Ayetullah Humeyni

Ayetullah Humeyni

1902 yılı Eylül ayında doğdu. Ayetullah Seyyid Ruhullah Musavi Humeyni, 5 aylıkken babası yerel bir toprak ağasının buyruğuyla öldürüldü. 15 yaşında kendisini büyüten annesi ve halası ölünce kimsesiz kaldı. Çeşitli medreselerde öğrenim gördü. 1922 yılında Kum kentine yerleşti. 1930 yılında doğduğu kentin anısına Humeyni soyadını aldı. Kelam, fıkıh ve öteki İslam bilimleriyle ilgili çok sayıda eser kaleme aldı. 1929 yılında Betül Sakafi Humeyni ile evlendi. Evlendiğinde kendisi 27, Betül Sakafi Humeyni 11 yaşındaydı. Yedi çocukları oldu, bunlardan ikisi hayatını kaybetti.

Humeyni, İslam bilimleriyle ilgili eserlerinden çok, Rıza Şah Pehlevi’ye karşı açıkça tutum alması, Batı nüfuzuna karşı çıkması ve İslamın saflığını uzlaşmaz biçimde savunmasıyla ülke içinde yandaş kazanmaya başladı. 1950’lerde ayetullah, 1960’ların başlarında da büyük ayetullah unvanını alarak Şii molla hiyerarşisinin en üst katına yükseldi.
Humeyni, 1962-63’te şahın toprak reformu programı, çerçevesinde bazı dini vakıfların mülklerine el konulmasına muhalefet ettiği için tutuklandı. Bunun üzerine hükümet karşıtı hareketler patlak verdi. Humeyni bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 4 Kasım 1964’te sürgün edildi..

Kısa bir süre Türkiye’de (1964 yılında Bursa’da) kaldıktan sonra, Irak’ın Şiilerce kutsal sayılan Necef kentine yerleşti. Şahın devrilmesi ve İran’da bir İslam cumhuriyeti kurulması yönündeki çağrılarını oradan sürdürdü. Şah rejiminin halkta uyandırdığı hoşnutsuzluğun tırmanmasıyla 1970’lern ortalarında Humeyni’nin İran içindeki etkisi gitgide artmaya başladı. 6 Ekim 1978 tarihinde Irak lideri Saddam Hüseyin Irak’ı terk etmesini isteyince, Fransa’ya gitti. Paris’in bir banliyösü olan Neauphle-le-Chateau’ya yerleşti. Oradan şah yönetiminin yıkılması ve bir İslam cumhuriyetinin kurulması yolunda yoğun bir çalışmaya girişti. Mesajlarını ilettiği teyp bantları İran’da gitgide genişleyen bir kitleye ulaştı. 1978 sonlarında kitle gösterilerinin, grevlerin ve halk arasındaki hoşnutsuzluğun bütün ülkeye yayılması karşısında Şah Muhammed Rıza Pehlevi 16 Ocak 1979’da İran’ı terk etmek zorunda kaldı.

1 Şubat 1979’da İran’a döndü ve görkemli bir şekilde karşılandı. Devrimin dini önderi ilan edilen Humeyni, dört gün sonra bir hükümet atadı ve 1 Mart 1979 tarihinde Kum’a yerleşti. Anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dini önder seçildi.

Ülkede hükümet politikasının belirlenmesini büyük ölçüde içtihat yetkisine sahip mollalar üstlendi. Humeyni ise değişik devrimci gruplar arasında hakemlik etmekle ve kişisel ağırlığını kullanmasını gerektiren önemli konularda son kararı vermekle yetindi. Humeyni’nin dış politikasının başlıca ilkesi Batı yanlısı çizginin bütünüyle terk edilmesi ve hem ABD’ye, hem de Sovyetler Birliği’ne karşı uzlaşmaz bir tutum alınmasıydı.

Bir grup Devrim Muhafızı 4 Kasım 1979’da Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’ni ele geçirerek büyükelçilikte ve dışişleri örgütünde görevli 66 ABD vatandaşını rehin almasından sonra ABD ile ilişkiler çatışma noktasına geldi. Humeyni’nin onayıyla yapılan bu eylem, rehinelerin serbest bırakıldığı 29 Ocak 1981’e değin sürdü. İran,Saddam Hüseyin’in saldırması sonucu 1980-1988 arasında 8 yıl boyunca Irak’la savaştı. Humeyni İran-Irak Savaşı’na barışçı bir çözüm aramayı uzun süre reddetti. 1988 yılında ateşkes yapıldı. 3 Haziran 1989 tarihinde vefat etti.