Yezid Bin Muaviye
642 yılında Şam’da doğmuştur. Halef tayin edilmek suretiyle İslam tarihinde halifelik görevini üstlenen ilk kişidir. Çocukluk ve gençlik yıllarını, babasının vali ve daha sonra halife olarak bulunduğu Şam’da geçirmiştir. Sanata olan ilgisiyle de tanınan Yezid, babası tarafından veliaht tayin edildikten sonra, halkın kendisine sempati göstermesi amacıyla İstanbul’u fethe giden ordu içinde de görev almıştır. 669 yılının ilkbahar aylarında, İstanbul’u işgal eden kuvvetlere takviye götürdü. Bütün yaz boyunca devam eden ve bir netice vermeyen kuşatmadan, kışın yaklaşmasıyla vazgeçilerek geri dönüldü. Babası Muâviye, 23 Ağustos 673’te Yezid’i veliahtı olarak tayin ettiğini açıkladı. Yezid’in halife olarak tayin edilmesi İslam tarihinin en ızdıraplı sahnelerinin yaşanmasına neden oldu. Yezid’e biat etmeleri için Mekke ve Medine dışındaki vilayetlerin ileri gelenlerini kendi sağlığında Yezid’e biat ettiren Muaviye, Medine’de bulunan Hz. Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zübeyir’i ikna edemedi. Buna rağmen kararında ısrar etti. Hz. Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zübeyir’i de ikna etmek için 1. 000 kişilik bir süvârî kuvveti ile Medine’ye gitti. Burada halkı tehdit ederek oğlunun veliahtlığını kabul ettirdi. Hz. Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zübeyir ise Mekke’ye giderek Muaviye’nin baskısından kaçmak istediler. Muaviye, arkalarından Mekke’ye de ulaştı. Ancak yine de biatlarını alamadı.
Kerbela Şehitlerinin Katili Oldu
Babasının 680 yılının Nisan ayında vefat etmesi üzerine, Yezid, Medine Valisi Velid b. Utbe b. Süfyan’a mektup yazarak Hz. Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zübeyir’den zor kullanarak biat almasını istedi. Bu esnada muhalefetin merkezi haline gelen Küfe’nin ileri gelenleri Hz. Hüseyin’i şehirlerine davet ettiler. Kendisine gelen daveti dikkate alan Hz. Hüseyin, amcasının oğlu Müslim b. Akil’i uygun bir ortam hazırlaması amacıyla Kufe’ye gönderdi. Günümüzde Necef olarak bilinen Küfe şehrinin valisi Nu’man b. Beşir el-Ensâri, Müslim b. Akil’in Hz. Hüseyin adına biat alması için uygun ortam oluşturdu. Durumu haber alan Yezid, Kufe valisi Numan b. Beşir’in yerine Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyad’ı valilik görevine getirdi. Ubeydullah b. Ziyad’ın Kufe valisi olmasıyla birlikte şehrin ortamı gerginleşti. Ubeydullah b. Ziyad, ilk iş olarak Hz. Hüseyin’in amcasının oğlu Müslim b. Akil’i idam ettirdi. Ancak, Hz. Hüseyin amcasının oğlunun idamından habersiz bir şekilde Mekke’den yola çıkarak eşleri, çocukları ve Haşimoğulları kabilesinden çok sayıda yakını ile Kufe’ye doğru ilerliyordu. Yolda durumu haber alsa da geri dönecek durumu yoktu. Bu nedenle Kerbela mevkiinde konakladı. Vali Ubeydullah b. Ziyad, Hz. Hüseyin’i Kufe’ye ulaştırmamak üzere emir almıştı. Bu nedenle emrindeki 1. 000 kişilik kuvvet ile Hz. Hüseyin ve maiyetindekileri Fırat Nehri kıyısında sıkıştırdı. Her yıl Kerbela Günü olarak anılan 10 Ekim 680 Cuma günü İslam tarihinin en elim katliamı yaşandı. Hz. Hüseyin ve yakınlarının tamamına yakını Kerbela’da katledildi. Müslümanlar arasında duygusal kopuşa ve itikadi ayrışmaya neden olan bu feci olay sonrasında Yezid, halk nezdinde otoritesini pekiştirdi. Ancak, yaşanan bu facia, Hz. Ali ve evlatlarına karşı sevgi besleyen kitlelerin nefretini körükledi. Müslümanları Sünni ve Şii olmak üzere iki topluluğa ayıran bu fecaat yüzünden başlatılan isyanlar Emeviler’in yıkılışının önemli sebeplerinden biri oldu.
