Leyla Gencer
Leyla Gencer, "Ayşe Leyla Çeyrekgil" (d. 10 Ekim 1928, İstanbul, ö. 10 Mayıs 2008, Milano ) Türk-Leh Opera sanatçısı. Dünya opera tarihinin en büyük sopranolarından birisiydi.
Batı ülkelerinde La Diva Turca, "La Gencer", "La Regina" olarak ün yapan; Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicagoda sanatını dinleten; Lucianın, Normanın, Lady Macbethin, Queen Elizabethin, Filoria Toscanın, Lucrezianın, Madam Butterflyın, Alcestenin, Aidanın, Violettanın, Leonoranın "Leyla la Turca"sı soprano Leyla Gencer, hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmış sanatçıların başında gelir. Onun opera repertuarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamıştır.
Doğumu ve ailesi
Polonezköy’de doğan Gencer’in annesi Polonyalı aristokrat bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska (eşinin ölümünden sonra Müslüman olup Atiye adını almışıtr), babası Safranbolulu köklü bir ailenin oğlu olan Hasanzade İbrahim Bey’dir (sonradan Çeyrekgil soyadını aldı). Leyla Gencer’in babası İbrahim Bey, ağabeyi Hüseyin Çeyrekgil ile çiftçilik, balıkçılık, taşımacılık ve Çubuklu suyunun işletmesini yapıyordu; ayrıca Lale Sinemasının işletmesini üstlenmişti ve Karaköyde hanları bulunuyordu. Leyla, babasını genç yaşta kaybetti. 1946’da bankacı İbrahim Gencer ile evlendi.
Eğitimi
Leyla Gencer, İstanbul İtalyan Lisesi’ni bitirdi ve bir süre İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda şan eğitimi aldı. Konservatuarda, Fransa’nın önde gelen hocalarından Reine Gelenbevi, ünlü orkestra şefi Muhittin Sadak ve besteci Cemal Reşit Rey’in öğrencisi oldu. Ankara Devlet Konservatuarı’nda ders vermek üzere Türkiye’ye gelen ünlü İtalyan soprano Giannia Arangi Lombardi ile tanıştıktan sonra İstanbul’daki konservatuar eğitimini yarıda bırakarak çalışmalarını Ankara’da onun özel öğrencisi olarak sürdürdü. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun (opera da tiyatroya bağlı idi) korosuna girdi. Hocası Arangi Lombardi, bir yıl sonra kızını ziyaret için gittiği İtalya’da hastalanarak hayatını yitirince çalışmalarını İtalyan tenor Apollo Granforte ile sürdürdü.
Opera kariyeri
Leyla Gencer, Devlet Tiyatroları Ankara Operası’nda korist olarak görev yapmaktayen Ankara’ya geldiği yıl (1950’de) sahnelenmeye başlayan Cavallerina rusticana operasında Santuazza rolü ona verildi, Gencer’in opera kariyeri bu rolle başladı.
Leyla Gencer, Ankara Devlet Operası’nda görev yaptığı 1950-1958 yılları arasında devlet konuklarına verilen resitallerde en çok görev alan sanatçılardan oldu. ABD devlet başkanlarından Harry S. Truman, Dwight Eisenhower, Yugoslavya’nın kurucusu Mareşal Tito, İran Şahı Rıza Pehlevi ve eşi Prenses Süreyya, Ürdün Kralı Hüseyin, huzurunda resitaller verdiği devlet konuklarındandır.
İlk defa 1953 yılında, Türkiye ile İtalya arasında imzalanan Kültür Anlaşması çerçevesinde bir radyo konseri vermek için Roma’ya gitti. Bu konserin başarısı üzerine Napoli Yaz Festivali’nde sahnelenen Cavelleria rusticana operası’nda başrol üstlenmek fırsatını elde etti. Bir sonraki sezon Napoli’nin ünlü San Carlo Operası’nda Eugenio Onegin ve Madam Butterfly operalarında başrol oynama teklifi aldı. Leyla Gencer’in uluslararası platformdaki opera serüveni böylece başladı, Madam Butterfly operasındaki başarısı ile Napolillerin sevgisini kazanan Gencer, Napolili Türk olarak anılmaya başladı. Bu başarı bir sonraki sezon San Carlo Operası’nda sahnelenen La Traviatadaki Violetta rolü ile sürmüştü. Sanatçı "La Traviata"’yı Palermo, Trieste, Ankara, Torino, Varşova, Poznan, Lodzi Krakov’da, Viyana Devlet Operası’nda Herbert von Karajan yönetiminde, San Francisco ve Philadelphia’da, Moskova ve Leningrad’da seslendirdi. 1956’da San Francisco operasında San Francesca da Rimini operasında son anda oynayamayacağını bildiren ünlü soprano Renata Tebaldi’nin yerine başrolü seslendirdi. Eserin San Francisco ve Los Angeles temsillerinden sonra San Francisco operası ile kontrat imzaladı.
