Bedirhan Gökçe

Bedirhan Gökçe

Ne zaman sorsalar özgeçmişiniz diye, bunalır ve özgeçmişten ziyade öz geleceğe talip olduğunu söyler ve debdebelerle dolu geçmişimin renksizliği içinde birazda sıkılarak başlarım anlatmaya öz olan geçmişimi en öz şekliyle.

1988 senesinde TRT’nin açmış olduğu seslendirme sınavlarına girdiğim sırada mankenliğe de başlamıştım, tipim çok iyi olmasa da iyi taşırdım kıyafetleri.
Reklam, film, belgesel derken, çok alakasız bir zamanda devlet memuru oldum..
Memuriyetim boyunca "Allahım bana öyle bir iş verki gece oturup gündüz yatayım" diye dua ettim.. İleride bu duamın kabul olacağının bilinmezliği içinde..

2000 yılının Eylül’ünde Radyo Tatlıses’e başlamak üzere herşeyimi geride bırakarak Ankara’ya hüzün dolu bir vedanın ardından, geldim taşı toprağı "para kadın hırs" olan üçlü sac ayağının merkezi.. İstanbul şehrine..

Bu arada "Kanal A" televizyonundaki "Damlayan Mısralar" adlı programıma da devam ettiğimi düşünürsek, Ankara İstanbul otobanının dile gelmesi durumunda nasıl 9 kilo verdiğim en iyi şekilde anlatılmış olacaktır.

Alâkasız görülsede ben aynı zamanda siyah kuşak kareteciyim. Kısacası, şairin ifadesi ile "Biraz kül, biraz duman, o benim işte.""