Galip isminde üç kardeşi vardır. Annesi vefat edince babası Hayriye Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Niyazi ve Dilaver isminde iki kardeşi daha oldu.
İlk ve ortaokul eğitimini İslahiye ile İskenderun’da, lise eğitimini ise Antakya’da tamamladı. Annesi vefat edince üzüntüsünden bir yıl okula gitmedi ve bunu ailesinden sakladı. Bir gün babası bu durumu fark etti, Bozbeyli’yi başöğretmene teslim etti ve böylelikle eğitim hayatına geri döndü. Orta ikinci sınıfta okurken babasının tayini İskenderun’a çıktığı için ortaokul ve lise eğitimini burada tamamladı. İsmet İnönü 1942 yılında İskenderun’a geldi ve okuduğu okula ziyarette bulundu. İsmet İnönü ve Bozbeyli arasında bir diyalog yaşandı.
Liseden 1947’de mezun oldu, o dönem üniversiteye gidemedi. Vatani görevini yerine getirmek için askere gitti. Askerden döndükten sonra üniversiteyi okumak istese de babası Sıddık Bey okutacak durumda değildi. O sırada boş kalmamak için İl Özel İdaresi’nde vekâleten köy büro kâtibi olarak göreve başladı, çok az para almaktaydı.
Fatin Baki’nin tavsiyesi ve teşviki üzerine 1949’da İstanbul’a gitti. İlk önce Ankara İlahiyat Fakültesine daha sonrada oradan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırdı. Fatih’te öğrencilerin kaldığı “Tetimme” denilen bir medresede kaldı. Kişilik yapısını ve düşünce hayatını etkileyen bu medrese oldu. Zaten muhafazakâr ve dindar bir aileden geldiğinden dolayı bu medrese onun muhafazakârlığını iyice güçlendirdi.
İstanbul Tramvay İdaresi’nde geçimini sağlayabilecek bir gece işine başladı. İşi, yanmayan sokak lambalarını merkeze bildirmekti. Bu işinden 187 lira maaş almaktaydı ve maaşıyla rahat bir şekilde geçimini sağladı. Bu işi yükseköğretim hayatı boyunca devam ettirdi. O dönemde “Yavuz Sultan Selim Ağlıyor” ve “İngiliz Kemal Lawrance Karşı” adlı filmlerde figüranlık yaptı. Ayrıca bu filmlerden başka birkaç filmde de figüran oldu. Öğrenciliği sırasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanlığı yaptı. Talebe cemiyeti başkanıyken öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bazı isteklerini de yerine getirmeye çalıştı. Öğrenciler üniversitede bir mescit açmak için talepte bulundular. Bozbeyli de o zamanki Hukuk Fakültesi Dekanı Hıfzı Timur’a öğrencilerin bu talebini iletti. Hıfzı Timur’da öğrencilerin bu isteğini kabul edip fakültede boş bir odayı mescit yaptırdı.
1950’ de Fevzi Çakmak vefat ettiğinde, radyolar programlarını değiştirmedi. Müzikler çalmaya devam etti. Bu durum o zamanki Türk gençliğinin Ankara ve İstanbul radyolarının önünde protesto gösterilerinde bulunmasına neden oldu. Bozbeyli de hukuk fakültesi talebe cemiyeti başkanı olarak bu protestocuların öncülerinden birisiydi. Bu olaylardan sonra 15 gün hapis yattı.
Yükseköğretim yaşamında, ilk defa Abdülaziz Bekkine Efendi’nin vaazlarında gördüğü Nurettin Topçu’yu, hemşehrisi Elbistanlı Rahmi Bey vasıtasıyla tanıdı. Nurettin Topçu’ya ilk ziyareti 1950 yılında, Şatır Sokak’taki 9 numaralı evde oldu. Nurettin Topçu’nun konuşmaları kendisini çok etkiledi. Topçu’nun evindeki toplantılar, düşünce dünyasını değiştirip geliştirdi ve ufkunda yeni sayfalar açılmasını sağladı.
İstanbul’da farklı fikir ve sanat insanlarıyla da tanıştı. Bunlar; tarihçi İsmail Hami Danişment, Necip Fazıl Kısakürek, Semiha Ayverdi gibi kişilerdi. Öğrenciliği esnasında Bâb-ı Ali’de gezdiği sırada Garbis Efendi diye bir Ermeni’yle tanıştı. Garbis Efendi Bozbeyli’ye kitap verip onu değişik kitaplar okuması konusunda yönlendiren, Bozbeyli’yi Semiha Ayverdi’yle tanıştıran kişidir.
1953’te kapanan Türk Milliyetçiler Derneği’nin genel başkanlığını Sait Bilgiç ve Nurettin Topçu yaptı. Dernek bünyesinde yapılan konferanslarda, toplantılarda sağ görüşlü aydınlar fikirlerini sundu. Bu fikirlerden en önemlisi ise Ayasofya’nın camiye çevrilmesi gerektiği fikriydi. Bu fikri öne sürenler arasında Bozbeyli de vardı.
