Salvador Allende
Salvador Allende Gossens (d. 26 Haziran 1908, Valparaiso, Şili - ö. 11 Eylül 1973), Şilili devlet adamı ve Batılı devletlerde serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist devlet başkanıdır. Ne var ki işçi sınıfının egemenliğinde bir cumhuriyet kurma amacını gerçekleştiremedi. Göreve başladıktan üç yıl sonra askerler, onun başkanlığını sürdürdüğü sosyalist iktidarı bir darbe ile ortadan kaldırdı.
Burjuva bir ailenin oğlu olan Allende, liseyi bitirdikten sonra doğduğu kent olan Valparaiso´da tıp eğitimi gördü. Solcu politik gruplarda çalışarak kısa zamanda öğrenci liderliğine yükseldi. Diktatör Carlos İbanez´e karşı mücadelesinden dolayı tutuklandı ve 1932´de tıp diplomasını aldıktan sonra üniversiteden uzaklaştırıldı. Bir yıl sonra tanınmış birkaç solcuyla birlikte Komünist Parti´nin Marksist alternatifi olarak gördüğü Partido Socialista´yı (Sosyalist Parti) kurdu.
1937´den başlayarak milletvekili olan Allende, devletin çeşitli sağlık kurumlarında çalıştı ve Valparaiso Üniversitesi´nde öğretim üyeliği yaptı. Halk Cephesi Hükümeti´nin başkanı olan Pedro Aguirre Cerda, Allende´yi 1939´da Sağlık Bakanlığı’na atadı. Allende´nin sosyal düzeyi düşük olanlara karşı özel bir ilgi göstermesi, Yoksulların Başkanı olarak adlandırılmasını sağladı. 1943´te Sosyalist Parti Genel Sekreterliği’ne seçildi ve bunun ardından sağlık alanında çeşitli kamusal ve siyasal görevler üstlendi. Bunun yanı sıra ülkesinin sosyal yasalarının çıkarılması yönünde etkin bir rol oynadı.
Allende, toplumun alt tabakalarına ilişkin sosyal çalışmalarından dolayı kazandığı popülerliliği 1952´deki başkan seçimlerinde kullanmak istedi. Birkaç solcu partiyi birleştirerek Frente del Pueblo´yu (Halk Cephesi) kurdu ve bu partinin adayı oldu. Ne var ki ancak 60.000 oy alabildi. Bu başarısızlığın sonucu olarak, sonraki yıllarda giderek daha çok partiyi Halk Cephesine katmaya çalıştı.
4 eylül 1970´te Sosyalistler, Komünistler, Liberaller ve Hıristiyan Demokratlardan ayrılmış olanların birleşmesiyle kurduğu Unidad Popular´ın (Halk Birliği) adayı oldu. 1952, 1958, 1964´ten sonraki bu dördüncü girişiminde, 1967´den beri Senato Başkanı olan Allende mutlak çoğunluğu (oyların % 36, 3´ü) kazandı. Altı hafta sonra hedefine ulaşarak Başkanlık Sarayı’na taşındı. Hükümetteki Hıristiyan Demokrat Partisi´nin oylarını; demokratik hukuk devleti, ayrıca parti, toplantı ve basın özgürlüğünden yana tavrıyla toplayabildi.
Allende, Şili´yi sosyalist bir topluma yani İşçi Sınıfının Cumhuriyeti´ne dönüştürmek istedi. Mallara el koyarak ve mülkü dağıtarak büyük sosyal farklılıklara karşı savaştı.15 yaşından küçük çocuklara, gebe ve emziren annelere parasız olarak günde yarım litre süt dağıttı. En düşük gelirleri üçte iki oranında yükseltti, buna karşılık devlet memurlarının ücretlerine bir üst sınır koydu.
Yabancı işletmeleri devletleştirmesi, birinci derecede, hemen hemen tümüyle ABD´lilere ait olan bakır madenlerine yönelikti. 1970 Kasım´ında Küba ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması, ABD ile ayrıca bir sürtüşme nedeni oldu.
Allende’nin sosyal ve politik girişimlerinin başlangıçtaki başarılarına karşın önemli ekonomik sorunlar ortaya çıktı. Bir yıl önce devletleştirmeyi oybirliğiyle kabul etmiş olan muhafazakar muhalefet, ABD´nin baskısıyla 1972 Şubat´ında danışma koşulunu koydu ve Allende bundan sonraki devletleştirme işlemlerinde Parlamento´nun iznini almak zorunda kaldığından politikasını sürdüremedi.
1973´ün ortasından sonra sağdan ve soldan gelen terör, iç politikadaki dengeyi bozdu. Ayrıca zırhlı bir birliğin darbe girişimi, Allende´nin 1972 güzünde hükümete ortak ettiği ordunun da artık onu tam olarak desteklemediğini kanıtladı. 1973 Haziran´ının sonunda Parlamentonun çoğunluğu Allende´nin rejimini yasa dışı ilan etti ve kendisini anayasayı birkaç kez ihlal etmekle suçladı.
1973 Ağustos´unun sonunda Allende tarafından silahlı kuvvetlerin başkomutanlığına getirilen General Augusto Pinochet ülkenin karışık durumundan yararlanarak 11 Eylül 1973 tarihinde bir darbe girişiminde bulundu. Bunu yaparken CIA´nin (Amerikan Merkezi Haber Alma Servisi) yoğun desteğini gördü.
Başkanlık Sarayı yapılan saldırılarda, Allende etrafındaki korumaları ve yandaşlarıyla birlikte parlamentoda öldürüldü. Pinochet anayasayı geçersiz kılarak askeri bir diktatörlük kurdu.