İsmet İnönü
24 Eylül 1884 tarihinde İzmir'de doğdu. Babasının memuriyet tayini sebebiyle mahalle mektebine Sivas'ta başladı. Sivas Askerî Rüştiyesini 1895'te, Mühendishane-i Berrî-i Hümayunu 1903'te bitirdi ve erkân-ı harbiyye sınıfına ayrıldı. Erkân-ı Harbiyyeden 1906'da mezun oldu. Aynı yılın ekim ayında yüzbaşı olarak Edirne'deki 2. Ordunun 8. Alayında göreve başladı. 1907'de İttihat ve Terakkiye üye oldu. 1909'da Harekât Ordusu 2. Süvari Tümeni Karargâhında çalıştı. 1910-1913 arasında Yemende 7. Orduda hizmet gördü. 1912'de binbaşı oldu. Yemen Müretteb Kuvvetleri Kurmay Başkanlığına getirildi. Balkan Harbi'nde, Çatalca'daki sağ cenah kumandanlığı emrine verildi. 1914'te kaymakam oldu. 1915'te Çanakkale'de bulunan 2. Ordu kurmay başkanlığına tayin edildi ve aynı yıl miralay rütbesine yükseltildi. 2. Orduda yapılan değişiklik sonrasında doğu cephesine sevk edildi.
Mustafa Kemal Atatürk 2. Ordu kumandan vekili olunca, İnönü onun teklifiyle 12 Ocak 1917 tarihinde 4. Kolordu kumandanlığına getirildi. Önce Filistin cephesinde 20. Kolordu kumandanlığına, ardından 3. Kolordu kumandanlığına, sonra da Halep'te oluşturulan yeni ordunun 3. Kolordu kumandanlığına tayin edildi. Ekim 1918'de rahatsızlandı ve tedavi için İstanbula gitti. Sadrazam ve Harbiye Nâzırı Ahmed İzzet Paşa, kabineyi oluşturunca, 24 Ekim 1918 tarihinde Harbiye Nezâreti müsteşarlığına getirildi ama Hükûmet bir ay sonra çekilince İnönü bu görevinden ayrıldı.
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra İnönü, birçok subay gibi fiilen işsiz kaldı. Ocak 1920'de Yunan saldırısına karşı millî bir ordu kurulması konusunu Mustafa Kemal Atatürkle görüştü. 23 Nisan 1920 tarihinde açılan Büyük Millet Meclisine Edirne mebusu olarak katıldı ve Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye vekili oldu. 25 Ekim 1920 tarihinde Batı cephesi kuzey kesimi kumandanlığına tayin edildi. I. İnönü Savaşında Yunanlılara yenildi. 1 Mart 1921 tarihinde TBMM İnönüye mirlivâlık rütbesi verdi. II. İnönü Savaşında Yunan kuvvetleri ricata mecbur edildi.
Millî Mücadelenin kazanılmasının ardından Mudanya Mütarekesi müzakerelerine Türk heyeti başkanı olarak katıldı. Lozan Barış Konferansında Türkiyeyi temsil etmek üzere 26 Ekim 1922 tarihinde TBMM tarafından Hariciye Vekili, 2 Kasım 1922 tarihinde ise Murahhas Heyeti Başkanı seçildi.
11 Ağustos 1923 tarihinde çalışmalarına başlayan ikinci TBMMye Malatya milletvekili olarak girdi. Yeni meclis, Lozan Barış Antlaşmasını onayladı. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Kemal Atatürk, ilk cumhuriyet hükûmetini kurma görevini Ekim 1923'te İnönüye verdi. İnönü Hariciye Vekilliği görevini de üstlendi.
İnönü'nün uygulamaları, Millî Mücadeleye katılan ve hilafetin kaldırılmasına karşı olan bazı kumandanlarla arasının açılmasına yol açtı. Hem askerlik hem de milletvekilliği görevini sürdürenlerden, iki görevden birini tercih etmeleri istendi. Askerlikten ayrılanlar, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurarak İnönü Hükûmetine karşı örgütlü bir muhalefete girişti. Muhalefet partisinin kısa zamanda ülke çapında etkili olması İnönü'yü endişelendirdi. Cumhuriyet Halk Fırkasından otoriter tedbirlere başvurma yetkisi isteyen İnönü'nün isteği reddedildi. Bunun üzerine 21 Kasım 1924 tarihinde başvekillikten istifa etti.
Şeyh Said isyanının çıkması ve Hükûmetin bunu bastıramaması üzerine İnönü 3 Mart 1925 tarihinde bu isyanı bastırmakla görevlendirildi. İnönü, Takrîr-i Sükûn Kanununun ve iki İstiklâl Mahkemesi'nin kurulmasını mecliste kabul ettirdi. Şeyh Said ve bazı arkadaşları yakalandı. İsyan bastırıldıktan sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve fırkanın şubeleri kapatıldı. İnönü bu yolla muhalefeti susturdu ve 1937'ye kadar başvekil sıfatıyla iktidarda kaldı.
