Keçecizade Fuad Paşa

Keçecizade Fuad Paşa

Asıl adı Mehmed Fuaddır. 17 Ocak 1815te, İstanbulda doğdu. Babası, ünlü şair Keçecizade İzzet Molladır.

Arapça ve Farsça öğrendi. Mekteb-i Tıbbiyyeye girdi. Okulun eğitim dili Fransızca olduğundan, Fransızcayı da öğrendi. Tıbbiyeden doktor yüzbaşı olarak mezun oldu. Vali Çengeloğlu Tahir Paşayla beraber Trablusgarpa gitti. Dönüşte Babıali Tercüme Kalemine girdi. 1839da buranın mütercim-i evveli oldu. Ardından sefaret başkatibi sıfatıyla Londraya gitti.

Daha tecrübeli olarak yurda döndü. İspanya Kraliçesi Elizabethe, Abdülmecidin cevabını götürmek ve iki devlet arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek için 1844te Madride gönderildi. İspanya ve Portekizde bir yıldan fazla kaldı. Sonra yurda tekrar dönerek 1845te Divan-ı Hümayun tercümanlığına, 1847de Divan-ı Hümayun âmedciliğine tayin edildi. Romatizma tedavisi için Bursaya giderken, Cevdet Paşayı da beraberinde götürdü. Bursa’da Kavaid-i Osmaniyyeyi ve Şirket-i Hayriyyenin nizamname layihasını yazdı. 1850 ortalarında teşkil edilen Encümen-i Danişe sadaret müsteşarı sıfatıyla üye yapıldı. 6 Nisan 1852de Mısıra gitti. Mısırın 60.000 kese olan yıllık vergisini 80.000 keseye çıkardı. Mısırdan dönünce Hariciye Nazırı yapıldı. Meclis-i Âlî-i Tanzimata üye tayin edildi. İstanbula dönünce bu meclisin başkanı oldu.

Fuad Paşa nazırlığı sırasında Lübnan meselesine yöneldi. Fuad Paşa delege olarak Lübnana gönderildi. 3000 askerle birlikte 1860ta Beyruta vardı. Fuad Paşa önce Şam sorunuyla ilgilendi. Şam olayına karışan 167 kişiyi idam ettirdi. Fransızların işine karışmaması için Şam Valisi Müşir Ahmed Paşayı ve maiyetindekileri kurşuna dizdirdi. Suçlu Dürzî reislerinin beklenmeyen bir zamanda teslim olmaları, Fuad Paşanın işini kolaylaştırdı. Uzun süren müzakerelerden sonra, Haziran 1861de imzalanan anlaşma gereğince Fransızlar Cebelilübnanı boşalttı ve Suriye yarım asır daha Osmanlı yönetiminde kaldı.

Abdülaziz tahta geçince, Meclis-i Vâlâ ile Meclis-i Âlî-yi Tanzimatı birleştirdi. Fuad Paşa Temmuz 1861de bu meclisin reisi oldu. İlk iş olarak, çökmüş olan maliyenin düzeltilmesi için alınmasını gereken tedbirleri Padişaha rapor olarak sundu. Fuad Paşa, Hazinenin kontrolünü bizzat üstlendi. Kâğıt para tedavülden kaldırıldı. Fakat gelirler artırılamadığı için dengeli bir bütçe kurulamadı. Maliyenin düzeltememesi ve Rumelide yayılan milliyetçi fikirlerin durumu daha da ağırlaştırması üzerine Fuad Paşa Ocak 1863te sadaretten ayrıldı. Abdülazizin ısrarıyla, istifasından bir hafta sonra Meclis-i Vâlâ-yi Ahkâm-ı Adliyye reisliğine getirildi. Şubat 1863te serasker yapıldı.

Fuad Paşa, Abdülazizin Nisan-Mayıs 1863teki Mısır seyahatinde yanında bulundu. Mayıs 1863te Osmanlı tarihinde ilk defa olarak yâver-i ekrem unvanını aldı. Haziran 1863te, seraskerlik uhdesinde kalmak üzere ikinci kez sadrazam oldu. Haziran 1866da görevden alındı. Şubat 1867de beşinci kez Hariciye nazırlığına getirildi ve bu sıfatla, Abdülazizin Fransa ve İngiltereye yaptığı seyahatte yanında bulundu.

Bu seyahat süresince, kalbinden rahatsız olan Fuad Paşanın hastalığını arttı. Doktorların tavsiyesine uyarak 1868de Nice şehrine istirahat etmeye gitti ve 12 Şubat 1869da orada öldü.

Fuad Paşa Tanzimat devrinin üç önemli şahsiyetinden biridir. Mustafa Reşid Paşa İngiliz taraftarı, Ali ve Fuad Paşalar Fransız taraftarı olarak tanındı. Fakat Fuad Paşa tamamen Fransız odaklı bir politika takip etmedi. Osmanlı Devletinin milliyetçilik yüzünden parçalanacağından korktu; bu bakımdan Avrupadaki milliyet cereyanlarını çok yakından takip etti. Gayrimüslim tebaaya eşit muamele edilmesi hâlinde milliyetçi ayrılıkçığın önlenebileceğini savundu. Fuad Paşa Osmanlıda, eyalet teşkilatı yerine geniş yetkili valilerle idare edilen vilayet teşkilatını kurdu. İstanbulda Divanyolu genişletildi; Galatasaray Lisesi ve Darülfünun kuruldu.