Hukuk fakültesini bitirince Ali Fuat Başgil’in asistanlığını yaptı. Onun yanında 10 ay çalıştı. Daha sonra Ali Fuat Başgil’den izin alarak asistanlığı bıraktı. Asistanlığı bıraktıktan sonra avukatlık stajına başladı. Bu arada, staj sırasında herhangi bir paralı işte çalışmak yasak olduğundan İETT’den ayrılmak zorunda kaldı. Stajı yaklaşık bir yıl kadar sürdü ve kendi bürosunu açarak avukatlığa başladı. Onun avukatlık hayatının henüz ikinci yılında kendisinin siyasete girmesine neden olan 27 Mayıs 1960 darbesi gerçekleşti. Bozbeyli’ye göre 27 Mayıs İhtilali, demokrasiye yapılmış bir müdahaleydi. 27 Mayıs’ı bedavadan iktidar olma heveslilerin yaptığı bir harekât olduğunu düşünmekteydi.
Siyasete girmesinde 27 Mayıs sonrasında gerçekleşen Yassıada mahkemeleri bir dönüm noktası oldu. Yassıada mahkemelerinde Osman Turan’ın avukatlığını yaptı. Ayrıca 1959-1963 yılları arasında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Birliği Cemiyeti’nin avukatlık faaliyetini yürüttü. Avukatlık mesleği, siyasete girmesinde etkili oldu. Yassıada duruşmaları onun siyasete girmesini hızlandırdı. Siyasete girmesini fiilî olarak tetikleyen ise Türkiye Yayınevi'nin sahibi Tahsin Demiray’dır. Talebeliği sırasında da bu yayınevini sık sık ziyaret etmekteydi. Bundan dolayı Tahsin Demiray’la arasında bir samimiyet oluştu. Tahsin Demiray’ın tavsiyesini dikkate alarak siyasete girmeye karar verdi.
1961 yılının Ocak ayında Tahsin Demiray, Bozbeyli’yi telefonla aradı ve Ragıp Gümüşpala’nın İzmir’den İstanbul’a parti kurmak için geldiğini ve onun da Sirkeci’de İpek Palas Oteline gelmesini gerektiğini söyledi. Bu otele gelip Gümüşpala ile tanıştı ve yeni partinin kuruluşunda yer aldı. AP’nin 121 kişilik kurucu listesine girdi. İçişleri Bakanlığı bu listenin çok fazla olduğu için kabul etmedi, sadece ilk 11 kişiyi kabul etti. Bu 11 kişi içinde Bozbeyli yoktu. Yine de AP kuruldu ve AP içinde faaliyet göstererek aktif görevlerde yer aldı. Siyasi hayatı boyunca önemli görevlerde bulundu. 1961-1977 arasında XII, XIII, XIV ve XV. Dönemlerde İstanbul milletvekili olarak görev yaptı. Bu süre içinde 1961-1962 Adalet Partisi Meclis Grubu Başkan Vekilliği, 1962-1965 yıllarında 3 dönem TBMM Başkan Vekilliği, 1965-1970 yıllarında üç dönem TBMM Başkanı olarak hizmet verdi. 1970-1978 yılları arasında Demokratik Parti Genel Başkanlığı yaptı.
Aktif siyaseti bırakınca 1978’de Türkiye İş Bankası 54. Genel Kurul Toplantısı’nda yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Onun yönetim kurulu üyesi olması Demirel tarafından eleştirildi. Demirel’in bu konudaki eleştirilerini açıkça ve mertçe ortaya koymaya ve milletvekilliğine başladıkları günden bu yana karşılıklı olarak mal varlığı beyanında bulunmaya davet etti.
1990-1992 yılları Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Siyasi görevleri yanında Türkiye Millî Kültür Vakfı kurucularından olan Bozbeyli, vakfın ilk mütevelli heyeti başkanıydı. Vakıf 1969’da kuruldu. Vakfın kurucu başkanlığını meclis başkanlığından Demokratik Parti Genel Başkanı oluncaya kadar sürdürdü.
TBMM Başkanı iken 41 arkadaşı ile beraber açtığı vakfın kurucu başkanlığını yaptı ve bu görevi meclis başkanlığından istifa edip Demokratik Parti Genel Başkanı oluncaya kadar sürdürdü. Demokratik Parti Genel Başkanı olunca Türkiye Millî Kültür Vakfı’nın başkanlığından ayrıldı, vakıfla alakasını sadece bir kurucu üye olarak sürdürdü.