1957 sezonunda San Fransicso Operası’nda sahnelenen La Traviata operasında başrolü Leyla Gencer, Lucia di Lammermoor operasında ise dünyaca ünlü soprano Maria Callas üstlenmişti. Callas’ın gelmemesi üzerine Lucia rolünü de Gencer üstlendi ve büyük başarı kazandı. O günden başlayarak ABD’de sayısız opera temsili, resital, konser gerçekleştirdi.
26 Ocak 1957 gecesi Leyla Gencer, kendisine koyduğu Milano’nun ünlü La Scala Tiyatrosu’nda sahneye çıkma hedefine ilk defa ulaştı. Fransız besteci Francis Poulenc’in Carmelit’lerin Diyaloğu eserinin dünyadaki ilk temsilinde başrolü (Lidoine-başrahibe) oynadı. Scala’daki ilk sahneye çıkışından sonra Gencer, 18 Şubat 1957’de tüm zamanların en büyük orkestra şefi kabul edilen ve kısa bir süre önce ABD’de hayatını kaybeden Arturo Toscanini için Milano’nun Duomo di Milano Katedralı’nda düzenlenen görkemli cenaze töreninde Verdi’nin Requiem’i seslendirilirken soprano partisini başarıyla söyledi. Bu başarının ardında La Scala Operası’nın Köln Operası’nın açılışı nedeniyle düzenlediği turnede Verdi’nin Kaderin gücü adlı eserinde başrol oynadı. 1958’de Pizzetti’nin dünyada ilk gösterimi gerçekleşen Katedral’de Cinayet adlı eserinde başrahibe rolünü, ardından Boito’nun az bilinen Mefistofele operasında Margherita rolünü üstlendi.
Gencer, 1958 yılında kontratı feshedilinceye kadar yurtdışındaki operalarda Ankara Devlet Operası Sanatçısı sıfatıyla rol aldı. 1958’de görevine son verildikten bir süre sonra Milano’ya yerleşti. 1958’de İtalyan Radyosu’nda Donizetti’nin "Anna Bolena" operası Leyla Gencer’in yorumuyla yayımlanmıştı (Bu yayım, 1980’de plak olarak piyasaya çıktı). Bu yorumun başarısı üzerine ünlü orkestra şefi Vittorio Gui şefliğini yaptığı 3 ayrı eserde, 3 ayrı kentte (Palermo, Floransa Roma Operaları) başrol teklif etti. Gencer böylece 1959 yılı Floransa Festivali’nin açılışında Verdi’nin 1849’dan beri hiç sahnelenmemiş "Legnano Savaşı" adlı eserinde başrolü oynadı. Bunu, Palermo’da Verdi’nin "Macbecth" Operası, Roma’da Mozart’ın "Don Giovanni" Operası’nı seslendirdi.
Gencer, 1960’larda mesleğinin doruğuna çıktı. Hiç bilinmeyen operaları seslendirmeyi sürdürdü. 1963’te Verdi’nin unutulmuş operası "Kudüs"te başrol Elena’yı oynadı. Bunu Donizetti’nin hiç bilinmeyen operası "Robert Devereux"daki Kraliçe Elizabeth rolü ve Bellini’nin 130 yıldır sahnelenmeyen "Beatrice di Tanda" operası takip etti.
1985 yılında sahneye veda eden sanatçı, 1983-1988 yılları arasında As. Li. Co.nun genel sanat yönetmenliğini yürüttü, 1997-1998 arasında La Scala korosunun genç sanatçılar okulunda yöneticilik yaptı, vefatına kadar La Scala Tiyatrosu’nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini yapmaktaydı. Gencer, aynı zamanda opera yorumu üzerine dersler vermeye devam ediyordu. Uluslararası yarışmalarda seçiciler kurulu üyelikleri yapan, festivallere, seminer ve konferanslara katılan Leyla Gencer, İstanbulda kendi adını taşıyan Uluslararası Şan Yarışmasının kurucusudur. Yarışma, 1996 yılından beri düzenlenmektedir.
Leyla Gencer, 1988 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanıyla onurlandırıldı.
2004 yılında Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından 1000 yılın Türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 TL değerinde 0.999 ayar gümüş hatıra para basıldı.
Vefatı
10 Mayıs 2008’de Milano’daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti. Leyla Gencerin cenazesi 12 Mayıs günü Milanoda La Scala Operasının Santa Babila Kilisesinde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. Leyla Gencerin külleri daha sonra İstanbula getirildi. Kendi vasiyeti gereği küller, 16 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına döküldü[2]. Törende, Mozart’ın Requiem’inden "Lacrimosa" ile Ahmed Adnan Saygun’un "Yunus Emre Oratoryosu"’nun 5, 12 ve 13. bölümleri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirildi.
İstanbul Kültür Sanat Vakfının yeni yapılmakta olan merkezinde sanatçının vasiyeti üzerine bir "Leyla Gencer Müzesi" oluşturulacak.