Muhalefetin Lideri Abdullah b. Zübeyir Oldu
İslam’ın doğduğu şehir Muaviye döneminden itibaren kıyı şehri muamelesi görmeye başlamıştı. Bu durum Yezid döneminde cezalandırma boyutuna ulaştı. Devlet gelirlerinden yeteri kadar pay alınmadığından şehirde geçim zorluğu başgösterdi. Yaşanan bu gerçeklik halkın Emevilere duyduğu nefreti iyice körükledi. Abdullah b. Zübeyir insanlardaki bu duyguların tercümanlığını üstlendi. Muhalefetini Mekke’den sürdüren Abdullah b. Zübeyir, kendisine biat etmek isteyenlere açıktan izin vermedi. Buna karşılık Yezid’in atadığı Mekke valisinin namazda imamlık etmesine mâni olunca, Yezid’in öfkesini iyice üzerine çekti. Yezid, Medine valisi Amr b. Said’i, Abdullah b. Zübeyir’i ele geçirmek üzere Mekke üzerine gönderdi. Said, kardeşi Amr’ın yönetimindeki bir kuvveti Mekke’ye gönderdi. Ancak burada âni bir saldırıya uğrayarak kuvvetleri dağıldı ve kendisi de 681 yılında yakalanarak hapsedildi. Bunun üzerine, Medine valisi Said, ensâr ve muhacirine mensup, şehrin ileri gelenlerinden bir heyeti Şam’a gönderdi. Said, Yezid’in bu heyeti para ile satın alacağını ümit ediyordu. Ancak durum onun umduğu gibi olmadı. Yezid, heyeti iyi karşılayıp kendilerine bol hediyeler verse de heyet, Medine’ye dönünce, Yezid’in, eğlenceye ve içkiye düşkün bir hayat sürdüğünü anlattı. Onun bu özelliği Medinelilerin öfkesini daha da artırdı. Bunun üzerine daha önce kılıç zoruyla biat eden Medineliler, biatlarını geri aldıklarını açıkladılar. Otoritesinin sarsılmasına tahammül edemeyen Yezid, Medinelilere ders vermek için Suriyeli askerlerden oluşan 12 bin kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdü ve 26 Ağustos 683’te Harre mevkiinde başlayan ve üç gün süren savaşta, içlerinde Hudeybiye Anlaşmasına tanıklık eden 80 sahabe başta olmak üzere, yüzlerce Müslümanı şehit etti. Aynı şekilde şehir üç gün süreyle yağmalandı ve kadınlara tecavüz edildi. Ardından aynı kuvvetlerle Mekke üzerine yürüdü. Kuşatmada kullanılan mancınıklarla şehir bombardıman edildi. Mancınıklarla aynı zamanda yanan maddeler de atıldı. Yanıcı maddelerden biri 31 Ekim 683’te Kabe’nin tahta payandalarına isabet ederek yanıp yıkılmasına neden oldu. Aynı yangında Haccerrülesved taşı yanarak üç parçaya ayrıldı. Kuşatma, Yezid’in 11 Kasım 683 tarihinde Huvvarin’de vefat ettiği haberinin 26 Kasım’da Mekke’ye ulaşması üzerine kaldırıldı.
Bu Dönemde Fetihler Durdu
Yezid’in üç yıl süren halifeliği sırasında Kuzey Afrika dışında fetihler durdu. Kuzey Afrika’daki fetihlerde ise 682 yılında Kuzey Afrika valiliğine tayin edilen Ukbe b. Nafi vasıtasıyla oldu. Ukbe, İfrikiye’deki Kayravan’ı yeniden tahkim ederek askeri bir üs hâline getirdikten sonra sefere çıkıp, Zâb ve Tâhart’ta karşılaştığı Bizans-Berberî kuvvetlerini yendi. Buradan hareketle Tanca’dan başlayarak Atlas Okyanusu sâhillerine kadar uzanan coğrafyayı Emevi topraklarına kattı. Ancak lojistik üssünden uzaklaşmanın büyük bir hata olduğunu Tubna’da anladı. Burada yapılan savaşta Berberilerin desteğini alan Bizans kuvvetlerine yenilerek şehit düştü. İslam tarihinin bir çok ilkine Emevi döneminde imza atılmıştır. Kendilerini Allah’ın yeryüzündeki halifesi ilan ederek neredeyse peygambere eş gören Emevi halifeleri içinde şarap içen ilk halife Yezid olmuştur. Bu sebeple kendisine, Yezid El Hamr denilmiştir. Kerbela’da Hz. Muhammed’in soyuna kılıç çekmesi nedeniyle tarih boyunca hiçbir Müslümana adı verilmeyen Yezid, İslam tarihinin en karanlık sayfalarında yer almıştır.
Kaynak: Emeviler ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2016