Yayın Hayatı:
1969 ve 1970 yılları arasında kaleme aldığı meclis tutanaklarından oluşan “Kalkınma ve Planlamada Adalet Partisi”, “Kalkınma Planlamada Diğer Partiler”, “Kalkınma ve Planlamada Cumhuriyet Halk Partisi” adında üç ciltlik kitabı mevcuttur. Bu kitaplarda partilerin, Birinci ve İkinci Beş yıllık Kalkınma Planlarının TBMM’deki yapmış oldukları tartışmaların meclis tutanakları mevcuttur. Kitapta her siyasi parti alfabetik sırasıyla, ayrı bir bölüm oluşturmaktadır. Her bölüm içinde önce Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi’ndeki müzakereleri sonra İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planına ait müzakereler aynı sıra ile yer almaktadır.
Diğer bir kitabı da 1977’de yazdığı “Birinci Cemredir”. Bu kitabında siyasette yaşadığı olayları küçük hikâyecikler şeklinde anlatmaktadır. Bu hikâyeleri anlatmadan önce okuyucuya hikâyeciliğin bir sanat olduğunu, kendisinin de sanat yapmak gibi bir iddiasının olmadığını belirtmektedir. Birinci Cemre adlı kitapta geçen bazı hikâyeler şunlardır: Devlet, Kurbanlıklar, Aklın Yeri, Bir Öğretmenle Sohbet, Emek, Çirkin Yüzlü Adam, Gümüşpala, Bir Olayın İçyüzü, İlk Grup Toplantısı, Af gibi bazı hikâyeler yer almaktadır. Devlet adlı hikâyede, devletin vatandaşına verdiği en değerli hizmetin güven duygusu olduğunu anlatmaktadır.
Birinci Cemre adlı kitabın devamı niteliğinde olan diğer bir kitap da “Alaca Siyaset” adlı kitabıdır. Birinci Cemre adlı kitabındaki hikâyeler “Alaca Siyaset” adlı kitabında da mevcut olsa da “Alaca Siyaset” adlı kitabında farklı hikâyeler de bulunmaktadır. Bu hikâyelerden bazıları şunlardır: Hindistan, Baştakiler, Köy Müzesi, Rusya Gezimizden Bir Sayfa, Burası Fransa, Hicaz Yolculuğu, Şehit.
Kaleme aldığı bu hikâyelerde siyasette yaşadığı olayları anlatarak o döneme tanıklık etmektedir. Bu hikâyelerde, Türk siyasetinde yaşanan olayların, sempatik bir dille anlatılmasının yanında, bir devlet adamının ve tecrübeli bir siyasetçinin bakış açısıyla sunumunu görülmektedir. Alaca Siyaset adlı kitap Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından 2000 yılında yayımlandı. Aynı kitap 2013 Yılında Bilsam Yayınevi tarafından yayımlandı.
Diğer önemli bir kitabı Dergâh Yayınevinden çıkan “Demokratik Sağ” adlı eserdir. Bu kitabı, 1977’de kaleme aldı. Bu kitapta demokratik sağ kavramının ne anlama geldiğini ve demokratik sağın siyasi, sosyal, ekonomik yönleri ele alındı. Ayrıca bu kitapta eğitim ve kalkınma meseleleri, millî savunma ve dış siyaset, demokratik hukuk devlet anlayışı ayrıntılı bir şekilde ele alındı.
21 Ocak 1978’de Türk Millî Kültür Vakfı’nın düzenlediği “Politika Sınavı” adlı bir seminer verdi. Bu seminer, Demokratik Parti’ye gönül vermiş kişilere; hatta bu partiye mensup olmayan tüm vatandaşların bilmesi gereken memleket meselelerini anlatmak için yayımlandı.
“Siyaset Ahlakı ve Toplum” adında bir makale yayımladı. İhsan Dağı ve Fatih Uğur’un Bozbeyli’yle yaptıkları mülakat sonucu kitaplaştırdıkları “Yalnız Demokrat” adlı kitap sadece Bozbeyli’nin hayatı hakkında değil, 1960-1980 dönemi Türk siyasi hayatına ışık tutacak bir hatırat kitabıdır. Yine üç aylık fikir ve kültür dergisi olan Türkiye Günlüğü Dergisi’nde, Mustafa Çalık ve Ahmet Nezihi Turan’ın Bozbeyli ile yaptıkları mülakat da mevcuttur. Ayrıca, Dergâh Yayınlarının çıkardığı “Nurettin Topçu’ya Armağan” adlı kitapta “Hocamız Nurettin Topçu” makalesini kaleme aldı. Hece Dergisi’nde “Nurettin Topçu” adlı makalesini kaleme ele aldı. Yine Türker Alkan’ın kaleme aldığı “Siyasal Ahlak ve Ahlaksızlık” adlı kitapta “Liderler Muhalefette Doğru Söyler, İktidarda Şaşar” adlı politikacılarla ilgili bir makalesi vardır.
28 Temmuz 2019 tarihinde, tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Cenazesi Devlet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kaynak: Mustafa Altunbaş, Ferruh Bozbeyli Ve Siyasi Hayatı, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2015.