1929'da dünya ekonomik krizi yaşandı. Türkiye bundan etkilendi. Fethi Okyar, Atatürkün isteği üzerine Paristen döndü ve liberal ekonomik politikayı savunan Serbest Cumhuriyet Fırkasını kurdu. Ancak 1930'dan itibaren sıkı bir devletçilik programı uygulayan İnönü'nün girişimleri neticesinde Fethi Okyar, partiyi kapatmak zorunda kaldı.
İnönü ile Atatürk, yönetimde anlaşmazlığa düştü. Hükûmetin devletçi uygulamalarını ve ekonomik siyasetini başarısız bulan Atatürk, yönetime müdahale edince gerginlik arttı. Tüm devlet imkânlarına rağmen Hükûmet ekonomik gelişme sağlayamayınca, İnönü'den görevden çekilmesi istendi. İnönü 20 Eylül 1937 tarihinde izin alarak görevden ayrıldı, ardından istifa etti.
Atatürk'ün ölümü üzerine 11 Kasım 1938 tarihinde toplanan TBMM, İnönü'yü cumhurbaşkanı seçti. CHP'nin olağan üstü kongresinde ise değişmez genel başkan seçildi. Cumhurbaşkanlığı süresince millî şef olarak nitelendi. İnönü, yeni bir ekip kurdu, okullardaki ders programını değiştirdi, paralardan Atatürk'ün resmini kaldırıp kendi resmini koydu. Sert bir ekonomik ve sosyal politika uyguladı ve hiçbir konuda taviz vermedi.
İnönü, II. Dünya Savaşına bütün baskılara rağmen girmedi.
1940'ta Köy Enstitüleri açıldı ve öğretmen yetiştirilmeye başlandı. Fakat bu okullarda ateizm ve komünizm propagandası yapıldığı iddiaları yüzünden enstitüler kapatıldı. 1944'te Türk milliyetçiliği faaliyetleri, ırkçı ve Turancı olmakla suçlandı. Aralarında Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Zeki Velidi Togan ve Alparslan Türkeş'in bulunduğu yirmi üç Türkçü, gizli cemiyet kurmak, nizam düşmanlığı yapmak ve Hükûmeti devirmeye çalışmak gibi suçlamalarla tutuklandı.
II. Dünya Savaşının son yıllarında yaşanan ekonomik ve siyasi sıkıntılar neticesinde, Türkiye'de zorunlu olarak demokrasiye geçiş süreci başlatıldı. 1945'te Demokrat Parti kuruldu. Temmuz 1946 seçimlerini CHP, Mayıs 1950 seçimlerini ise DP kazandı.
1950-1960 arasında ana muhalefet partisi lideri olarak mecliste bulunan İnönü, sert bir muhalif tavır ortaya koydu. Ezanın tekrar Arapça okunmaya başlanması ve dinî eğitimde serbestlik gibi hususların laikliğe aykırı olduğunu devamlı gündeme getirdi.
Demokrat Parti iktidarı askerî bir darbeyle 27 Mayıs 1960 tarihinde yıkıldı. 1961 seçimlerinden CHP birinci parti olarak çıktı ama hükûmeti tek başına kuracak yeter sayıya ulaşamadı. Başbakanlığa tayin edilen İnönü, 1961 ila 1965 arasında üç koalisyon hükûmetine başkanlık etti. 22 Şubat ve 21 Mayıs darbe girişimlerinin bastırılmasını sağladı. Bu arada kendisine CHP içinde muhalefet edenlerin sayısı giderek arttı. Son koalisyon hükûmetinin mecliste düşürülmesinin ardından İnönü, iktidarı bıraktı. 1965 seçimleri CHP'nin yenilgisiyle sonuçlandı.
İnönü, CHP'nin on sekizinci kurultayında Bülent Ecevit'in parti genel sekreteri seçilmesini destekledi. 1969 genel seçimlerinde CHP seçimi yeniden kaybetti. İnönü, Ecevit'in tekrar genel sekreter seçilmesini sağladı. Fakat 12 Mart 1971 rejimi İnönü'yü Ecevit'le karşı karşıya getirdi. Askerî müdahaleye kesin tavır alan Ecevit beşinci olağan üstü kurultayda partiye hâkim oldu. Politikası onaylanmayan İnönü kongrede düşürüldü. 8 Mayıs 1972 tarihinde otuz dört yıla yakın süredir üstlendiği CHP genel başkanlığından ayrıldı. Parti politikasının sakıncalı bir şekilde değiştirildiğini ileri sürerek 5 Kasım 1972 tarihinde CHP'den istifa etti.
25 Aralık 1973 tarihinde Ankara'da öldü. Devlet töreniyle Anıtkabire defnedildi.