Frida Kahlo

6 Temmuz 1907 yılında Meksiko’nun güneyindeki Coyoacán'da doğdu. 6 Temmuz 1907 günü doğmasına rağmen, kendisi doğum tarihini, Meksika Devrimi'nin gerçekleştiği 7 Temmuz 1910 günü olarak ilan etti, yaşamının modern Meksika'nın doğuşuyla başlamış olmasını istedi.

Altı yaşındayken geçirdiği çocuk felcinin sonucu olarak bir bacağı engelli kaldı, kendisine "Tahta Bacak Frida" dendi. Bu engeline rağmen genç kızlık çağında, dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık Okulunda okudu. Bu okul, onu sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlara yönlendirdi. İleride Meksika düşün yaşamının önemli isimleri olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda, Alfonso Villa okul arkadaşları oldu. Okulda, anarşist bir edebiyat grubuna dâhil oldu; güçlü bir kişilik oluşturmaya başladı.

17 Eylül 1925 okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, tramvayın demir çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıktı. Kazadan sonra tüm hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçti; omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acıyla yaşadı, 32 kez ameliyat edildi ve çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı 1954’te kangren yüzünden kesildi.

Kazadan bir ay sonra hastaneden çıktı, ailesinin teşviki ile sıkıntı ve acıdan kaçmak için resim yapmaya başladı. Yatağının tavanındaki aynaya bakarak oto-portreler yaptı. İlk otoportresi, "Kadife Elbiseli Otoportre"dir.

1927 yılı sonunda yürümeye başladı, bu dönemde sanat ve politika çevreleri ile yakınlaşmaya başladı. Kübalı önder Julio Antonio Mella ve fotoğraf sanatçısı Tina Modotti ile tanışıp yakın arkadaş oldu. Birlikte, dönemin sanatçılarının davetlerine, sosyalistlerin tartışmalarına katılmaya başladılar. Resim çizmeye devam eden Kahlo aynı dönemde arkadaşı Tina Modotti aracılığıyla Meksikalı Michelangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile tanıştı ve ona resimlerini gösterdi. Aralarında romantik bir ilişki doğan iki ressam, 21 Ağustos 1929’da evlendiler. Rivera'nın üçüncü eşi oldu. Çiftin, fırtınalı bir evlilik yaşamları oldu. Sağlık sorunları nedeniyle bir çocuğunu aldıran ve art arda iki düşük yaptı, eşinin sadakatsizlikleri nedeniyle 1939 yılında ayrılsalar da 1 sene sonra yeniden evlendiler ve çocukluğunu geçirdiği "Mavi Eve" yerleştiler.

Frida Kahlo’nun 143 resmi vardır; 55 tanesi otoportredir. Yaşamının büyük bir bölümünü yatakta başının üstünde duran, “gündüzlerinin ve gecelerinin celladı” olarak tanımladığı bir aynaya bakarak geçirdiği için sürekli oto-portre çizdi. Resimlerindeki ustalık, Pablo Picasso’ya bile "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz." dedirtti. Kahlo, 1938’de New York’ta sürrealist resmin öncü isimlerinden dostu Andre Breton’un da desteğiyle bir sergi açtı ve bu sergi ona uluslararası ün getirdi. 4 tablosunu aktör Edward G. Robinson’a satarak ilk büyük satışını gerçekleştirdi, resimlerinin yarısı satıldı. Bu başarı üstüne 1939’da Paris’te bir sergi açtı. Paris sergisinde fazla resmi satılmasa da eserleri büyük ilgi topladı; Picasso ve Kandinsky gibi sanatçıların övgüsünü kazandı.

k sık sağlığı bozulan Frida, dayanılmaz acılarla başa çıkmak için bütün gücüyle resim yaptı; yalnız ülkesinde değil, Amerika ve Fransa’da sergiler açtı. 1938’de New York’ta açtığı sergi ona büyük ün getirdi. 1943'te La Esmeralda adlı yeni bir sanat okulunda öğretim üyeliğine başladı, sağlık durumu kötüleşmesine rağmen ders vermeyi on yıl boyunca sürdürdü. Sağlık koşulları nedeniyle Mexico City'e gidemediğinden, derslerini evinde veriyordu. Öğrencilerine "Los Fridos" (Frida öğrencileri) denildi. 1948'de Meksika Komünist Partisi'ne katılmak için başvurdu ve başvurusu kabul edildi.

1950'de omurgasındaki sorunlar nedeniyle hastaneye kaldırıldı ve 9 ay hastanede kaldı. 1953 yılı Nisan ayında Mexico City’de bir kişisel sergi açtı.

13 Temmuz 1954’te, akciğer yetmezliği nedeniyle vefat etti.